GİRİŞ:Türkiye’de faaliyet gösteren ve ihracat yapan işletmelerin kargo yoluyla yurtdışına gönderdikleri mallar için düzenledikleri faturalarda KDV hesaplamamaları ve hatta ihracat istisnası sebebiyle KDV iadesi talep etmeleri uygulamada karşılaşılan bir durumdur. Bu yazımızda özellikle dropshipping yöntemiyle alıcı bulan ve satış yapan firmalar için önemli bir sorun olan bu durumu irdeleyeceğiz.
DROPSHİPPİNG NEDİR
Dropshipping, stok bulundurmaya gerek olmadan, tek bir toptancıya veya üreticiye bağlı kalmamayı sağlayan, depolama ve gönderi maliyetlerinin bulunmadığı ve neredeyse yok denecek bir sermaye ile yapılan yeni bir pazarlama yönteminin adıdır.
Dropshipping elektronik ticaretin yarattığı bir yöntem olup, öncelikle alıcının bulunacağı bir satış platformuna ihtiyaç duyulmaktadır. Bu satış platformu internette onlarca,yüzlerce hatta binlerce mağazanın buluştuğu yerler olmaktadır.Ülkemiz merkezli olanlara gittigidiyor, hemalhemsat, nevaria, sahibinden.com örnek olarak verilebilir. Yurtdışı merkezli olanlara ise eBay ve Amazon.com örnek olarak verilebilir. Örnek olarak verdiğimiz bu sitelerde, daha çok nihai tüketiciler hedef kitledir ve ürün çeşidi nihai maldır. Ancak sektörel bazda satış yapan ve ara malı niteliğinde olan ürünlerin de satıldığı satış platformlarının sayısı da fazlacadır.
Satacağınız ürünleri belirlemek için ücretsiz veya ücretli olarak toptan ürün sağlayan firmanın veritabanına erişiyor ve stoklarındaki tüm ürünlerin resim ve bilgilerini toptan fiyatlarının yanında tavsiye edilen satış fiyatlarıyla birlikte stok durumlarını görebiliyorsunuz. Satıcılara ulaşmanızın yolu da benzer platformlardan veya yerel üreticilerden gerçekleşebiliyor. Daha sonra satış yapmak istediğiniz siteye üye olup ürün listelerinizi ve kataloglarınızı kaydediyorsunuz. Dropshipping yöntemindeki tahsilat yapmadan yaptığınız tek ödeme türü de çoğu zaman kayıt ve kataloglama ücretleridir. Bu şekilde tedarikçi kısmı da tamamlanan satış yönteminde satıcı sattığı malı bile görememek de mal tedarikçi tarafından alıcıya doğrudan gönderilmektedir. Tedarikçi ile yapılan anlaşma ile ödemenin vadesinin ötelenmesi de mümkündür.
İnternet sitesinden satış gerçekleştikten sonra sipariş cinsini adedini ve teslimat adresi tedarikçiye bildirilir, yapılan anlaşmaya göre tedarikçi veya satıcı kargo masrafını üstlenir ve mal kargoya verilir. Böylece satıcı depolama, paketleme ve gönderim maliyetlerinden kurtulmuş olur. Daha sonra tahsil edilen ürün bedelinden kar alınarak tedarikçiye ödeme yapılır.
Bu yolla satıcı tedarikçiyle yapılan anlaşma sayesinde ürünü toptan fiyatına alıp perakende fiyatına satarak kar etmiş olur.
Dropshipping, ürettiği ürünleri pazarlama sıkıntısı çeken üretici veya toptancılar için güzel bir pazarlama tekniği olarak ilgi çekmektedir. Örneğin küçük bir yerde üretim yapan üretici fiziki olarak sadece bulunduğu yer çevresine satış yapabilecekken tüm Türkiye’ye hatta tüm dünyaya satış yapabilir hale gelmektedir.
DROPSHİPPİNG’İN VERGİ YÜZÜ
TEDARİKÇİ YÖNÜNDEN
Tedarikçi (toptancı veya üretici), malı doğrudan nihai alıcıya kendisi göndermektedir. Burada tedarikçinin satış için fatura düzenlemesi gerektiği açıktır. Mal bedeli+KDV üzerinden irsaliyeli fatura düzenlenecek veya aynı tutarda fatura ve sevk irsaliyesi düzenlenecektir. Burada satışın nereye yapıldığı da önem kazanmaktadır. Zira satışın yurt içine satılmasında az önce anlatılanlar geçerli olacaktır. Ancak yabancı ülkelere yapılan satışlarda durum ne olacaktır:
Yurtdışına satış kargo yoluyla yapıldığında yalnızca proforma/ticari fatura ve konşimento doldurularak mal yurtdışına gönderilmektedir. Bu satışın KDV kanunu’nun 11/1-a bendine göre ihracat istisnası kapsamında olup olmadığı tartışma konusudur.
Bilindiği üzere 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 11/1-a bendiyle; “İhracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler ve karşılıklı olmak şartıyla uluslararası roaming anlaşmaları çerçevesinde yurt dışındaki müşteriler için Türkiye’de verilen roaming hizmetleri” KDV’den istisna edilmiştir ve yine aynı kanunun 12/1 maddesinde
“1. Bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için aşağıdaki şartlar yerine getirilmiş olmalıdır:
a) Teslim yurt dışındaki bir müşteriye veya bir serbest bölgedeki alıcıya ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılmalıdır.(*)
b) Teslim konusu mal Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olmalı ya da yurt dışındaki müşteriye gönderilmek üzere yetkili gümrük antreposuna konulmalıdır.(**) Teslim konusu malın ihraç edilmeden önce yurt dışındaki alıcı adına hareket eden yurt içindeki firmalar veya bizzat alıcı tarafından işlenmesi veya herhangi bir şekilde değerlendirilmesi durumu değiştirmez. “
hükmü bulunmaktadır.
Buna göre bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için, teslimin yurt dışındaki bir müşteriye veya bir serbest bölgedeki alıcıya ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılması teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti Gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye vasıl olması ve bu işlemin Gümrük Mevzuatında öngörülen belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.
Aynı kanunun 32. maddesinde kdv indirim ve iade müessesesi düzenlenmiştir.
84 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nde ihracatın tevsikinin gümrük beyannamesi ile yapılacağı belirtilmiştir.
Öte yandan, 1615 sayılı Gümrük Kanunu’nun tatbikatına ilişkin Gümrük Yönetmeliği’nin 1009. maddesi; “Yurt dışına posta ile yollanan ticari nitelikteki eşya ile bu duruma gümrükçe tespit edilenler sahipleri tarafından Gümrük Kanunu’nun 123 ve bu yönetmeliğin 910, 912. maddeleri hükümlerine göre düzenlenmiş bir çıkış beyannamesi ile gümrüğe beyan edilir hükmüne amirdir.[1]
Yine Gümrük Yönetmeliği’nin 588. maddesinde, “Gerek kesin olarak gerek geçici ihracat işlemlerine tabi tutularak yurt dışına posta yolu ile gönderilecek ticari ve gayri ticari nitelikteki eşya posta idaresi tarafından kabul edilir. Bu eşya gümrük idaresinin gözetim ve denetimi altındadır.
Yurt dışına posta yoluyla gönderilecek ticari nitelikteki eşya ihracat rejimi kapsamında gümrük beyannamesi ile beyan olunur ve bu rejim çerçevesinde işlemleri tamamlanır.” hükmü yer almaktadır.[2]
Söz konusu işlemlerde gümrük beyannamesi yerine herhangi bir belgenin tevsik edici belge olarak kabul edilmesi mümkün bulunmadığından, kargo şirketi tarafından düzenlenen konşimento ihracatı tevsik edici belge olarak kabul edilemeyeceği Gelir İdaresinin verdiği çeşitli muktezalar ile açık olarak ortaya konmuştur.
Buna göre, kargo yoluyla yurt dışına gönderilen ticari eşya Gümrük Beyannamesi ile tevsik edilmek kaydıyla ihracat istisnası kapsamında değerlendirilecektir. Aksi halde, ihracat istisnası kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayıp, katma değer vergisi beyannamesinin tablo-1’de beyan edilmesi gerekmektedir.[3]
Yurtdışına yapılan satışın kargoyla yapılması halinde KDV hesaplanması ve bunun faturada gösterilmesi yasal bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak tahsil edilmeyen bir KDV hesaplanan katma değer vergisi olarak beyan edilmiş olacaktır. Böylece satıcı hem yurtdışına yaptığı satışa ilişkin KDV yüklenmiş olacak hem de tahsil etmediği KDV’ni hesaplayacak ve beyan edecektir.
Sözkonusu özelgelerin tamamında ihracat istisnasından doğan KDV iade taleplerinin yerine getirilmesinde aranan belgeler üzerinden değerlendirmeler yapılmıştır. KDV Kanunu’nu 11/2. maddesinde “Maliye ve Gümrük Bakanlığı, Katma Değer Vergisi tahsil edilmeden teslim edilecek mal miktarını; ihracatçı ve ihracatçıya mal teslim edenlerin her biri için, bir önceki yıl iş hacmi, cari yıldaki işlemler ve vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla gerekli görülen hallerde sınırlamaya ve bu istisnaların uygulamasına ilişkin usul ve esaslar ile istisnanın uygulanacağı asgari miktarları tespite yetkilidir. “ hükmü konulmak suretiyle de teslimin ihracat teslimi sayılması için şartları belirleme yetkisi alınmıştır. Örneğin bu hükme dayanılarak 31.03.2008 tarihli Gelir İdaresi Başkanlığı’nın Genel Yazısıyla Kanunun Aynı Kanununun (11/2) maddesinin, ihracat istisnasının uygulamasına ilişkin usul ve esasların tespiti hususunda Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak yapılan düzenlememelerle, Kanunun (12/1-a) maddesinde belirtilen şartlar dahilinde gerçekleştirilen ihracat istisnası kapsamındaki teslimlerin tevsikinde asli belge olarak “gümrük beyannamesi” aranması uygun görüldüğü belirtilmiştir. Ancak serbest bölgeye yürürlükteki ihracat ve gümrük mevzuatlarına uygun olarak doğrudan bir üretimin girdisi olmaksızın serbest bölgelerde tüketilmek veya kullanılmak üzere yapılan yiyecek, içecek, temizlik maddeleri gibi eşyaların teslimi, serbest bölgedeki alıcılara yapıldığının ve serbest bölgeye vasıl olduğunun gümrük beyannamesi yerine serbest bölge işlem formu ile tevsik edilmesi halinde de ihracat istisnası kapsamında değerlendirileceği belirtilmiştir.
Yukarıda bahsi geçen Genel Yazı ile serbest bölge işlem formu gümrük beyannamesi yerine geçen belge niteliği kazanmıştır. Yine yurtdışına gönderilerde kullanılan konşimentonun da en azından belli bir miktara kadar kargo ile yurtdışı gönderilerinde aynı nitelikte sayılması kayıtdışı ekonomi ile mücadelede bir adım olabilecektir. Zira yurtdışına kargo gönderilerinde kargo firmaları müşterilerinden 213 sayılı VUK’na göre düzenlenmiş faturayı zorunlu olarak aramayıp proforma fatura ile de gönderim yapabilmektedirler. Yine müşterilerinin beyanlarıyla doldurulacak konşimento ile beraber mal yurtdışına alıcıya gönderilmektedir. Yurtdışına küçük çaplı çok sayıda satış yapan mükelleflerin tahsil etmedikleri KDV’ni ödememek için sadece proforma fatura ve konşimento doldurarak yurtdışına satış yapması sebebiyle kazanç vergileri yönünden de vergi kaybına yol açtıkları gözlenmektedir.
Ülkemize gelen gönderilerden değeri 100euro (bayram zamanlarında hediye değeri 300euro)’nun altında olan gönderilerden gümrük vergisi alınmamaktadır. Yine düşük bedellerle sınırlı olmak üzere benzeri düzenlemenin ihracat işlemlerinde de uygulanması kayıtdışına kaçma çabalarını kısmen dahi olsa azaltacaktır. Yurtdışına yapılacak satışların kargoyla gönderilmesi halinde ihracat istisnası kapsamında değerlendirilmesi ve KDV hesaplanmaması gerektiği yönünde yapılacak yasal düzenleme yerinde olacaktır. Öyle ki yurtdışına sattıkları malları kargo yoluyla gönderen mükelleflerin düzenledikleri faturalarda kdv hesaplanmamasına ilişkin bir düzenleme yapılması halinde KDV iade talepleri dahi bulunmamaktadır.
ARACI YÖNÜNDEN
Genelde internet siteleri üzerinden satış yapan aracıların ticari kazanç açısından mükellefiyeti dahi bulunmamaktadır. Mükellef olanlar ise internetten yaptıkları satışları hiçbir şekilde kayıtlarına intikal ettirmemektedirler. Türkiye merkezli hiçbir aracı internet sitesinin de vergi kaybı açısından sorumlu tutulmadıkları ve Gelir İdaresine de müşterilerini VUK hükümlerine göre bilgi istenmediği sürece dönemsel olarak bildirim zorunlulukları bulunmadığından bu türden aracılık kazançları kayıt altına alınamamaktadır.
SONUÇ
Günümüz dünyasının hızla değişen ekonomik işleyişine uygun mevzuat değişikliklerini zamanında yapmak hem Devlet olarak kayıtdışı ekonomiyle mücadelede başarı hem de ülkemizde faaliyet gösteren işletmelere küçülen dünyada rekabet eşitliğini getirecektir.
[1] İstanbul Defterdarlığı’nın 16.02.2004 tarih ve KDV.MUK.B.07.4.DEF.0.34.18.11.928 sayılı özelgesi