1- GİRİŞ
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi”başlıklı 3. maddesine göre, suç işleyen kişilere işlemiş oldukları fiillerin ağırlığıyla orantılı cezaların verilmesi ve yine suç işleyen kişiler için işlemiş oldukları fiillerin ağırlığıyla orantılı güvenlik tedbirlerinin alınması gerekmektedir.
Diğer taraftan, ceza kanunlarının genel amacı, suç işlenmesini önlemek ve suçluyu yeniden topluma kazandırmaktır. Dolayısıyla, idari para cezalarının uygulanması sırasında caydırıcılık özelliğinin yanı sıra, suçluyu topluma yeniden kazandıracak nitelikte olması hususunun da genel prensip olarak göz önünde bulundurulması icap etmektedir.
Bu yazımızda, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda öngörülen yükümlülükleri yerine getirmeyenler aleyhine uygulanan idari para cezalarının, işlenen fiillerin ağırlığı ile orantılı olup olmadığı, caydırıcılık niteliği taşıyıp taşımadığı ve suçluyu topluma yeniden kazandıracak nitelikte olup olmadığı hususları irdelenecektir.
II-İDARİ PARA CEZALARININ İŞLENEN FİİLİN AĞIRLIĞIYLA ORANTILI OLMASI
Hizmetleri veya Kazançları Kuruma Bildirilmediği veya Eksik Bildirildiği Tespit Edilen Sigortalılarla İlgili Düzenlenecek Aylık Prim ve Hizmet Belgeleri Yönünden
5510 sayılı Kanunun 102. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin 4 numaralı alt bendine istinaden, çalıştıkları halde hizmetleri veya kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik bildirildiği,mahkeme kararı ile veya denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarca yapılan tespitler sonucunda ya da resmi kurum ve kuruluşlar ile bankalardan alınan bilgi ve belgelere göre tespit edilen sigortalılarla ilgili düzenlenecek olan aylık prim ve hizmet belgelerine, çalıştırılan sigortalı sayısı ve bu sigortalıların prime esas kazanç tutarları üzerinde durulmaksızın her bir aylık prim ve hizmet belgesi başına, aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanmaktadır.
Buna göre, yalnızca bir sigortalının kayıt dışı çalıştırılmış olduğunun tespiti üzerine düzenlenen aylık prim ve hizmet belgesine de, onlarca sigortalının kayıt dışı çalıştırılmış olduğunun tespiti üzerine düzenlenen aylık prim ve hizmet belgesine de aynı oranda (aylık asgari ücretin iki katı tutarında) idari para cezası uygulanmaktadır.
Örneğin, 2010/Kasım ayında, küçük bir terzi atölyesindeki 1 sigortalının hizmetini ve kazancını Kuruma bildirmediği tespit edilen işverene de, bir fabrikadaki 30 sigortalının hizmetlerini ve kazançlarını Kuruma bildirmediği tespit edilen işverene de, 2010/Kasım ayına ilişkin aylık prim ve hizmet belgesinden dolayı,
760,50 * 2 =1.521,00 TL tutarında idari para cezası uygulanmaktadır.
Yine aynı madde hükmüne istinaden, asgari ücret üzerinden ücret alan ancak kayıt dışı olarak çalıştırıldığı tespit edilen bir sigortalı için düzenlenen aylık prim ve hizmet belgesi için uygulanan idari para cezası ile asgari ücretten daha fazla tutarda ücret alan sigortalının kayıt dışı olarak çalıştırıldığının tespiti üzerine düzenlenen aylık prim ve hizmet belgesi için aynı tutarda idari para cezası uygulanmaktadır
Halbuki, asgari ücret üzerinden ücret alan sigortalıların kayıt dışı olarak çalıştırılmasından dolayı Kurumca uğranılan prim kaybı ile asgari ücretten daha fazla tutarda ücret alan sigortalıların kayıt dışı olarak çalıştırılmasından dolayı Kurumca uğranılan prim kaybı arasında büyük fark vardır.
Örneğin, büro işyerinde 2010/Aralık ayında asgari ücret üzerinden çalışan bir sigortalının kayıt dışı olarak çalıştırılması halinde Kurumca uğranılan prim kaybı 760,50 * 33,5 / 100 = 254,76 TL iken, aynı işyerinde üst sınır üzerinden ücret alan bir sigortalının kayıt dışı olarak çalıştırılması halinde Kurumca uğranılan prim kaybı 4.943,40* 33,5 / 100 = 1.656,39 TL’dir.
Başka bir ifade ile asgari ücret üzerinden ücret alan bir sigortalının kayıt dışı olarak çalıştırılması halinde uğranılan prim kaybı ile üst sınır üzerinden ücret alan bir sigortalının kayıt dışı olarak çalıştırılması halinde uğranılan prim kaybı arasında 6,5 kat fark bulunmaktadır.
Dolayısıyla, mahkeme ilamına/denetim ve kontrolle görevli memurlarca düzenlenen raporlara/resmi kurum ve kuruluşlardan alınan yazılara istinaden düzenlenen aylık prim ve hizmet belgelerinden dolayı,belge başına değil de, belgede kayıtlı sigortalıların prime esas kazanç tutarları ya da tahakkuk eden prim tutarları dikkate alınarak idari para cezası uygulandığı takdirde, ilgililer aleyhine işlemiş oldukları fiillerin ağırlığıyla orantılı ceza uygulamasına geçilmiş olacaktır.
İşverenlerin Defter Tutmakla Yükümlü Olup Olmadıklarına Bakılarak Uygulanan İdari Para Cezaları Yönünden
İşverenlere ait defter, kayıt ve belgelerin incelenme nedenlerinden biri de, işyeri defter, kayıt ve belgelerinde yer alan ödemelere bakılarak sigortalıların hizmetlerinin ve kazançlarının eksiksiz olarak Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmiş olup olmadığının tespit edilmesidir. İşyeri defter, kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda Kuruma bildirilmemiş veya eksik bildirilmiş bir kazanç tutarının tespiti halinde, işverenlerin defter tutmakla yükümlü olup olmadıkları üzerinde durulmaksızın, bildirilmemiş veya eksik bildirilmiş olduğu tespit edilen her bir aya ilişkin düzenlenecek olan aylık prim ve hizmet belgesinden dolayı aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanmaktadır.
Buna karşın, Sosyal Güvenlik Kurumunca istenilen işyeri defter, kayıt ve belgelerin on beş günlük süre içinde incelemeye ibraz edilmemesi halinde, bu defa işverenlerin defter tutmakla yükümlü olup olmadıklarına, defter tutmakla yükümlü olmaları halinde hangi deftere tabi olduklarına bakılarak aylık asgari ücretin 3, 6 yada 12 katı tutarında idari para cezası uygulanmaktadır.
Dolayısıyla, işyeri defter, kayıt ve belgelerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen raporlara istinaden, hizmetleri veya kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik bildirildiği tespit edilen sigortalılara ilişkin düzenlenecek olan aylık prim ve hizmet belgelerinden dolayı idari para cezası uygulanır iken, işverenlerin defter tutmakla yükümlü olup olmadıklarına bakılmamakta; buna karşın işyeri defter, kayıt ve belgelerin on beş günlük süre içinde incelemeye ibraz edilmemesi halinde bu defa işverenlerin defter tutmakla yükümlü olup olmadıklarına, defter tutmakla yükümlü olmaları halinde hangi deftere tabi olduklarına bakılarak idari para cezası uygulanmaktadır.
Bu durum karşısında, işyeri defter, kayıt ve belgelerinin incelemeye ibraz edilmesi üzerine yapılan incelemelerden bir sigortalının 2010 yılına ilişkin hizmetlerinin ve kazançlarının Kuruma bildirilmediğinin tespiti halinde, bilanço esasına göre defter tutan bir işverene de işletme esasına göre defter tutan bir işverene de aynı tutarda (aylık asgari ücret * 2 * 12 ay tutarında) idari para cezası uygulanır iken; hem bilanço esasına göre defter tutan işverenin hem de işletme esasına göre defter tutan işverenin 2010 yılına ilişkin defter kayıt ve belgelerini on beş günlük süre içinde incelemeye ibraz etmemesi halinde, bu defa bilanço esasına tabi işverene aylık asgari ücretin 12 katı tutarında, işletme esasına tabi işverene ise aylık asgari ücretin 6 katı tutarında idari para cezası uygulanmaktadır.
Yine, Kanunun 102 nci maddesi uyarınca, gerek sigortalı işe giriş bildirgelerinin, gerek sigortalı işten ayrılış bildirgelerinin, gerekse aylık prim ve hizmet belgelerinin Kuruma süresi içinde verilmemesi veya e-Sigorta kanalıyla gönderilmemesi nedeniyle idari para cezası uygulanır iken, işverenlerin defter tutmakla yükümlü olup olmadıklarına bakılmamaktadır. Buna karşın, işyeri bildirgesinin en geç sigortalı çalıştırılmaya başlanılan tarihte Kuruma verilmemesi halinde, bu defa işverenlerin defter tutmakla yükümlü olup olmadıklarına, defter tutmakla yükümlü olmaları halinde hangi deftere tabi olduklarına bakılarak idari para cezası uygulanmaktadır.
Bu bağlamda, gerek işyeri defter, kayıt ve belgelerin on beş günlük süre içinde incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle, gerekse işyeri bildirgesinin en geç sigortalı çalıştırılmaya başlanılan tarihte Kuruma verilmemesi nedeniyle idari para cezası uygulanır iken, işverenlerin defter tutmakla yükümlü olup olmadıklarına değil de, işlenen fiilin ağırlığına bakılarak aynı tutarda idari para cezası uygulanması halinde, aynı suçtan dolayı eşit ceza uygulamasına geçilmiş olacaktır.
III-İDARİ PARA CEZALARININ SUÇ İŞLENMESİNİ ENGELLEYİCİ NİTELİKTE VE SUÇLUYU TOPLUMA YENİDEN KAZANDIRACAK NİTELİKTE OLMASI
Cezaların, aynı fiilin yeniden işlenmemesi amacıyla caydırıcı nitelikte ve suçluyu topluma yeniden kazandıracak nitelikte olması gerekmektedir. Bu amaç doğrultusunda idari para cezalarının belirlenmesi sırasında da dengelerin iyi kurulması icap etmektedir.
Kanunun 102. maddesi bu açıdan irdelendiğinde, idari para cezalarının çok sayıda sigortalıyı kayıt dışı olarak çalıştıran işverenler için caydırıcı nitelikte olmaktan uzak olduğu, az sayıda sigortalıyı kayıt dışı olarak çalıştıran işverenler için ise caydırıcı nitelikte olmaktan daha ağır olduğu, kimi zaman işletmelerin kapatılmasına ya da sigortalıların işten çıkartılmasına neden olabilecek tutarlarda olduğu görülmektedir.
Bu bağlamda, kayıt dışı sigortalı çalıştıran işverenler aleyhine uygulanacak idari para cezalarının, caydırıcı nitelikte olmakla birlikte, işletmelerin faaliyetlerine devam etmesini engelleyecek derecede ağır olmaması hususunun da göz önünde bulundurulması halinde, idari para cezalarına, suçluyu topluma yeniden kazandıracak nitelikte olma özelliği de kazandırılmış olacaktır.
IV- SONUÇ
-Mahkeme ilamına/denetim ve kontrolle görevli memurlarca düzenlenen raporlara/resmi kurum ve kuruluşlardan alınan yazılara istinaden düzenlenen aylık prim ve hizmet belgelerinden dolayı uygulanacak idari para cezalarında,belge başına değil, belgede kayıtlı sigortalıların prime esas kazanç tutarlarının ya da tahakkuk eden prim tutarlarının dikkate alınmasının, daha adil bir ceza sisteminin kurulması için,
-Gerek işyeri defter, kayıt ve belgelerin on beş günlük süre içinde incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle, gerekse işyeri bildirgesinin en geç sigortalı çalıştırılmaya başlanılan tarihte Kuruma verilmemesi nedeniyle uygulanacak olan idari para cezalarında, işverenlerin defter tutmakla yükümlü olup olmadıklarına değil, işlenen fiilin ağırlığına bakılarak aynı tutarda idari para cezası uygulanmasının, ceza kanunlarında yer alan cezaların eşitliği prensibi açısından,
-Kayıt dışı sigortalı çalıştıran işverenler aleyhine uygulanacak idari para cezalarının, caydırıcı nitelikte olmakla birlikte, işletmelerin faaliyetlerine devam etmesini engelleyecek derecede ağır olmaması hususunun göz önünde bulundurulmasının,
ceza kanunlarındaki genel düzenlemeler açısından gerekli olduğu düşünülmektedir.