Girişim Sermayesi Yatırım Fonu Ortaklıklarına Yapılan Yatırımlara Sağlanan Vergi Avantajları

Girişimciliğin teşvik edilmesi amacıyla 15 Haziran 2012 tarihli ve 28324 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6322 sayılı Kanunun 9 uncu, 15 inci, 34 üncü ve 36 ıncı maddeleri ile girişim sermayesi yatırım fonu ve ortaklıklarının katılma payları ile hisse senetlerinden elde edilen kar paylarına ve bunlara yapılan yatırımların vergilendirilmesine yönelik bir takım istisnalar getirilmiştir.

Bu yazımızda vergi mevzuatımızın yeni tanıştığı girişim sermayesi yatırım fonu ve ortaklıkları ile ilgili getirilen istisna ve indirimleri sizlerle paylaşmaya çalışacağız.

1.       GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM ORTAKLIĞI

SPK Seri VI, 15 nolu tebliğde; kayıtlı sermayeli olarak kurulan ve çıkarılmış sermayelerini esas olarak girişim sermayesi yatırımlarına yönelten ve Kanunda risk sermayesi yatırım ortaklığı olarak ifade edilen ortaklıklar Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı olarak tanımlanmıştır. Söz konusu yatırım ortaklıklarının, anonim şirket şeklinde, asgari 5 milyon sermayeli ve hisse senetleri nakit karşılığı çıkartılmış olarak kurulmaları gerekmektedir.

Ortaklıkların yapacağı girişim yatırımı; girişim şirketlerine doğrudan ve dolaylı olarak ortak olunması ve girişim şirketlerinin borçlanma araçlarının satın alınması diğer bir ifadeyle girişim şirketlerine kreditör olunması olarak iki başlık altında toplanabilir.

Sermaye Piyasası mevzuatında girişim şirketi; Türkiye’de kurulmuş veya kurulacak olan, gelişme potansiyeli taşıyan ve kaynak ihtiyacı olan şirketler olarak ifade edilmiştir.

Yatırım Ortaklıklarının, yatırım yapacakları girişim şirketlerinin; sınai, zirai uygulama ve ticari pazar potansiyeli olan araç, gereç, malzeme, hizmet veya yeni ürün, yöntem, sistem ve üretim tekniklerinin meydana getirilmesini veya geliştirilmesini amaçlamaları ya da yönetim, teknik veya sermaye desteği ile bu amaçları gerçekleştirebilecek durumda olmaları gereklidir.

2.       KURUMLAR VERGİSİNDE YENİ BİR İSTİSNA

Bilindiği üzere Kurumlar Vergisi Kanunu 5. Maddesinde yer alan istisnalar uyarınca; kurumların, tam mükellef başka bir kuruma iştirak etmeleri ve bu kurumdan kâr payı elde etmeleri durumunda, bu kazançlar vergi matrahına dahil edilmemektedir.

Fakat 6322 sayılı kanuna kadar fonların katılma belgeleri ve yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde edilen kâr payları istisna kapsamında değerlendirilmemekteydi.

6322 sayılı Kanun’un 34. Maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine “Tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kâr payları” hükmü eklenerek bu kar payları vergiden istisna edilmiştir.

Diğer fon ve yatırım ortaklıklarının katılma payları ve hisse senetlerinden elde edilen kâr payları ise bu istisnadan yararlanması mümkün değildir.

3.       GİRİŞİM SERMAYESİ FONU

6322 Sayılı Kanun ile Vergi Usul Kanunu’na eklenen 325/A maddesi ile vergi sistemimize giren girişim sermayesi fonu, sermaye piyasasını teşvik ederken aynı zamanda işletmelere de vergisel teşvik sağlayacaktır. Buna göre mükellefler girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına sermaye olarak konulması veya girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması amacıyla, ilgili dönem beyan edilen gelirden -kazancın %10’undan ve öz sermayenin %20 sinden fazla olmamak kaydıyla- girişim sermayesi fonu ayrılabilir.

6322 sayılı Kanunun 36 ıncı Maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesine (g) bendi eklenmiş ve bununla Vergi Usul Kanununun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirim konusu yapılabilmesine imkan tanınmıştır.

6322 sayılı kanun ile Kurumlar Vergisinden yapılan değişikliklerin uygulanması ilgili olarak 31.12.2012 tarih ve 28514 sayılı 4. Mükererer Resmi Gazetede 7 nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği yayımlanmıştır.

Buna göre Girişim Sermayesi Fonu indiriminden faydalanılabilmesinin usul ve esasları şu şekildedir;

a.        İndirimden Faydalanabilecek Olanlar

Söz konusu indirimden kurumlar vergisi mükelleflerinin yanı sıra gelir vergisi mükelleflerinin de faydalanması mümkün bulunmaktadır.

b.        İndirim Konusu Yapılacak Tutar

İlgili yılda ayrılan fon tutarının beyan edilen gelirin %10’unu ve toplam fon tutarının ise öz sermayenin %20’sini aşmaması gerekmektedir.

İndirim tutarının tespitinde beyan edilen gelir olarak ticari bilanço kâr veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderler eklenmek ve geçmiş yıl zararları ile varsa tüm indirim ve istisnalar düşülmek suretiyle bulunan tutar [Ticari bilanço kârı (zararı) + kanunen kabul edilmeyen giderler – geçmiş yıl zararları – tüm indirim ve istisnalar] dikkate alınacaktır.

c.        Ayrılan Fonun Yatırıma Dönüşmesinde Süre

Vergiden indirilen fon tutarı ile ayrıldığı yılın sonuna kadar Türkiye’de kurulmuş veya kurulacak olan ve Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması gerekmektedir.

Mükelleflerce, fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya girişim sermayesi yatırım fonlarına yatırım yapılmaması halinde, zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir.

d.        Fonun Ayrılma şekli

Ayrılan fon tutarının ilgili yılın kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmesi gerekmektedir. Vergi Usul Kanununun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu ilgili dönem kazancından ayrılacağından, pasifte özel bir fon hesabına alınacak tutar hesap dönemi sonu itibarıyla tespit edilebilecektir. Bu çerçevede, fon hesabına alınma işleminin, izleyen hesap döneminin başından itibaren kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar yapılması gerekmektedir. Bu şekilde, indirim konusu yapılacak olan kazanç tutarı, ilgili dönemin genel sonuç hesaplarına yansıyacak olup kurumlar vergisi beyannamesinin ilgili satırında gösterilmek suretiyle de indirimden yararlanılabilecektir.

Dolayısıyla geçici vergilendirme dönemlerinde fon ayrılması ve indirim uygulamasından yararlanılması mümkün değildir.

e.        Fon tutarının vergilendirilmesi

Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılmakla birlikte, girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların;

  • Amacı dışında herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledilmesi,
  • İşletmeden çekilmesi,
  • Ortaklara dağıtılması,
  • Dar mükelleflerce ana merkeze aktarılması,
  • Mükelleflerce işin terki,
  • İşletmenin tasfiyesi, devredilmesi veya bölünmesi,
  • Girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinin veya girişim sermayesi yatırım fonu katılma paylarının elden çıkarılmasından itibaren altı ay içinde aynı amaçla yeniden kullanılmaması

hallerinde, bu işlemlerin yapıldığı veya sürenin dolduğu dönemde diğer kazançlarla ilişkilendirilmeksizin vergiye tabi tutulması gerekmektedir. Dolayısıyla, bu fon tutarları, beyan edildiği döneme ilişkin dönem zararı, geçmiş yıl zararları, indirim ve istisnalar ile ilişkilendirilmeksizin vergilendirilecektir.

4.       SONUÇ

Gelişmiş ekonomilerde yaygın bir yatırım türü olan iş fikri ile buna destek verecek meleğin buluştuğu “melek yatırımcılık” olarak adlandırılan sistemin ülkemizde de gelişmesine destek olmak amacıyla 6322 sayılı kanun ile birtakım vergi teşvikleri getirilmiştir. Yukarıda ayrıntılı olarak açıklamaya çalıştığımız söz konusu düzenlemelerle; girişimciliğin teşvik edilmesi amacıyla, büyüme-gelişme vaad eden ve kaynak ihtiyacı içerisinde olan girişimci şirketlere kaynak tahsis eden girişim sermayesi yatırım fon ve ortaklıklarına sermaye koyan işletmelerin vergisel açıdan teşviki öngörülmektedir.

Rafet KALKAN

Rafet kalkan

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*