I- GİRİŞ
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun[1] 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran işverenler, (b) bendi kapsamında sigortalıların kendileri ile ilgisine göre, vergi daireleri, ziraat odaları, Tarım il/ilçe müdürlükleri, kaymakamlıklar, valilikler, Esnaf ve Sanatkârlar sicil memurluğu ve (c) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran kamu idareleri, işten ayrılan sigortalıları, örneği Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği ekinde (EK-5) bulunan Sigortalı İşten Ayrılış Bildirgesi ile Kuruma bildirmek zorundadırlar. Adı geçen bildirgenin, sigortalılığın sona ermesinden itibaren 10 gün içinde e-sigorta yoluyla Kuruma verilmesi gerekmektedir.
Makalemizde konuyu son düzenlemeler ışığında değerlendirmeye ve izaha çalışacağız.
II- KONUYLA İLGİLİ SON DÜZENLEMELER
6283 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla[2] 5510 sayılı Kanunun 102. maddesinin (j) bendi değiştirilmiştir. Söz konusu değişiklikten önce (j) bendinde “ 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre sigortalılığı sona erenlere ilişkin bildirim ile 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesinde yer alan sandıklara, sandık iştirakçiliğinin başlama veya sona ermesine ilişkin bildirimi, süresi içinde ya da Kurumca belirlenen şekle ve usule uygun olarak yapmayanlar veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler hakkında, her bir sigortalı veya sandık iştirakçisi için asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanır.” Denilmekteydi. Değişiklikten sonra ise adı geçen Kanun bendinde “ 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre sigortalılığı sona erenlere ilişkin bildirim ile 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesinde yer alan sandıklara, sandık iştirakçiliğinin başlama veya sona ermesine ilişkin bildirimi, süresi içinde ya da Kurumca belirlenen şekle ve usule uygun olarak yapmayanlar veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler hakkında, bir takvim ayında işlenen bu fiillerden dolayı tutmakla yükümlü bulunulan defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle verilmesi gereken ceza tutarını aşmamak kaydıyla her bir sigortalı veya sandık iştirakçisi için asgari ücretin onda biri tutarında idari para cezası uygulanır.” Denilmektedir.
Bu Kanun maddesinde yapılan değişiklikle 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesine tabi sigortalıların işten ayrılış bildirgesi ile 506 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine tabi sandık çalışanlarının işe giriş ve işten ayrılış bildirgelerinin yasal süresinden sonra verilmesi nedeniyle uygulanacak idari para cezası miktarına alt ve üst sınır getirilmiştir. Buna göre, söz konusu fiiller için uygulanacak idari para cezasının alt sınırı asgari ücretin onda biri, üst sınırı ise işverenlerin 5510 sayılı Kanunun 86. maddesinin ikinci fıkrasına göre tutmakla yükümlü oldukları işyeri defter, kayıt ve belgelerinin Kuruma verilmemesi nedeniyle uygulanan idari para cezası miktarıdır.
Söz konusu düzenlemeyi daha sarih kılmak açısından rakamlarla izahat getirmeye çalışalım. Bilindiği üzere, 2012’nin ilk altı ayı için belirlenen asgari ücret tutarı brüt 886,50 TL’dir. Dolayısıyla, 6283 sayılı Kanunun yayınlanma tarihi olan 08.03.2012 ila 30.06.2012 devresinde söz konusu fiiller nedeniyle her bir sigortalı için tahakkuk edecek idari para cezası tutarı 88,65 TL (886,50 / 10 ) dir. Dolayısıyla uygulanacak idari para cezasının üst sınırı,
– Bir takvim ayında bilanço esasına göre defter tutmakla yükümlü işyerleri için 10.638,00 TL ( 886,50 X 12 ),
– Diğer defterleri tutmakla yükümlü olan işyerleri için 5.319,00 TL ( 886,50 X 6 ),
– Defter tutmakla yükümlü olmayanlar için ise 2.659,50 TL ( 886,50 X 3 ) dir.
Diğer taraftan, 6270 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 11. maddesi ile 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesinin ikinci fıkrası şu şekilde değiştirilmiştir: “Mahkeme kararına, Kurum’un denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelere ya da kamu idarelerinden alınan belgelere istinaden düzenlenenler hariç olmak üzere, bildirgenin veya belgenin yasal süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliğinden 30 gün içinde verilmesi ve söz konusu cezaların ilgililerce, yapılacak tebligat tarihini takip eden günden itibaren 15 gün içinde ödenmesi halinde, bu maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (g), (h) ve (j) bentlerinde öngörülen cezalar dörtte bir oranına karşılık gelen tutar üzerinden uygulanır.” Buna göre, sigortalı işe giriş bildirgesi ile sigortalı işten ayrılış bildirgesinin yasal süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliğinden 30 gün içinde verilmesi ve söz konusu cezaların ilgililerce, yapılacak tebligat tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içinde ödenmesi halinde, ilgili bentlere göre uygulanan cezalara dörtte bir oranına karşılık gelen tutar uygulanacaktır.
Bununla birlikte, 102. Maddenin beşinci fıkrasında idari para cezalarının, Kuruma itiraz edilmeden veya yargı yoluna başvurulmadan önce tebliğ tarihinden 15 gün içinde peşin ödenmesi halinde idari para cezalarının ¾’ü (% 75’i) tahsil edilmektedir.
Bu düzenlemeyi de bir örnekle izaha çalışalım:
Örneğin; X şahıs işyerinde çalışan bir sigortalının 13.04.2012 tarihinde işten ayrıldığını düşünelim. İşverenin işten ayrılan bu sigortalıyı 23.04.2012 tarihine kadar e-sigorta yoluyla Kuruma bildirmesi gerekmektedir. İşverenin söz konusu bildirgeyi 28.04.2012 tarihinde Kuruma verdiğini varsaydığımızda, işveren, bu geç bildirimden dolayı 88,65 TL ( 886,50/10 X 1 ) tutarında idari para cezasıyla karşı karşıya kalacaktır. Ancak, işverenin bahse konu bildirgeyi kendiliğinden ve 30 günlük sürede yani 13.05.2012 tarihine kadar verdiğini farz edelim. Bununla birlikte, uygulanan idari para cezasının işverene 14.05.2012 tarihinde tebliği edildiğini ve işverenin de 18.05.2012 tarihinde söz konusu idari para cezasını ödediğini düşünelim. Bu durumda işverenin ödeyeceği ceza miktarı 16, 62 TL olacaktır. Zira, yukarıda yer verilen son düzenleme gereği yani işverenin gecikmiş yasal yükümlülüğünü kendiliğinden yerine getirmesi ve neticesinde oluşan idari para cezasını tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde ödemesi nedeniyle, hesaplanan idari para cezasında (88,65 TL) şu şekilde indirime gidilmiştir: 88,65 X ¼ = 22,16, 22,16 X ¾ = 16,62 TL.
SONUÇ
Sonuç olarak, yeni düzenlemelerle, 5510 sayılı Kanun çerçevesinde idari para cezalarında erken ve peşin ödemenin avantajı artırılmış olmaktadır. Bu düzenlemelerin hem işverenler hem de Kurum için isabetli olduğu düşüncesindeyiz. Zira, işverenler açısından durum malum; Kurum açısından ise, tahsil edilmiş 1 TL tutarındaki idari para cezası, tahsil edilemeyen 10 TL tutarındaki idari para cezasından iyidir!.