1- GİRİŞ
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile birlikte kısa vadeli sigorta kolları yeniden düzenlenmiştir. Mülga 506 sayılı Kanun hükümlerine göre, kısa vadeli sigorta kolları iş kazası ve meslek hastalığı sigortası, hastalık sigortası ve analık sigortası kollarından oluşmakta ve rahatsızlığın niteliğine göre bu sigorta kollarından her türlü gider yapılmakta idi. Yani sigortalının hastalanması durumunda, sigortalının kanunda öngörülen şartları taşıyor ise, tedavi giderleri ile tedavi sonrası istirahatlı kalınması halinde verilecek ödenekler “hastalık sigortasından” karşılanmaktaydı.
Ancak 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte kısa vadeli sigorta kolu tek bir sigorta kolu olarak değerlendirildi. Kısa vadeli sigorta kolunun içeriğinde iş kazası meslek hastalığı, hastalık hali ve analık hali yer aldı. İş kazası meslek hastalığı, hastalık hali ve analık halinde gelir ve ödeneğin, kısa vadeli sigorta kolundan karşılanması, tedavi giderlerinin ise genel sağlık sigortası tarafından karşılanması uygun görüldü.
Bu yazımızda Analık halinde yapılan sağlık yardımları ve analık halinde ödenen gelir ve ödeneklerin ödenme usul ve esasları ile kadın sigortalının doğum yapması halinde borçlanabileceği sürelere ilişkin bilgi vereceğiz.
2- ANALIK HALİ
2.1 Analık Halinin Tanımı
Analık hali; kısa vadeli sigorta kolu olup, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendine tabi sigortalılar hakkında uygulanmaktadır. 5510 sayılı Kanunun 6 ncı fıkrası gereği kısa vadeli sigorta kollarına ilişkin hükümlerin (4/c) kapsamında sigortalı sayılanlara uygulanmaması nedeniyle, analık hali hükümleri de (4/c) kapsamındaki sigortalılar hakkında uygulanmamaktadır.
Analık hali, 5510 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında; “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşinin, kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadının ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşinin gebeliğinin başladığı tarihten itibaren doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık, çoğul gebelik halinde ise ilk on haftalık süreye kadar olan gebelik ve analık haliyle ilgili rahatsızlık ve özürlülük halleri analık hali kabul edilir.” hükmü ile tanımlanmıştır.
Buna göre, analık süreci gebeliğin başladığı tarih ile doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık süredir. Eğer, çoğul gebelik var ise bu süreye iki hafta ilave edilerek doğumdan sonraki ilk on haftaya kadar olan süre analık hali olarak değerlendirilmektedir. Doğum olaylarından çocuğun, 180 günlük dönemde dünyaya gelmesi “düşük” 180 günlük ya da daha sonra dünyaya gelmesi “doğum” olarak adlandırılmaktadır. Kısa vadeli sigorta kollarından yararlanabilmek için “doğum” halinin gerçekleşmesi gerekmektedir. Aksi takdirde “düşük” halinde anılan sigorta kolundan yardım söz konusu olamamaktadır.
2.2 Analık halinde Sağlanan Yardımlar
Analık halinde kısa vadeli sigorta kolundan geçici iş göremezlik ödeneği ve emzirme ödeneği verilirken, gebelik ve doğum yardımı ile ilgili giderler genel sağlık sigortası tarafından karşılanmaktadır. 5510 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce mülga 506 sayılı Kanun hükümlerine göre SSK kapsamındaki sigortalılardan, analık sigortasından yararlanabilmeleri için analık sigortasına prim kesilmekte idi. Mülga 506 sayılı Kanunda analık sigortası prim oranı %1 olup, bu oranın tamamı işveren tarafından ödeniyordu. Sigortalı ile ilgili maktu gebelik ve doğum yardımı ile emzirme ödeneği ve geçici iş göremezlik ödeneği analık sigortası kolundan karşılanıyordu. 5510 sayılı Kanun ile analık sigortası kaldırılarak kısa vadeli sigorta kolu içerisinde “analık hali” olarak değerlendirildi. Dolayısı ile işverenlerden alınan %1 lik prim oranı da kaldırıldı. Kısa vadeli sigorta kolları primi olarak işin tehlike ve sınıf derecesine göre 1 ila 6,5 arasında prim alınmaktadır.
2.2.1 Genel Sağlık Sigortasından Sağlanan Yardımlar
5510 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde; “Analık sebebiyle ayakta veya yatarak; hekim tarafından yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler, doğum, laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler,hasta takibi, rahim tahliyesi, tıbbî sterilizasyon ve acil sağlık hizmetleri, ilgili Kanunları gereğince sağlık meslek mensubu sayılanların hekimlerin kararı üzerine yapacakları tıbbî bakım ve tedavilerin finansmanı da Kurumca karşılanacaktır” hükmü yer almaktadır.
Anılan hüküm gereği gebeliğin başlangıcından doğum anına kadar geçen sürede analık ile ilgili her türlü tedavinin genel sağlık sigortası kapsamında karşılanacağı açıkça ifade edilmiştir. Mülga 506 sayılı Kanunda gebelik ve doğum yardımı analık sigortasından finansmanı sağlanırken, artık anılan yardımlar genel sağlık sigortası kolundan finansmanı sağlanacaktır. Analık halinde tedavi giderlerinin karşılanabilmesi için sigortalının sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihten önceki son bir yıl içinde toplam 30 gün genel sağlık sigortası prim ödeme gün sayısının olması gerekmektedir. Ayrıca (4/b) kapsamındaki sigortalının 30 gün prim ödeme gün sayısı olması şartı ile birlikte, sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihte 60 günden fazla prim ve prime ilişkin her türlü borcunun bulunmaması gerekmektedir.
Analık hali durumunu yakından ilgilendiren ve 5510 sayılı Kanun hükmü ile getirilen tüp bebek uygulamalarında masrafların karşılanması ile ilgili hususuna da değinilerek konuya açıklık getirmenin faydalı olacağı kanısındayız. Kısırlık tedavilerinde kullanılan yöntemlerden biri olan tüp bebek uygulamalarında sosyal güvenlik kurumları tedavi giderlerini karşılamamakta idi. 2005 yılında devlet memurlarının tüp bebek ile ilgili masrafları karşılanmaya başlandı. Tüp bebek uygulamasının Sağlık Bakanlığınca bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmesi ile birlikte, 5510 sayılı Kanunda düzenleme yapılırken bu konu gündeme getirilmiş ve belirli şartların taşınması halinde tüp bebek ile ilgili tedavi giderleri genel sağlık sigortası kapsamında değerlendirilmiştir.
2.2.1.1 Tüp Bebek Tedavi Masraflarının Karşılanmasının �zartları,
Evli olmakla birlikte çocuk sahibi olmayan genel sağlık sigortalısı kadın ise kendisinin, erkek ise karısının;
FYapılan tıbbî tedavileri sonrasında normal tıbbî yöntemlerle çocuk sahibi olamadığının ve ancak yardımcı üreme yöntemi ile çocuk sahibi olabileceğinin Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları, sağlık kurulları tarafından tıbben mümkün görülmesi,
F23 yaşından büyük, 39 yaşından küçük olması,
FSon üç yıl içinde diğer tedavi yöntemlerinden sonuç alınamamış olduğunun Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları, sağlık kurulları tarafından belgelenmesi,
FUygulamanın yapıldığı tıbbî merkezin Kurum ile sözleşme yapmış olması,
FEn az beş yıldır genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olunan kişi olup, 900 gün genel sağlık sigortası prim gün sayısının olması,
şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde en fazla iki deneme ile sınırlı olmak üzere, yardımcı üreme yöntemi tedavileri ile bir hastalığın tedavisinin başka tıbbî bir yöntemle mümkün olmaması ve Sosyal Güvenlik Kurumunca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları sağlık kurulları tarafından tıbben zorunlu görülmesi halinde, üremeye yardımcı tedavi yöntemlerinin finansmanı Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanmaktadır. Sağlık raporu, Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşme yapan sağlık kuruluşlarınca değil özel olarak Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından düzenlenmesi gerekmektedir.
2.2.2 Kısa Vadeli Sigorta Kollarından Sağlanan Yardımlar
2.2.2.1 Geçici İş Göremezlik Ödeneği
Analık halinde geçici iş göremezlik ödeneğinden aşağıda belirtilen sigortalılar yararlanabilmektedirler.
F 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrası (a) bendi kapsamındaki sigortalı kadının
F 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine tabi sigortalılardan,
1. Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olan sigortalı kadının,
2. Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olan sigortalı kadının,
3. Tarımsal faaliyette bulunan sigortalı kadının,
4. Muhtarın (kadın),
FHizmet akdi ile çalışmamakla birlikte, ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutuklu kadının,
FÜlkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçi kadının
analığı hâlinde, geçici iş göremezlik ödeneği doğumdan önceki ve sonraki çalışmadığı sekizer haftalık süreler için verilmektedir. Çoğul gebelik var ise, doğumdan önceki ve sonraki sekiz haftalık sürelere iki hafta ilave edilmektedir.
Sigortalı kadın eğer istekte bulunur ve hekimde onaylarsa doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışabilir. Kanun gereği hak edilen doğumdan önceki sekiz haftanın, ilk beş haftasını doğumdan sonra ki sekiz haftaya (çoğul gebelik halinde 7 hafta) ilave edilir ve çalışmadığı doğumdan sonraki sekiz hafta ile ilave edilen her gün için sigortalı kadına geçici iş göremezlik ödeneği ödenir.
Analık halinde geçici iş göremezlik ödeneği alınması ile ilgili olarak (4/b) kapsamındaki sigortalılardan, kısa vadeli sigorta primi ödemesine karşın bazı sigortalılara bu hak verilmemiştir. 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendinde sayılan şirket ortağı kadın sigortalının analığı halinde geçici iş göremezlik ödeneği alabileceği ile ilgili bir hüküm Kanunda bulunmadığından, (4/b) kapsamında sigortalı olan şirket ortağı kadın, analık halinde iş göremediği süreler için, geçici iş göremezlik ödeneğinden faydalandırılmayacaktır.
Geçici iş göremezlik ödeneğinden yararlanabilmek için;
FDoğum olayının gerçekleşmesi,
FSigortalılık niteliğinin sona ermemesi,
FDoğumdan önceki bir yıl içindeki en az 90 gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması,
FGeçici iş göremezlik aldığı süre içerisinde çalışmamış olması gerekmektedir.
Ayrıca (4/a) kapsamındaki sigortalı kadının doğumdan önceki bir yıl içerisinde en az 90 gün prim ödeme gün sayısı bulunması yeterli olup ödenmesi şart değildir. Ancak (4/b) kapsamında sigortalı kadının analık halinde geçici iş göremezlik ödeneği genel sağlık sigortası dâhil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması şartıyla ödenmektedir. (4/b) kapsamındaki sigortalıların geçici iş göremezlik ödeneği alınabilmesi için, iş kazaları ve meslek hastalığı halinde ödeneğin ödenmesi için gerekli olan yatarak tedavi şartı analık halinde aranmayacaktır.
Sigortalı kadının analığı halinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneği, yatarak tedavilerde 5510 sayılı Kanunun 17 nci maddesine göre hesaplanacak günlükkazancının yarısı, ayaktan tedavilerde ise üçte ikisidir. Mülga 506 sayılı kanuna göre sigortalı kadının analığı halinde ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği günlük tutarın 2/3 ü kadardı. Mülga 1479 sayılı Kanuna göre sigortalı olanlar için geçici iş göremezlik ödeneği ödenmemekte idi.
Sigortalı maktu gebelik ve doğum yardımı esnasında, hekimin bildirdiği tedbir ve tavsiyelere uymayarak, normal tedavi süresinin uzamasına veya malul kalmasına sebep olursa, bu husus hekim raporu ile tespit ve belgelendirilir ise sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği uzayan tedavi süresi veya artan iş göremezlik oranı esas alınarak dörtte birine kadarı eksiltilir.
2.2.2.2 Emzirme Ödeneği
(4/b) kapsamında sigortalılara getirilen yeni haklardan bir diğeri de sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşine verilen emzirme ödeneğidir. Emzirme ödeneği 5510 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinde düzenlenmiştir. Sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşine, her çocuk için yaşaması şartıyla doğum tarihinde geçerli olan ve Kurum Yönetim Kurulunca belirlenip Bakan tarafından onaylanan tarife üzerinden emzirme ödeneği verilecektir. Bu tutar yönetim kurulunca henüz belirlenmemiş olup daha önce mülga 506 sayılı Kanun hükümlerine istinaden ödenen 50TL uygulamasına devam edilmektedir.
2.2.2.2.1 Emzirme Ödeneğinden Yararlanma �zartları
Emzirme ödeneği (4/a) ve (4/b) kapsamındaki
Þ Sigortalı kadına,
Þ Sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe,
Þ 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılardan; kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadına ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşine,
her çocuk için yaşaması şartıyla doğum tarihinde geçerli olan ve Kurum Yönetim Kurulunca belirlenip Bakan tarafından onaylanan tarife üzerinden verilmektedir. Kurum yönetim kurulu henüz bu tutarı belirlememiş olup yeni tutar belirlenene kadar bir defada verilmek üzere emzirme ödeneği tutarı 50TL’dir.
Sigortalı kadına veya sigortalı olmayan eşinin doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe emzirme ödeneği verilebilmesi için, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının;
Þ (a) bendi kapsamında olanlar için doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi bildirilmiş olması,
Þ (b) bendi kapsamında olanlar için doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi yatırılmış ve genel sağlık sigortası primi dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması,
Gerekmektedir.
Emzirme ödeneğine hak kazanan sigortalılardan sigortalılığı sona erenlerin, sigortalılıklarının sona erdiği tarihten başlamak üzere üçyüz gün içinde çocukları doğarsa, sigortalı kadın veya eşi analık sigortası haklarından yararlanacak sigortalı erkek, doğum tarihinden önceki onbeş ay içinde en az 120 gün prim ödenmiş olması halinde sigortalı kadın veya sigortalı olmayan eşinin doğum yapması halinde sigortalı erkek emzirme ödeneğini alabilecektir.
2.3 Analık Halinde İşverenin Sorumluluğu
Sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde sigortalı işe giriş bildirgesi ile bildirilmemesi halinde, bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının sosyal güvenlik kurumunca tespit edildiği tarihten önce meydana gelen analık halleri sonucu ilgililerin gelir ve ödenekleri Kurumca karşılanmaktadır. Ancak bu hallerde, analık hali için sosyal güvenlik kurumunca yapılan ve ileride yapılması gerekli bulunan her türlü masraflar işverenden alınmaktadır.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olduğu halde, 8 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen süre içerisinde bildirimde bulunmayanlara, bildirimde bulunulmayan sürede analık halleri sonucu ilgililerin gelir ve ödenekleri Kurumca ödenmeyecektir.
3- ANALIK HALİNDE BORÇLANMA
5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin birinci fıkrası (a) bendi ile (4/a) kapsamındaki sigortalı kadının analığı halinde belirli şartların taşınması halinde iki çocuk için toplam 4 yıllık bir süreyi borçlanabilme hakkı tanınmıştır. Kanun metninde “……4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalı kadının, iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla talepte bulunulan süreleri, …… kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları ve talep tarihinde 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında olmak üzere, kendilerince belirlenecek günlük kazancın % 32’si üzerinden hesaplanacak primlerini borcun tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödemeleri şartı ile borçlandırılarak, borçlandırılan süreleri sigortalılıklarına sayılır.” hükmü yer almaktadır.
Daha önceki sosyal güvenlik kuruluşlarında kadın sigortalılara böyle bir hak verilmemişti. Kadın sigortalılara verilen bu hak bir nevi erkeklerin askerlik borçlanmasına karşılık bir düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu hak sadece (4/a) kapsamında sigortalılara verilmektedir. Ayrıca, 5510 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce mülga 506 sayılı Kanunun 2 nci maddesine kapsamında çalışan sigortalı kadına da bu hak tanınmıştır. Sigortalı kadının doğumdan sonraki iki yıllık süreyi borçlanabilmesi için
Þ Doğumdan önce sigortalılık tescilinin bulunması,
Þ Doğumun işyerinden ayrıldıktan itibaren 300 gün içinde gerçekleşmesi,
Þ Doğumdan sonra iki yıllık süre içinde adına prim ödenmemesi,
Þ Borçlanılacak sürede çocuğunun yaşaması,
Gerekmektedir.
Sigortalı kadına verilen iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonraki iki yıllık süreyi geçmemek üzere verilen bu düzenleme ile doğum nedeniyle işyerinden ayrılmak zorunda kalan kadın sigortalılara doğum sonrası, çalışmadan geçirdikleri süreleri borçlanarak, hizmet kazanma imkanı verilmiştir. İki yıllık sürenin hesabında doğum tarihi dikkate alınacaktır.
Doğum tarihinden itibaren iki yıllık süre içerisinde prim ödenmeyen gün sayısı kadar borçlanma yapılabilmektedir. Doğumdan sonraki iki yıllık içerisinde doğum yapan sigortalı kadın adına bildirim yapılmış ise bildirim yapılan gün sayısı iki yıllık zamandan düşülerek geri kalan kısım için borçlanma yapılacaktır. Örneğin doğumdan sonraki iki yıllık süre içerisinde farklı zamanlarda toplam 5 ay bildirim yapılan (4/a) kapsamındaki veya mülga 506 sayılı Kanunun 2 nci maddesi kapsamında çalışmış olan sigortalı kadın en fazla 19 aylık süreyi borçlanabilecektir.
Sigortalı kadın ilk doğumunu yaptıktan sonra iki yıllık süre içerisinden tekrar işe başlamadan ikinci doğumunu yaparsa, birinci doğum ile ikinci doğum arasındaki süre ile ikinci doğumdan sonraki iki yıllık süreyi borçlanma şartlarını taşıması halinde borçlanabilecektir. Ancak ilk doğumun olduğu tarihten itibaren iki yıllık süre geçtikten sonra tekrar sigortalı olarak çalışmaya başlamadan ikinci çocuk dünyaya gelir ise bu durumda ilk doğumdan dolayı iki yıllık süreyi borçlanabilecek iken ikinci doğumda sigortalı olarak çalışma şartını yerine getirmemesi nedeniyle bu haktan yararlanamayacaktır.
Mülga 506 sayılı kanun hükmüne göre veya 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (a) bendi gereği sigortalı iken doğum yapan sigortalı kadın doğumdan sonraki iki yıl sonunda veya iki yıl içerisinde bağ-kur (4/b) veya (4/c) (memur) kapsamında sigortalı niteliğine sahip olmaları halinde de doğum sonrası çalışmadığı iki yıllık süreyi veya diğer sigortalılık niteliğinin başladığı tarihe kadar olan çalışılmayan süreleri borçlanabileceklerdir. Borçlanma talep tarihinde sigortalının fiilen sigortalı olma şartı aranmamaktadır. Ayrıca hak sahiplerince yapılan başvurularda sigortalının ölüm tarihinde fiilen sigortalı olma şartı aranmamaktadır.
Örneğin (4/a) kapsamında çalışması devam ederken 5/5/2008 tarihinde doğum yapan sigortalı kadın 11/11/2008 tarihinde Kanunun 4 üncü maddesi birinci fıkrası (b) bendine tabi olarak çalışmaya başladığı ve borçlanma müracaatını da 7/1/2009 tarihinde yaptığı varsayıldığında, müracaat tarihinde her nekadar (4/b) kapsamında sigortalı olsa da doğum tarihinde (4/a) kapsamında çalışmaları bulunması nedeniyle 5/5/2007-11/11/2008 tarihleri arasını borçlanabilecektir.
Borçlanma tutarı, sigortalıların veya hak sahiplerinin talepte bulundukları tarihte 5510 sayılı kanunun 82 nci maddesine göre prime esas kazancın alt ve üst sınırları arasında olmak üzere (2009/ocak ayında alt sınır:666TL; Üst sınır :4329TL) üzere kendilerince belirlenen günlük kazancın 32’sidir. Borçlanma süresinin hesabında her ay 30 gün, bir yıl ise 360 gün olarak alınmaktadır.Borçlanılacak sürenin başlangıcı ve bitişi ay ortasında ise başlangıç ve bitiş süresi parmak hesabı yapılarak kıst gün belirlenmektedir. Borçlanma tutarı:
(Borç tutarı = Belirlenen Günlük Kazanç x 32 x Borçlanılacak Gün Sayısı) formülüne göre bulunmaktadır.
Tahakkuk ettirilen borç tutarı, ilgili kişiye tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde sigortalı veya hak sahipleri tarafından ödenmesi gerekmektedir. Borcun bir aylık süre içerisinde tamamının ödenmemesi halinde, ödenen miktara karşılık gelen süre sigortalılık süresi olarak değerlendirilecektir. Bir ay içerisinde tebliğ edilen borcun tamamını ödemeyenler ile bir kısmını ödeyenlerin kalan süreler için yeniden talepte bulunmaları gerekmektedir.
(4/a) kapsamında sigortalıların ölümü halinde hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için, en az 1800 gün malüllük yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirmiş olmak veya 5 yıllık sigortalılık süresi ve her türlü borçlanma hariç toplam 900 gün malüllük yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak gerekmektedir. Sigortalı kadının doğum sonrası borçlanmasının bulunması halinde, borçlanılan süreler 1800 gün hesabında dikkate alınırken, 900 günün hesabında dikkate alınmamaktadır.
Örneğin (4/a) kapsamındaki sigortalı kadının 1/1/2009 tarihinde vefat ettiği, 2005 yılında (4/a) kapsamında sigortalı iken doğum yaptığı ve doğumdan sonra 500 gün çalışmadığı ve bu 500 günlük sürenin borçlanılarak gerekli ödemelerin yapıldığı, borçlanma haricinde toplam 800 gün prim ödeme gün sayısının bulunduğu varsayıldığında, bu durumda her ne kadar toplam 1300 gün sigortalılığı olsa da borçlanma harici 900 günü bulunmaması nedeniyle hak sahiplerine aylık bağlanamayacaktır.
Doğum sonrası borçlanılan süreler, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi birinci fıkrası (a) bendine göre sigortalılık süresi olarak değerlendirilmektedir.
4-SONUÇ
Analık hali kısa vadeli sigorta kolu olup, analık halinde ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği ve emzirme ödeneği kısa vadeli sigorta kollarından karşılanmaktadır. (4/b) kapsamındaki sigortalılar ilk defa 5510 sayılı Kanun ile analık halinde geçici iş göremezlik ödeneği ve emzirme ödeneği almaya başlamışlardır. 5510 sayılı Kanun ile birlikte gebe olan kadının tedavi giderleri genel sağlık sigortasından karşılanmaktadır. 5510 sayılı Kanunun doğum yapan kadınlara önemli bir yenilik getirmiştir. (4/a) kapsamında sigortalı olan kadınların doğum yapmaları nedeniyle çalışamadıkları her doğumdan sonra iki yıl olmak ve iki doğum için geçerli olmak kaydıyla azami 4 yıla kadar borçlanma hakkının verilmesidir. Bu hak sadece 5510 sayılı Kanuna tabi çalışanlara değil, geçmişte mülga 506 sayılı Kanunun 2 nci maddesi gereği sigortalı olan kadın sigortalılara da şartları taşımaları halinde verilmiştir.