I-ÖZET
Dünyada yaşanan ekonomik kriz ülkemiz ekonomisini de etkilemiştir. Krizin ekonomimizdeki etkilerini müteakip iş ortamının iyileştirilmesi, kayıtlı ekonomiye geçişin hızlandırılması, vergi sistemi uygulamasında ortaya çıkan bazı sorunların aşılması, ekonomik gelişmelerin ve uygulamada ortaya çıkan tereddütlerin giderilmesi amacıyla bazı kanunlarda değişiklik yapan 18.02.2009 tarihli ve 5838 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında KanunTBMM’de kabul edilmiş ve 28.02.2009 tarih ve Mükerrer 27155 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Mezkûr kanunla,
§ 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununda,
§ 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda,
§ 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanununda,
§ 5253 sayılı Dernekler Kanununda,
§ 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda,
§ 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda,
§ 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununda,
§ 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununda,
§ 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununda,
§ 488 sayılı Damga Vergisi kanununda,
§ 492 sayılı Harçlar Kanununda,
§ 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunda,
§ 3835 sayılı Ahıska Türklerinin Türkiye’ye Kabulü ve İskânına Dair Kanunda,
§ 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında kanunda,
§ 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri kanununda,
§ 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda,
§ 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda,
§ 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununda,
§ 3056 sayılı Başbakanlık Teşkilatı Hakkında Kanunda,
§ 1136 sayılı Avukatlık Kanununda,
§ 5084 sayılı Kanununda,
§ 5174 sayılı Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununda,
§ 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununda,
değişiklik yapılmıştır. Makalemizin bundan sonraki bölümlerinde mezkûr kanunla vergi kanunlarında yapılan değişikliklere yer verilecektir.
I- GELİR VERGİSİ KANUNUNDA YAPILAN DE�zİ�zİKLİKLER
a) Muhtasar Beyannamenin Verilme Dönemi ve Ödeme Süresinin Belirlenmesine Yönelik Düzenleme Yapılmıştır.
Vergi dairelerine verilen muhtasar beyannameler ile SGK’na verilen aylık prim ve hizmet belgelerinin birlikte verilmesinde uyum sağlanabilmesi için, üçer aylık dönemlerde verilen muhtasar beyannamelerin aylık olarak verilmesine ve beyanname verme süresinden itibaren üç ayı geçmeyecek şekilde ödeme zamanı belirleme hususunda Gelir Vergisi Kanunu’nun 99 ve 119’ncu maddelerinde düzenleme yapılarak. Maliye Bakanlığına yetki verilmiştir.
5838 sayılı Kanun’un 32’nci maddesinin 5’nci fıkrasında yapılan düzenlemeyle, GVK’nun 99’nci maddesinde yer alan “Muhtasar beyannamenin şekil, içerik ve eklerini belirlemeye” ibaresi “Muhtasar beyannamenin şekil, içerik ve ekleri ile üçer aylık verilen beyannamelerin dönemini aylık olarak belirlemeye” şeklinde değiştirilmiştir.
5838 sayılı Kanun’un 8. maddesinde yapılan düzenlemeyle ise, Gelir Vergisi Kanunu’nun 119’ncu maddesine Maliye Bakanlığı, 94 üncü maddeye göre tevkifat yapacaklardan on ve daha az hizmet erbabı çalıştıranlar ile hizmet erbabı çalıştırmayanlara ilişkin olarak beyanname verme süresinden itibaren üç ayı geçmeyecek şekilde, ödeme zamanı belirlemeye yetkilidir.” fıkrası hükmü eklenmiştir.
Mezkûr maddelerde yapılan düzenlemelerle
X Maliye Bakanlığına, üçer aylık olarak verilen muhtasar beyannamelerin dönemini aylık olarak belirleme yetkisi verilmiş,
X Maliye Bakanlığına, on ve daha az hizmet erbabı çalıştıranlar ile hizmet erbabı çalıştırmayanların verecekleri muhtasar beyanname nedeniyle tahakkuk eden gelir vergisi stopajının ödeme zamanını belirleme yetkisi verilmiştir. Bu yetki çerçevesinde Bakanlık beyanname verme süresini aylık olarak belirlese de tahakkuk eden verginin yine üç ayda bir ödenmesini öngören bir düzenleme yapabilecektir.
b) AR-GE Gelir Vergisi Stopajı Teşvikine İlişkin Düzenleme Yapılmıştır.
5838 sayılı Kanun’la Gelir Vergisi Kanunu’na Geçici Madde 75 eklenmiştir. Mezkûr madde hükmü “GEÇİCİ MADDE 75– 31.12.2013 tarihine kadar, 28.2.2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen Ar-Ge ve destek personelinin, bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra hesaplanan gelir vergisinin; doktoralı olanlar için yüzde 90’ı, diğerleri için yüzde 80’i verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin edilir. Bu süre içerisinde, anılan maddenin bu maddeye aykırı olan hükmü uygulanmaz.” şeklindedir.
X Düzenleme 01.03.2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
X Geçici madde hükmüne göre, 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’un 3/2’nci maddesi hükmünün 31.12.2013 tarihine uygulanmaması, bu madde yerine yukarıda yer alan Geçici 75’nci madde hükmünün uygulanması öngörülmüştür.
X Mart ayına ilişkin olarak yapılacak ilk uygulamada, kapsamdaki Ar-Ge faaliyetlerinde istihdam edilen personelin ve destek personelinin ücretleri üzerinden asgari geçim indirimi uygulanacak, daha sonra personelin doktoralı olup olmamasına göre hesaplanan gelir vergisinin % 90 veya % 80’i tahakkuk ettirilip terkin edilecektir. Böylece daha önce istisna yöntemiyle personele sağlanan vergi teşviki belli bir süre için işverene aktarılmıştır.
II. KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNDA YAPILAN DE�zİ�zİKLİKLER
4/g. maddesi: Kurumlar vergisinden istisna kurum olan Milli Piyango İdaresi yerine “�zans oyunları lisans veya işletim hakkının hasılâtın belli oranda hesaplanan pay karşılığında verilmesi halinde bu hakkı devralan kurumlar hariç olmak üzere, 14.03.2007 tarih ve 5602 sayılı �zans Oyunları Hasılatından Alınan Vergi, Fon ve Payların Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinde tanımlanan ilgili kurum ve kuruluşlar” kurumlar vergisinden muaf kurumlar arasına alınmıştır.
Eklenen 32/A Maddesi ile: Teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlar için indirimli kurumlar vergisi oranı uygulaması getirilmektedir. Yapılan düzenlemeyle;
F Finans ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar,
F İş ortaklıkları,
F Taahhüt işleri,
F 4283 sayılı Kanun ile 3996 sayılı Kanun kapsamında yapılan yatırımlar ile,
F Rödovans sözleşmelerine bağlı olarak yapılan yatırımlar,
hariç olmak üzere, aşağıda belirtilen ve Hazine Müsteşarlığı tarafından teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançların, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulacaktır. Bu maddenin uygulamasında yatırıma katkı tutarı, indirimli kurumlar vergisi uygulanmak suretiyle tahsilinden vazgeçilen vergi yoluyla yatırımların Devletçe karşılanacak tutarını, bu tutarın yapılan toplam yatırıma bölünmesi suretiyle bulunacak oran ise yatırıma katkı oranını ifade edecektir.
Hem gelir hem de kurumlar vergisi mükellefleri indirimli kurumlar vergisinden yararlanabilecektir.([1])
Ö İndirimli Kurumlar vergisinden yararlanmak için yatırım teşvik belgesi almak zorunludur.
Ö İndirimli Kurumlar vergisi uygulaması illere ve bölgelere göre farklılık arz etmekte olup, bakanlar kurulu bu konuda belirleme yetkisine sahiptir.
Ö Bazı sektör ve mükellef grupları indirimli kurumlar vergisinden yararlanması mümkün değildir.
Ö Tevsi yatırımları da indirimli kurumlar vergisinden yararlanabilecektir.
Ö �zartları taşımadığı halde indirimli kurumlar vergisinden yararlanan mükellefler eksik tahakkuk ettirdikleri vergileri Vergi ziyaı Cezası uygulanmaksızın gecikme faizi ile birlikte ödemek zorunda kalacaklardır.
Ö Yatırımın tamamlanmadan devri halinde devralan mükellef şartları sağlaması kaydıyla İndirimli kurumlar vergisinden yararlanabilecektir.
Ö 5838 sayılı yasa kapsamında yatırım yapanlara belli şartlarda hazine arazisi de tahsis edilebilecektir.
Bu uygulamada Bakanlar Kurulu;
a) İstatistikî bölge birimleri sınıflandırması ile kişi başına düşen milli gelir ve sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeylerini dikkate almak suretiyle illeri gruplandırmaya ve gruplar itibarıyla teşvik edilecek sektörleri ve bunlara ilişkin yatırım ve istihdam büyüklüklerini belirlemeye,
b) Her bir il grubu için yatırıma katkı oranını % 25’i, yatırım tutarı 50 milyon Türk Lirasını aşan büyük ölçekli yatırımlarda ise % 45’i geçmemek üzere belirlemeye, kurumlar vergisi oranını % 90’a kadar indirimli uygulatmaya,
c) Yatırım harcamaları içindeki arsa, bina, kullanılmış makine, yedek parça, yazılım, patent, lisans ve know-how bedeli gibi harcamaların oranlarını ayrı ayrı veya topluca sınırlandırmaya,
yetkili kılınmıştır.
Geçici 3. madde : 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 2’nci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen SPK’nun düzenleme ve denetimine tâbi fonlar ile bu fonlara benzer yabancı fonlardan, katılımcıları ya da kurucuları tam mükellef gerçek kişi veya kurum olmayanların portföylerini yöneten ve Sermaye Piyasası Kurulunun izniyle kurulan portföy yönetim şirketleri, geçici 1 inci maddenin üçüncü fıkrasının uygulanması yönünden bu fonların iş merkezi olarak değerlendirilmeyeceği, daimi temsilcileri sayılacağına hükmedilmiştir.
Geçici 4. madde: Münhasıran tekstil, konfeksiyon ve hazır giyim, deri ve deri mamulleri sektörlerinde faaliyette bulunan mükelleflerden üretim tesislerini Bakanlar Kurulunca belirlenen illere31/12/2010 tarihine kadar nakleden ve asgari 50 kişilik istihdam sağlayan mükelleflerin, bu illerdeki işletmelerinden sağladıkları kazançlar için nakil tarihini izleyen hesap döneminden itibaren beş yıl süreyle kurumlar vergisi oranını % 75’i geçmemek üzere indirimli uygulatmaya Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır.
Yapılan düzenleme ile bu madde hükmünden gelir vergisi mükelleflerinin de yararlanması sağlanmış olup maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi Maliye Bakanlığına verilmiştir.
III. KATMA DE�zER VERGİSİ KANUNUNDA YAPILAN DÜZENLEMELER
5838 sayılı Kanun ile KDV Kanununun,
a)12’nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında,
b)29’ncu maddesinin (2) numaralı fıkrasında,
c)Geçici 17’nci maddesinde aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır.
a- İhracat Teslimi;
5838 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 12’nci maddesinin (1) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“1. Bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için aşağıdaki şartlar yerine getirilmiş olmalıdır:
a) Teslim yurt dışındaki bir müşteriye veya bir serbest bölgedeki alıcıya ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılmalı veya mallar yetkili gümrük antreposu işleticisine tevdi edilmelidir.
b) Teslim konusu mal Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olmalı ya da yetkili gümrük antreposuna konulmalıdır. Teslim konusu malın ihraç edilmeden önce yurt dışındaki alıcı adına hareket eden yurt içindeki firmalar veya bizzat alıcı tarafından işlenmesi veya herhangi bir şekilde değerlendirilmesi durumu değiştirmez.
Yetkili gümrük antrepoları ile buralarda düzenlenmesi zorunlu belgeleri belirlemeye, konulacak malın cinsi ve miktarı ile bunların antrepoda bekleme sürelerine ilişkin olarak sınırlama getirmeye, Gümrük Müsteşarlığının görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Yetkili gümrük antrepolarının işleyişine ilişkin olarak bu fıkra uyarınca belirlenen esaslara uyulmaması halinde ziyaa uğratılan vergi, buna ilişkin olarak kesilecek ceza ve hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesinden katma değer vergisi iadesi alanla birlikte antrepo işleticisi de müteselsilen sorumludur.”
KDV Kanununun 11’nci maddesi uyarınca ihracat teslimleri KDV’den istisnadır. Aynı Kanun’un 12/1’nci maddesinde ise bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesinin şartları iki bent halinde sayılmıştır. Fıkranın (a) bendinde, teslimin yurt dışındaki bir müşteriye veya bir serbest bölgedeki alıcıya ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılması gerektiği hüküm altına alınmıştır.
5838 sayılı Kanun’un 11’nci maddesi ile KDV Kanunu’nun 12/1’nci maddesinin yukarıda belirtilen (a) bendindeki hüküm “Teslim yurt dışındaki bir müşteriye veya bir serbest bölgedeki alıcıya ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılmalı veya mallar yetkili gümrük antreposu işleticisine tevdi edilmelidir.” şeklinde değiştirilmiştir.
KDV Kanunu’nun 12/1’nci maddesinin (b) bendinde ise bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için yerine getirilmesi gereken ikinci şart yer almaktadır. Bu bendin ilk cümlesi uyarınca, teslim konusu malın, Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olması ya da yurt dışındaki müşteriye gönderilmek üzere yetkili gümrük antreposuna konulması gerekmektedir.
5838 sayılı Kanun ile yukarıdaki bentte de değişiklik yapılmıştır. Buna göre “yurt dışındaki müşteriye gönderilmek üzere”ifadesi madde metninden çıkarılmıştır. Değişiklik sonrasında KDV Kanunu’nun 12/1’nci maddesinin (b) bendinin ilk cümlesi “Teslim konusu mal Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olmalı ya da yetkili gümrük antreposuna konulmalıdır.” şeklinde olmuştur.
Kanun’un gerekçesinde yukarıdaki değişikliklerin, yetkili gümrük antrepolarının işleyişine yönelik belirlemeler yapılmak suretiyle, yetkili gümrük antrepolarına işlerlik kazandırılması amacıyla yapıldığı belirtilmektedir. Daha önce yalnızca yurt dışına gönderilmek üzere yetkili gümrük antrepolarına mal konulması ihracat teslimi sayılırken, yapılan bu düzenlemeler sonucunda, malların yetkili gümrük antreposu işleticilerine tevdi edilmesi de ihracat teslimi olarak kabul edilecektir.
– Antrepoculukta Müteselsil Sorumluluk; KDV Kanun’unun 12’nci maddesinde yapılan değişikliğe göre; malların, yetkili gümrük antreposu işleticisine tevdi edilmesi ihracat sayılmış ve vergi ziyaına sebebiyet verilmesi durumunda müteselsil sorumluluk uygulaması getirilmiştir. Yetkili gümrük antrepolarının işleyişine ilişkin olarak bu fıkra uyarınca belirlenen esaslara uyulmaması halinde ziyaa uğratılan vergi, buna ilişkin olarak kesilecek ceza ve hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesinden katma değer vergisi iadesi alanla birlikte antrepo işleticisi de müteselsilen sorumlu tutulmuştur.
Yetkili gümrük antrepoları ile buralarda düzenlenmesi zorunlu belgeleri belirlemeye, konulacak malın cinsi ve miktarı ile bunların antrepoda bekleme sürelerine ilişkin sınırlama getirmeye, Gümrük Müsteşarlığının görüşü alınmak kaydıyla Maliye Bakanlığına yetki verilmiştir.
Düzenleme 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
b- İndirimli Orana Tabi İşlemlere İlişkin KDV İade Uygulaması;
5838 sayılı ile KDV Kanunu’nun 29’ncu maddesinin (2) numaralı fıkrasının sonunda yer alan “Yılı içinde mahsuben iade edilemeyen vergi nakden iade edilir. Bakanlar Kurulu, vergi nispeti indirilen mal ve hizmet grupları ile sektörler itibarıyla, amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisinin iade hakkını kaldırmaya; Maliye Bakanlığı, bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.” ibaresi “Yılı içinde mahsuben iade edilemeyen vergi izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya mükellefin yukarıda sayılan borçlarına mahsuben iade edilir. Bakanlar Kurulu, vergi nispeti indirilen mal ve hizmet grupları ile sektörler itibarıyla, iade hakkını kısmen veya tamamen ya da amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisi ile sınırlı olmak üzere kaldırmaya; Maliye Bakanlığı, bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.” şeklinde değiştirilmiştir.
Yapılan değişiklikle;
Ö 99 seri no’lu KDV Genel Tebliği ile indirimli oranda işlemlere ilişkin iade taleplerine getirilen 1 yıllık süre uygulaması yasal dayanağa kavuşturulmuş,
Ö İadenin nakden veya belirlenen borçlara mahsuben yapılabilmesine açıklık kazandırılarak indirimli orana tabi işlemlerde, yılı içinde mahsup edilemeyen verginin iadesi konusundaki mevcut uygulamaya açıklık getirilmektedir.
Ö KDV Kanunu’nun 29/2’nci maddesinde yer alan hüküm uyarınca, Bakanlar Kurulu’nun vergi nispeti indirilen mal ve hizmet grupları ile sektörler itibarıyla, sadece amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisinin iade hakkını kaldırma yetkisi bulunmaktadır. Vergi güvenliği ve kayıt dışılıkla mücadele çerçevesinde, indirimli orana tabi bazı işlemlerde iade hakkını kaldırma konusunda Bakanlar Kurulunun yetkili kılınması olduğu ifade edilerek bu yetki; “vergi nispeti indirilen mal ve hizmet grupları ile sektörler itibarıyla, iade hakkını kısmen veya tamamen ya da amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisi ile sınırlı olmak üzere kaldırmaya” şeklinde genişletilmiştir.
c- Dâhilde İşleme ve Geçici Kabul Rejiminde Yapılan Değişiklik
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun geçici 17’nci maddesinin değişmeden önceki şeklinde, dâhilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin 31.12.2008 tarihine kadar tesliminde Katma Değer Vergisi Kanunu’na göre bölgeler, sektörler veya mal grupları itibariyle işlem yaptırmaya Bakanlar Kurulu’nun yetkili olduğu hükmü yer almaktaydı.
Yapılan değişiklik sonrasında, dâhilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin yurt içinden tecil – terkin kapsamında KDV ödenmeksizin temini uygulaması31.12.2010 tarihine kadar 2 yıl süreyleuzatılmıştır.
Değişiklik 01.01.2009 tarihinden geçerli olmak üzere, 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
IV. ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNUNDA YAPILAN DE�zİ�zİKLİKLER
4760 sayılı Kanuna ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelinde yer alan baz yağlar ve madeni yağlar için uygulanan maktu tutarları, bu malların piyasada taşıt araçlarında motorinle karıştırılmak suretiyle yasa dışı kullanımının ve vergi kaybının önüne geçmek amacıyla 0,9345 TL olarak belirlenmiş, yağlama müstahzarları verginin konusuna dâhil edilmiştir.
V. GİDER VERGİLERİ KANUNU’NDA YAPILAN DE�zİ�zİKLİKLER
Mezkûr kanun ile, 6802 Sayılı Gider Vergileri Kanunu’nda yapılan değişiklikler özet olarak aşağıdaki gibidir.
X Kablolu, kablosuz ve mobil internet servis sağlayıcılığı hizmetine ilişkin özel iletişim vergisi oranı % 15’ten % 5’e indirilmiştir. Düzenleme01.03.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş olup yapılan bu değişiklik ile özel iletişim vergisinin oranı 1 Mart 2009 tarihinden itibaren internet hizmetlerinde % 5’e düşürülmüştür
X Menkul kıymet yatırım fonlarının ve menkul kıymet yatırım ortaklıklarının sermaye piyasalarında yaptıkları işlemler dolayısıyla lehe aldıkları paralar, banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisna edilmiştir. Gider Vergileri Kanunu’nda yapılan ve yukarıda belirtilen değişiklikle getirilen istisna düzenlemesine paralel olarak, menkul kıymet yatırım fonlarının, değişikliğin yapıldığı tarihe kadar sermaye piyasasında yaptıkları işlemlere ilişkin banka ve sigorta muameleleri vergisi ile buna bağlı cezaların tahsilinden vazgeçilmektedir.
Düzenleme 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
VI. DAMGA VERGİSİ KANUNUNDA YAPILAN DE�zİ�zİKLİKLER
Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun “IV- Makbuzlar ve Diğer Kâğıtlar” bölümünde yapılan değişiklik sonucu; muhtasar beyannameler ile sigorta prim bildirgelerinin elektronik ortamda birlikte alınması uygulamasına geçileceği öngörülerek, elektronik ortamda birlikte verilecek söz konusu kâğıtlardan sadece muhtasar beyanname için Damga Vergisi alınması (20 TL), bu doğrultuda sigorta prim bildirgelerinden ayrıca damga vergisi aranılmaması hükme bağlanmıştır.
VII. HARÇLAR KANUNUNDA YAPILAN DE�zİ�zİKLİKLER
KAT İRTİFAKLI GAYRİMENKUL SATI�zLARI;
492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 63’ncü maddesinin ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere; “Kat irtifaklı gayrimenkul devir ve iktisaplarında harç, devir ve iktisap bedelinin tamamı üzerinden hesaplanır.” fıkrası eklenmiştir, Dolayısıyla kat irtifakı tesis edilmiş gayrimenkullerin devir ve iktisabında tapu harcının, devir ve iktisap bedeli üzerinden hesaplanması hükme bağlanmıştır. Böylece 5766 sayılı Kanun’la bu maddede yapılan değişiklikle devir ve iktisap bedelinin harca esas olunması uygulamasına geçilmesinden sonra, kat irtifaklı arsa satışlarından devir ve iktisap bedelinin gayrimenkulün yanı sıra, inşaat taahhüdü bedelini de içermesine rağmen devir bedeli olarak kat irtifaklı arsanın devir ve iktisap bedeli olarak kabul edilerek harca tabi tutulması konusundaki Genel Tebliğ’le getirilen uygulama yasal zemine oturtulmuştur. Düzenleme 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
(4) SAYILI TARİFEDEKİ DE�zİ�zİKLİKLER;
Harçlar Kanunu’nun (4) sayılı tarifesinin “I-Tapu işlemleri” başlıklı bölümünün 12’nci fıkrası ile 13’ncü fıkrasının (a) ve (c) bentleri ile 20’nci fıkrasının (e) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir; Düzenleme 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
– 12 Numaralı Fıkra “12. Satış vaadi sözleşmeleri ile irtifak hakkı tesisi vaadi sözleşmelerinin tapu siciline şerhinde, sözleşmede yazılı bedel üzerinden (Bu bedel, sözleşmeye konu gayrimenkulün emlak vergisi değerinden az, emlak vergisi değerinin iki katından çok olamaz) bedelsiz olanlarında emlak vergisi değeri üzerinden (Binde 5,4)”
Böylece Satış ya da irtifak hakkı tesisi vaadi sözleşmelerinin tapu siciline şerhinde; değişiklik öncesinde devam eden sözleşmede yazılı bedel ile kayıtlı değerin yüksek olanı üzerinden şerh uygulamasına son verilmiş, matrahın ilgili gayrimenkulün emlak vergisi değerinden düşük ve bu değerin iki katını geçmemek üzere sözleşmede yazılı bedel olması öngörülmüştür.
– 13 Numaralı Fıkranın (a) ve (c) Bentleri; (4) sayılı tarifenin 13/a ve 13/c fıkralarına göre nispi esasa göre tahsil edilmekte olan harçların maktu esasa göre alınması hüküm altına alınmıştır. Cins ve Kayıt Tashihi Harçları’nda 5838 Sayılı Kanun ile gelen düzenleme öncesinde Kanun’a ekli IV sayılı tarifenin 13’üncü pozisyonunun (a) ve (c) bentleri uyarınca binde 15, binde 7,5 ve on binde 5 oranlarında olan harç uygulaması, yapılan düzenleme ile artık nispi değil, maktu olarak alınması şeklinde değiştirilmiştir. Mezkûr değişiklikler aşağıdaki gibidir;
a) Arsa ve arazi üzerine yeniden inşa olunacak bina ve sair tesislerin tescilinde (her bir bağımsız bölüm için vesair tesis için) |
100 TL |
Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilmiş bulunan sosyal mesken, işçi evleri ve bunlardan daha düşük nitelikteki meskenlerin tescilinde (Her bir bağımsız bölüm için)
Tapu siciline tescil yapılmaması halinde de bu harcın tahsili aynı esaslar dâhilinde yürütülür.” |
50 TL |
c) (a) fıkrası dışında kalan her nevi, cins ve kâğıt tashihinde (her bir işlem için) |
50 TL |
– 20 Numaralı Fıkranın (e) Bendi
“Gayrimenkul üzerine irtifak hakkı tesis ve devrinde (634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre yapılan kat irtifakları hariç olmak üzere) tesis ve devir için ödenen bedel (Bu bedel, üzerinde hak tesis edilen gayrimenkulün emlak vergisi değerinin iki katından çok olamaz) üzerinden devir alan için (Binde 15)”
Bu düzenleme ile, gayrimenkul üzerine irtifak hakkı tesis ve devrinde, harca tabi tutulacak değerin, üzerinde hak tesis edilen gayrimenkulün emlak vergisi değerinin iki katından çok olamayacağı açıklanmış, böylece harç tutarlarının hesaplanmasında esas alınacak tavan tutarı açık bir şekilde ifade edilmiştir.
X 492 sayılı Harçlar Kanununun mükerrer 138 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “maktu harçları yarısına kadar, nispi harçları ise bu fıkra ile artırılmadan önceki seviyelerine indirmeye,” ibaresi “maktu harçları yarısına, nispi harçları ise Kanunla belirlenen oranların onda birine kadar indirmeye,” şeklinde değiştirilmiştir. Bu düzenleme ile, nispi harçların oranlarının tespitine ilişkin Bakanlar Kuruluna verilmiş olan yetkinin sınırları yeniden belirlenmiştir.
X Gayrimenkullerin kanunda öngörülen süre içinde tapuda tashih ve tescillerinin gerçekleştirilmemesi halinde, 492 sayılı Kanunun (4) sayılı tarifesinin 13/a ve 13/c fıkralarına göre tahsil edilmiş olan harcın % 50’si kadar ilave harç tahsil edilmesine yönelik hüküm yürürlükten kaldırılmıştır.
X Kanun’un geçici 6’ncı maddesiyle, Harçlar Kanununun (4) sayılı tarifesinin “I-Tapu İşlemleri” başlıklı bölümünün (13) numaralı fıkrasının (a) ve (c) bentlerinde yapılan değişiklikle aynı tarifenin sonunda yer alan hükmün kaldırılmasına yönelik düzenlemenin, 28.02.2009 tarihinden önce;
– Cins tashihi yapılmamış arsa ve arazi üzerine inşa olunan bina vesair tesislerin tescilinde,
– Bayındırlık ve İskân Bakanlığının görüşü alınarak Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilmiş bulunan sosyal mesken, işçi evleri ve bunlardan daha düşük nitelikteki meskenlerin tescilinde,
– Bunların dışında kalan her nevi cins ve kayıt tashihinde de
uygulanacağı ve bunlarla ilgili olarak ayrıca vergi cezası ve gecikme faizi aranmayacağı hüküm altına alınmıştır. Yapılan düzenlemeye göre, 28.02.2009 tarihinden önce tahsil edilmiş tutarlar iade edilmeyecek, ancak bu tarihten önce tarh ve tahakkuk ettirilmiş olan harçların takip ve tahsiline devam edilecektir.
VIII- 5084 Sayılı Kanun Kapsamında Bazı İllerde Uygulanan Teşvik ve Desteklerde Yapılan Değişiklikler<formulas></formulas>
5838 sayılı kanun ile 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikler yapılmış olup;
1-) 5084 Sayılı Kanun’da Yer Alan Gelir Vergisi Stopajı Teşviki, Sigorta Primi İşveren Hissesi Teşviki ve Enerji Desteğinin 31.12.2008 Olan Geçerlilik Süresi 31.12.2009’a Kadar Uzatılmıştır.
DİE Başkanlığınca 2001 yılı için belirlenen fert başına gayri safi yurt içi hâsıla tutarı, 1500 ABD Doları veya daha az olan iller ile bu iller dışında kalan ve DPT Müsteşarlığınca 2003 yılı için belirlenen sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasına göre endeks değeri eksi olan illerde;
a) 1.4.2005 tarihinden itibaren yeni işe başlayan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, en az on işçi çalıştırmaları koşuluyla, bu iş yerlerinde çalıştırdıkları işçilerin,
b) 1.4.2005 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden asgarî on işçi çalıştıranların iş yerlerinde fiilen çalışan işçilerin;
a- Gelir Vergisi Teşviki Uygulaması; Ücretleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinin; organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu iş yerleri için tamamı, diğer yerlerdeki iş yerleri için yüzde sekseni, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden terkin edilmesi uygulaması 31.12.2009 tarihine kadar uzatılmıştır.
Ocak/2009 dönemi muhtasar beyannameleri Kanun’un yayımı tarihi itibariyle verilmiş olduğundan, söz konusu beyannamelerin düzeltilerek tekrar verilmesi gerekmektedir.
b- Sigorta Primi İşveren Hissesi Teşviki Uygulaması; Yukarda belirtilen şartları taşıyan işçilerin prime esas kazançları üzerinden 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 72, 73’ncü maddeleri uyarınca hesaplanan sigorta primlerinin işveren hissesinin; organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu iş yerleri için tamamı, diğer yerlerdeki iş yerleri için yüzde sekseni Hazinece karşılanacak olup, uygulama 31.12.2009 tarihine kadar devam edecektir.
c- Enerji Desteği Uygulaması; 1.4.2005 tarihinden itibaren faaliyete geçen ve asgarî on işçi çalıştıran işletmeler ile 1.4.2005 tarihinden önce faaliyete geçmiş ve asgarî on işçi çalıştıran işletmelerden; fiilen ve sürekli olarak hayvancılık (su ürünleri yetiştiriciliği ve tavukçuluk dahil), organik ve biyoteknolojik tarım, kültür mantarı yetiştiriciliği ve kompostu, seracılık, sertifikalı tohumculuk ve soğuk hava deposu ile imalât sanayi, madencilik, turizm konaklama tesisi, eğitim veya sağlık alanlarında faaliyette bulunanların elektrik enerjisi giderlerinin yüzde yirmisi Hazinece karşılanması uygulaması 31.12.2009 tarihine kadar uzatılmıştır.
2- Bedelsiz Yatırım Yeri Tahsisi Uygulaması Yürürlükten Kaldırılmıştır.
Yukarıda belirtilen iller ile kalkınmada öncelikli yöreler kapsamındaki illerde, 5084 sayılı Kanun’un 5’nci maddesinde yer alan en az on kişilik istihdam öngören yatırımlara girişen gerçek veya tüzel kişiler lehine; Hazineye, özel bütçeli kuruluşlara, il özel idarelerine veya belediyelere ait arazi veya arsaların üzerinde kırk dokuz yıl süreli bağımsız ve sürekli nitelikli bedelsiz irtifak hakkı tesis edilmesi uygulamasına bu kanunla son verilmiştir.
Ancak 5838 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun’un 30’ncu maddesi ile 5084 Sayılı Kanun’a Geçici 3’ncü madde eklenmiştir. Geçici 3’ncü madde ile, maddenin yürürlüğe girdiği tarihte bedelsiz irtifak hakkı tesis edilmek veya kullanma izni verilmek amacıyla ilana çıkılmış ancak, işlemleri tamamlanmamış taşınmazlar için mülga 5. madde hükümleri uygulanacağı, mülga 5’nci madde kapsamında bedelsiz irtifak hakkı tesis edilen veya kullanma izni verilen taşınmazlar hakkında söz konusu hükümlerin uygulanmaya devam olunacağı belirtilmiştir.
IX. Dİ�zER KANUNLARDA YAPILAN DEGİŞİKLİKLER
X Hurda haline gelen ve çalışma imkânı bulunmayan belli model yılının üzerindeki motorlu kara taşıtlarının hurdaya çıkarılması halinde, bu taşıtlarla ilgili olarak tahakkuk etmiş ve ödenmemiş olan motorlu taşıtlar vergisi ile gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları ve 31.12.2008 tarihine kadar kesilen idari para cezalarının terkin edilmesi öngörülmüştür.
[1]– SOYLU, Tunahan. Vergi Denetmeni, “Yatırım İndirimi İndirimli Kurumlar Vergisi Adıyla Geri Geldi” http://www.bilgilidenetim.com/makale/goster/248, (Erişim:14.03.2009)