5084 SAYILI KANUN KAPSAMINDA GELİR VERGİSİ STOPAJ TEŞVİKİNDEN FAYDALANAN İŞYERLERİNDE ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ UYGULAMASI
GİRİŞ:
Bilindiği üzere 5615 sayılı “Gelir Vergisi ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 2. maddesiyle ücretlerde ayırma kuramının bir gereği olarak Gelir Vergisi Kanunu’na 1.1.2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere “Asgari Geçim İndirimi” kenar başlıklı 32. madde eklenmiştir. Konuyla ilgili olarak 4.12.2007 tarihinde 265 seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği yayınlanmıştır.
Kanun kapsamında ilk uygulama Şubat 2008 döneminde gerçekleşecek olup, 5084 sayılı kanun kapsamında gelir vergisi stopaj teşvikinden faydalanan işyerleri açısından uygulamanın nasıl olacağı hala tartışmalı bir husus olarak ortada durmaktadır. Çünkü sonradan ihdas edilen asgari geçim indirimi uygulaması ile 5084 sayılı kanunun 3. maddesi hükümleri çelişmektedir. İşverenin 5084 sayılı kanun kapsamında terkin hakkı bulunmakla birlikte işçinin de asgari geçim indiriminden yararlanma hakkı bulunmaktadır. Bu durum, 5084 sayılı kanun kapsamında kalan işletmelerde işveren ve işçinin teşvik ve indirim hakları açısından bir çatışma yaratmaktadır.
Bu çalışmada, teşvik kapsamı dahilindeki işyerlerinde asgari geçim indirimi uygulamasına ilişkin açıklamalarda bulunulacaktır.
5084 SAYILI KANUN KAPSAMINDA GELİR VERGİSİ TEŞVİK UYGULAMASI:
5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Kanunu, Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca 2001 yılı için belirlenen fert başına gayrisafi yurt içi hâsıla tutarı 1.500 ABD Doları veya daha az olan illerde vergi ve sigorta primi teşvikleri uygulamak, enerji desteği sağlamak ve yatırımlara bedelsiz arsa ve arazi temin etmek suretiyle yatırımları ve istihdam imkânlarını artırmak amacıyla getirilmiştir.
Bu doğrultuda, söz konusu kanunun 3. maddesinde yer alan gelir vergisi stopajı teşviki ile belirli bölgelerde ek istihdam sağlayan işverenlerin, bu istihdam nedeniyle hesaplanacak gelir vergisinin tamamının veya bir kısmının, kamu tarafından üstlenilmesi ve bu suretle istihdam üzerindeki yükün azaltılması öngörülmüştür.
Kanunun “Gelir Vergisi Stopaj Teşviki” kenar başlıklı 3. maddesine göre, 31.12.2008 tarihine kadar uygulanmak üzere[1] kanunun 2. maddesinin (a) bendi kapsamındaki illerde; 1.4.2005 tarihinden itibaren yeni işe başlayan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin en az on işçi çalıştırmaları koşuluyla bu iş yerlerinde çalıştırdıkları işçilerin, 1.4.2005 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden ise asgari on işçi çalıştıranların iş yerlerinde fiilen çalışan işçilerin ücretleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinin;
- · Organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu iş yerleri için tamamı,
- · Diğer yerlerdeki işyerleri için yüzde sekseni,
verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden terkin edilecektir. Ancak, terkin edilecek tutarın işçi sayısı ile asgari ücret üzerinden ödenmesi gereken gelir vergisinin çarpımı sonucu bulunacak değerden büyük olamayacağı yine aynı maddenin üçüncü fıkrasıyla hüküm altına alınmıştır.
5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Kanunu ile ilgili olarak, 1, 2, 3 ve 4 seri No’lu “Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Genel Tebliğleri” yayınlanmıştır. Bunlardan 4 seri No’lu Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Genel Tebliği’nin 4. bölümünde sağlanan teşvik tutarının belirlenmesine ilişkin olarak örnekler verilmiştir.
ÖRNEK:
Kapsama dahil Çorum ilinin merkez ilçesindeki sanayi bölgesinde bulunan işyerinde öteden beri faaliyet göstermekte olan ve 28.2.2007 tarihinde 9 işçi istihdam eden gelir vergisi mükellefi Bay (H), 1.5.2007 tarihinde istihdam ettiği işçi sayısını 12’ye çıkarmıştır.
Mükellef (H), asgari 10 işçi çalıştırma şartını sağlamış olduğundan mevcut işçilerinin tamamı için teşvikten yararlanmaya hak kazanmıştır. 12 işçinin Mayıs – 2007 dönemi ücretleri üzerinden (ortalama bir işçinin brüt 1.000 YTL ücret aldığı varsayımıyla) kesilmesi gereken gelir vergisi tutarı 1.530 YTL’dir.
Bu durumda, teşvik kapsamında olan 12 işçi dolayısıyla muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden mahsup edilmek suretiyle terkin edilecek tutar, kapsamdaki işçilerin üzerinden hesaplanan vergi tutarı ile kapsamdaki işçi sayısının asgari ücret üzerinden hesaplanan vergi ile çarpılması sonucu bulunan tutardan düşük olanı olacaktır. Asgari ücret üzerinden hesaplanan vergi ile işçi sayısının çarpımı bulunan tutar (71,72*12=) 860,64 YTL, hesaplanan vergiden (1.530 YTL) daha düşük olduğu için terkin edilecek tutar 860,64 YTL olacaktır.
ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ UYGULAMASI ÖNCESİNDE 5084 SAYILI KANUN KAPSAMINDA GELİR VERGİSİ TEŞVİK UYGULAMASINDAN FAYDALANAN İŞYERLERİNDE VERGİ İNDİRİMİ UYGULAMASI:
5084 sayılı Kanun kapsamında bulunan işyerlerinde çalışan işçiler, asgari geçim indirimi uygulaması öncesinde (2007 yılında elde etmiş oldukları ücret gelirleri hariç) Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121. maddesinde düzenlenmiş olan vergi indiriminden yararlanmaktaydılar. 2 seri No’lu Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Genel Tebliği’nin 6. bölümünde konuyla ilgili olarak açıklamalar yapılmış bulunmaktaydı.
Buna göre, 5084 sayılı Kanun kapsamında bulunan illerdeki işyerlerinde, muhtasar beyannamelerde yapılacak terkin sonrası kalan vergi tutarından, halen çalışmakta olan ücretliler için hesaplanan vergi indirimi tutarı mahsup edilebilmekteydi.
Ancak, muhtasar beyannamede öncelikle 5084 sayılı Kanun gereğince yararlanılan gelir vergisi stopajı terkin edileceğinden terkin sonrası kalan tutar, hesaplanan toplam vergi indirimi tutarının o ayda mahsup edilecek olan kısmını karşılayamaması durumunun ortaya çıkması durumunda, muhtasar beyannamede mahsup konusu yapılmayan vergi indirimi tutarı, vergi dairesince harcamaların vergi indirimi konusuna girip girmediği, belgelerin geçerli olup olmadığı ve vergi indirimi tutarının doğru hesaplanıp hesaplanmadığı hususlarının tespitine ilişkin gerekli incelemenin yapılmasından sonra işveren kanalıyla hak sahiplerine ödenmekteydi. İşverenler için nakden aldıkları vergi indirimi tutarını 3 gün içinde hak sahibine ödemek zorunluluğu bulunmaktaydı.
5084 SAYILI KANUN KAPSAMINDA GELİR VERGİSİ TEŞVİK UYGULAMASINDAN FAYDALANAN İŞYERLERİNDE ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ UYGULANMALI MIDIR?
193 sayılı GVK’nın “Asgari Geçim İndirimi” kenar başlıklı 32. maddesinin 1. fıkrasına göre ücretleri gerçek usulde vergilendirilenler asgari geçim indirimi uygulamasından faydalanabilecektir. Ücretlerin gerçek usulde tespiti GVK’nın 63. maddesine düzenlenmiş olup, vergilendirme ya işveren tarafından yapılan vergi tevkifatını gösteren bir beyanname vermek suretiyle ya da bizzat çalışan tarafından ücret gelirine ilişkin olarak yıllık gelir vergisi beyannamesi vermek suretiyle gerçekleşmektedir.
Buradaki (GVK 32/1) ifadeyi mefhum-u muhalifi ile okuyacak olursak, ücretleri herhangi bir şekilde vergilendirilmeyenler ile diğer ücretlilerin asgari geçim indirimi uygulaması kapsamı dışında kaldığı görülecektir.
Örnek verecek olursak, ücretlerin vergiden istisna edilmiş olduğu serbest bölgelerde çalışan ücretliler asgari geçim indirimi uygulamasından faydalanamayacaklardır. Buna ilave olarak, ücretleri, 4490 Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu, 4691 Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamında vergi istisnasından faydalanan çalışanlar asgari geçim indirimi uygulamasından faydalanamayacaklardır.
Konuyla ilgili olarak yayınlanan 265 seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde de bu husus, “başka bir kanun hükmü (3218, 4490, 4691 sayılı kanunlar v.b.) uyarınca ücretlerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmayan” ücret geliri elde edenlerin asgari geçim indirimi uygulamasından faydalanamayacağı belirtilmek suretiyle teyit edilmiştir.
Ancak kimi yazarlarca, bu ifade de geçen “vb” ibaresi dolayısıyla 5084 sayılı kanun kapsamında gelir vergisi teşvikinden faydalanan işyerlerinde çalışan ücretlilerin de asgari geçim indirimi uygulamasından faydalanamayacağı iddia edilmektedir. Bu konuda söz konusu yazarlar gibi düşünmediğimizi belirtmek ihtiyacı duyuyoruz.
Çünkü, 5084 sayılı kanun vergilendirme tekniği itibariyle yukarıda saymış olduğumuz kanunlardan farklı bir niteliğe sahiptir.
Şöyle ki, 5084 sayılı kanun kapsamında vergi teşvikinden faydalanılan bir işyerinde çalışanların ücretleri üzerinden gelir vergisi kesintisi yapılmakta, yani ücret geliri elde edenler tarafından belli bir meblağ vergi olarak yüklenilmektedir. Ancak, işveren tarafından tevkif edilmiş olan bu vergi, tahakkuk ettirilip hazine alacaklandırıldıktan sonra terkin edilmek suretiyle devlet hazinesine alacak olarak yansıtılmış olan bu tutarın tahsilinden vazgeçilmekte, dolayısıyla tahsilinden vazgeçilen bu tutar işverenin uhdesinde kalmaktadır.
Daha açık olarak ifade etmek gerekecek olursa, devlet gelişmişlik standardı belli bir seviyenin altında olan bu bölgelerdeki ticaret erbabına hazinesinden direkt olarak bir meblağ vermek yerine, söz konusu kanun gereğince hesaplanan tutar kadar vergi alacağından vazgeçmektedir. Terkin edilen verginin tahsil edilmemiş olsa dahi hazineye yansımış olduğu açıktır.
5084 sayılı kanun kapsamında teşvik uygulamasından faydalanan işyerleri bünyesinde çalışanların, asgari geçim indirimi uygulamasından önce yürürlükte olan “Vergi İndirimi” uygulamasından, teşvik uygulamasından faydalanmayan işyerlerinde çalışanlarla aynı koşullarda faydalanıyor olması da, bu görüşü doğrulamaktadır.
Dolayısıyla, 5084 sayılı kanun kapsamında teşvikten faydalanılan işyerlerinde çalışanların 3218 sayılı Serbest bölgeler Kanunu, 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu, 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamında ücretleri vergiden istisna edilmiş olan ücretlilerle bir tutulmaları son derece yanlış bir yaklaşım olacaktır.
GVK’nın 32.maddesi uyarınca, 5084 sayılı kanun kapsamında teşvikten faydalanılan işyerlerinde çalışanlar da, diğer gerçek usulde vergilendirilmekte olan çalışanlarla aynı şartlarda asgari geçim indirimi uygulamasından faydalanmalıdır.
5084 SAYILI KANUN KAPSAMINDAKİ İŞYERLERİNDE ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ UYGULAMASI NASIL OLMALIDIR?
5084 sayılı kanunun 3. maddesinin 2. fıkrasına göre, aynı maddenin 1. fıkrasının a ve b bentlerinde belirtilmiş olan şartları taşıyan iş yerleri, bu yerlerde çalışan işçilerin ücretleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinin; organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu iş yerleri için tamamı, diğer yerlerdeki işyerleri için yüzde sekseni verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden terkin edilebilecektir.
Ancak, asgari geçim indirimi dolayısıyla elde edilen mahsup hakkının mı yoksa, teşvik kapsamında elde edilen terkin hakkının mı öncelikle uygulanacağı hususu da tartışmalı bir konu niteliğine sahiptir.
Konuyla ilgili olarak, Gelir İdaresi Başkanlığı, 1.2.2008 tarihinde, Başkanlık’ın internet sayfasının ‘’ e-beyanname ‘’ bölümüne koyduğu bir duyuru ile, mükelleflerce elektronik ortamda gönderilecek muhtasar beyannamenin formatında bazı değişikliklere gidildiğini, bu kapsamda elektronik ortamda gönderilecek muhtasar beyannamenin ’’Matrah ve Vergi Bildirimi ‘’ başlıklı ( I ) numaralı tablosuna, “Asgari Geçim İndiriminden Doğan Mahsup Edilecek Gelir Vergisi” satırının 22. satır olarak eklendiğini, asgari geçim indirimi uygulaması dolayısıyla o ayda indirimine hak kazanılan tutarlar toplamının bu satırda gösterileceğini belirtmiştir.
Bu son düzenlemenin ardından, teşvik kapsamındaki illerde faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin çalışanlarının ücretleri üzerinden 5084 sayılı Kanuna göre yapılacak terkin uygulaması ile asgari geçim indirimi uygulamasının, terkin uygulaması ile vergi indirimi uygulamasının birlikte yürürlükte olduğu dönemdekine paralel bir şekilde yürütüleceği anlaşılmaktadır.
Yani, teşvik kapsamındaki işyerlerinde, muhtasar beyannamelerde yapılacak terkin sonrası kalan vergi tutarından, halen çalışmakta olan ücretliler için hesaplanan asgari geçim indirimi tutarı mahsup edilecektir. Konuyu bir örnekle açıklayacak olursak;
ÖRNEK :
Kapsama dahil Sivas ilinde, organize sanayi ve endüstri bölgesin dışındaki işyerinde faaliyette bulunan ve Ocak/2008 dönemi itibariyle 16 işçi istihdam eden kurumlar vergisi mükellefi A Ltd. Şti, işçilerin tamamı için teşvikten yararlanmaktadır.
Ocak 2008 döneminde çalışanlara ödenen ücretlerin gayrisafi tutarları toplamının 20.000 YTL, ücretler üzerinden hesaplanan gelir vergisi stopajının toplam tutarının 2.500 YTL ve işçilerin Gelir Vergisi Kanunu’nun 32. maddesi hükümlerine göre faydalanabilecekleri aylık asgari geçim indirimi tutarları toplamının da 1.000 YTL olduğunu varsayalım.
Kanuna göre terkin edilebilecek maksimum vergi tutarı, hesaplanan verginin (2.500 YTL) €’ i ile aynı dönemde asgari ücret üzerinden ödenmesi gereken gelir vergisi tutarının işçi sayısı ile çarpım sonucu bulunan tutardan düşük olanın esas alınması suretiyle tespit edilecektir.
Asgari ücret üzerinden kesilen gelir vergisinin 80 YTL olduğu varsayımı altında, bu tutarın işçi sayısı ile çarpımı olan (80*16)=1440 YTL, hesaplanan verginin €’inden (2.000 YTL) daha düşük olduğu için terkin edilebilecek maksimum tutar 1.440 YTL olacaktır.
Muhtasar beyannamenin düzenlenmesi sırasında, ücretlerin gayrisafi tutarları toplamı olan 20.000 YTL, ( I ) numaralı Tablonun 17/a numaralı satırına, ödenen ücretler üzerinden hesaplanan gelir vergisi stopajı tutarları toplamı olan 2.500 YTL aynı Tablonun 17/b numaralı satırına, 5084 sayılı Kanuna göre terkin edilecek tutar olan 1.440 YTL aynı Tablonun 18 numaralı satırına ve son olarak işçilerin faydalanabilecekleri asgari geçim indirimi tutarları toplamı olan 1.000 YTL de yine aynı Tablonun 22 nci satırına yazılacaktır.
Önce, 17/b numaralı satırda gösterilen gelir vergisi stopajı tutarları toplamından, 18 numaralı satırda gösterilen “5084 sayılı Kanun Gereği Terkin Edilen Tutar” düşülecek, bu şekilde bulunan “Terkin Sonrası Kalan Gelir Vergisi Tutarı” ndan da 22. satırda gösterilen “Asgari Geçim İndiriminden Doğan Mahsup Edilecek Gelir Vergisi” tutarı mahsup edilecektir. Bu mahsup işlemi sonrasında kalan tutar ödenmesi gereken tevkifat tutarı olacaktır. “Asgari Geçim İndiriminden Doğan Mahsup Edilecek Gelir Vergisi” tutarının “Terkin Sonrası Kalan Gelir Vergisi Tutarı”ndan fazla olduğu durumlarda ise, aradaki fark mükelleflere iade edilecektir. Bu açıklamalar doğrultusunda, örneğimizdeki mükellefin ödemesi gereken tevkifat tutarı, 60 YTL olacaktır.
Ancak, 5084 sayılı kanun kapsamında hak kazanılan terkin tutarının, asgari geçim indirimine göre öncelikle uygulanmasını hatalı bulduğumuzu belirtmek istiyoruz.
Kişisel görüşümüz, asgari geçim indirimi uygulaması hesaplanan vergiden indirim (dekot) sistemine göre, vergi tahakkuku öncesinde yapılmakta olan bir mahsup işlemine dayandığı için 5084 sayılı kanunda belirtilmiş olan gelir vergisi stopaj teşvikine göre öncelikle uygulanmalıdır. Ancak, 5084 sayılı kanunun 3. maddesinin 2. fıkrasından da anlaşılacağı üzere gelir vergisi stopaj teşviki tutarı tespit edilirken dikkate alınacak tutar asgari geçim indirimi dolayısıyla mahsup işlemi yapılmadan önceki “Hesaplanan Gelir Vergisi” olacaktır.
Buna göre yukarıdaki örneğe dönecek olursak, A Ltd Şti, öncelikle asgari geçim indirimi dolayısıyla çalışanlarına ödemek zorunda olduğu 1.000 YTL’yi ödeyip bu tutarı 2.500 YTL’lik ücretler üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edecek, geriye kalan 1.500 YTL’nin ise tahakkuku yapılacaktır. A Ltd. Şti. adına tahakkuk etmiş olan 1.500 YTL’nin 1.440 YTL’si terkin edilecek, geriye kalan 60 YTL ise vergi dairesine ödenecektir.
Ancak, terkin tutarının, ücretler üzerinden hesaplanan gelir vergisinden asgari geçim indirimi dolayısıyla yapılan mahsup sonrası kalan tutardan büyük olması durumunda ne yapılacaktır?
Bu husus açıklanmaya değer bir nitelik taşımaktadır.
Bu konuda bazı yazarlar, terkin edilemeyen söz konusu tutar kadar işyerinin terkin hakkında azalma olacağını öne sürerlerken, bazı yazarlar da terkin edilemeyen söz konusu tutarın işverene nakden iade edilmesi gerektiğini ileri sürmektedirler.
Kişisel görüşümüzde, ikinci görüş yönünde, yani işyerlerinin asgari geçim indirimi uygulaması öncesinde faydalanmakta oldukları terkin tutarı kadar teşvikten faydalanmaya devam edecekleri yönündedir. Aksinin gerçekleşmesi yani söz konusu tutardan daha az bir teşvik tutarından faydalanılması halinde, hukuk devleti ilkesinin kriterlerinden biri olan hukuki belirlilik kriterinin ihlali suretiyle anayasaya aykırılık taşıdığı iddiası gündeme gelebilecektir.
SONUÇ
Çalışmamızda, 5084 sayılı Kanun kapsamında gelir vergisi stopaj teşvikinden faydalanan işyerlerinde çalışan ücretlilerin asgari geçim indiriminden faydalanıp faydalanamayacakları ve bu işyerlerinde asgari geçim indiriminin nasıl ve ne şekilde olacağına ilişkin açıklamalarda bulunulmuştur.
Kanunun lafzından da açık olarak anlaşılacağı üzere teşvik kapsamı dahilindeki işyerlerinde çalışan ücretlilerin asgari geçim indiriminden faydalanmalarının önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır.
Nitekim, gelir idaresi de bunun hilafına bir açıklama yapmadığı gibi, yakın tarihte muhtasar beyannamenin içeriğinde değişikliğe giderek, muhtasar beyannameyi teşvik kapsamındaki işyerleri açısından terkin hakkının asgari geçim indirimi dolayısıyla doğan mahsup hakkının bir arada kullanılabileceği bir formata dönüştürmüştür. Ancak, beyanname üzerinde gelir vergisi stopaj teşvikinden doğan terkin hakkının asgari geçim indirimi uygulamasından doğan mahsup hakkına göre öncelikle kullanılmasını doğru bulmadımızı belirtmek istiyoruz.
[1] 5568 sayılı Kanunun 5 inci maddesi ile değişik 5084 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin (h) bendine göre, bu Kanun kapsamına giren illerdeki yeni yatırımlar nedeniyle uygulanacak vergi teşviki 5084 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde yer alan süreye bakılmaksızın; 31/12/2007 tarihine kadar tamamlanan yatırımlar için beş yıl, 31/12/2008 tarihine kadar tamamlanan yatırımlar için dört yıl, 31/12/2009 tarihine kadar tamamlanan yatırımlar için üç yıl süreyle uygulanacaktır. Örneğin, 5084 sayılı kanun kapsamındaki illerde 31/12/2008 tarihine kadar tamamlanan bir yatırım için 4 yıl süreyle teşvik uygulanacak olup, bu yatırım nedeniyle teşvikten yararlanılacak son tarih 2012 yılının Aralık ayı olacaktır. Öte yandan, teşvik uygulaması Çanakkale ilinin Bozcaada ve Gökçeada ilçeleri için 5615 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin (D) fıkrası ile 5084 sayılı Kanuna eklenen geçici 2. madde gereği 5615 sayılı Kanunun yayımı tarihinden itibaren, maddede yer alan şartları taşımaları kaydıyla, 5 yıl süreyle geçerli olacaktır.