Pişmanlık Ve Islah Hükümlerine Göre Verilen Beyannameler Üzerine Yapılacak İşlemler

I. GİRİŞ

Türk Vergi Sistemimiz genel olarak beyan esasına dayanmaktadır. Mükellefler tarafından verilen beyannameler, vergi kanunlarında belirtilen tarha yetkili vergi dairesi tarafından alınır ve beyan edilen matrahlara kanunlarda belirtilen nispetlerin uygulanması suretiyle vergi dairesi vergiyi tarh eder. Beyan üzerinden alınan vergiler tahakkuk fişi ile tarh ve tahakkuk ettirilir. Beyana dayanan tarhta, tahakkuk fişinin düzenlenmesi, verginin tahakkuku için yeterli olmaktadır.

Vergi kanunlarımıza göre, beyannamelerin kanuni süresinde verilmesi esastır. Ancak beyannameler; kanuni süresinden önce, kanuni süresinden sonra, pişmanlık ve ıslah hükümlerine göre, kanuni süresinde verilen beyannamelere ek olarak matrah ve/veya vergiyi artırıcı/azaltıcı nitelikte yada kanuni süresi içinde verilen beyannameye ek olarak pişmanlık ve ıslah hükümlerine göre verilebilmektedir. Yazımızda pişmanlık ve ıslah hükümlerine ana hatlarıyla değinildikten sonra, pişmanlık ve ıslah hükümlerine göre verilen beyannameler üzerine yapılacak işlemler, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK) ve Vergi Daireleri İşlem Yönergesinde belirtilen hükümler doğrultusunda kısaca açıklanmaya çalışılacaktır.

II. Pİ�zMANLIK VE ISLAH HÜKÜMLERİ

Pişmanlık ve ıslah hükümleri, VUK’un 371’inci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre madde metni aşağıdaki gibidir:

“Beyana dayanan vergilerde vergi ziyaı cezasını gerektiren (360 ıncı maddede yazılı iştirak şeklinde yapılanlar dahil) kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber veren mükelleflere aşağıda yazılı kayıt ve şartlarla vergi ziyaı cezası kesilmez.

1.Mükellefin keyfiyeti haber verdiği tarihten önce bir muhbir tarafından herhangi resmi bir makama dilekçe ile veya şifahi beyanı tutanakla tevsik edilmek suretiyle haber verilen husus hakkında ihbarda bulunulmamış olması (Dilekçe veya tutanağın resmi kayıtlara geçirilmiş olması şarttır.),

2. Haber verme dilekçesinin yetkili memurlar tarafından mükellef nezdinde herhangi bir vergi incelemesine başlandığı veya olayın takdir komisyonuna intikal ettirildiği günden evvel (kaçakçılık suçu teşkil eden fiillerin işlendiğinin tespitinden önce) verilmiş ve resmi kayıtlara geçirilmiş olması,

3. Hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin mükellefin haber verme dilekçesinin verildiği tarihten başlayarak 15 gün içinde tevdi olunması,

4. Eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının mükellefin keyfiyeti haber verme tarihinden başlayarak 15 gün içinde tamamlanması veya düzeltilmesi,

5. Mükellefçe haber verilen ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödenmenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51’inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla birlikte haber verme tarihinden başlayarak 15 gün içinde ödenmesi,

Yukarıdaki şartların yerine getirilmesi halinde kaçakçılık suçlarını işleyenler hakkında 360’ıncı madde hükmü uygulanmaz.

Bu madde hükmü Emlak Vergisinde uygulanmaz.”

Pişmanlık ve ıslah hükümlerinden yararlanabilmek için vergi ziyaına neden olunan fiilin beyana dayanan bir vergiyle ilgili olması gerekmektedir. İdarece tarh edilmesi gereken vergiler ile tahakkuku tahsile bağlı vergiler için pişmanlık hükümleri uygulanmaz. Bu nedenle genellikle damga vergisi ve harçlarda, motorlu taşıtlar vergisinde pişmanlık talebinde bulunmak mümkün değildir.[1]Ancak beyana dayanan bir vergi olmasına karşın, emlak vergisinde pişmanlık ve ıslah hükümlerinin uygulanmayacağı, kanun metninde açıkça belirtilmiştir.

VUK’un 371’inci maddesi hükmüne uygun olarak pişmanlık ve ıslah talebinde bulunulması sadece vergi ziyaına bağlı cezaların kesilmesini engellemektedir. Bu nedenle, pişmanlık ve ıslah hükümlerine göre verilen beyannameler için usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları kesilebilmektedir. Örneğin 7 günlük süre içerisinde fatura düzenlemeyen bir mükellefin, sonradan bu faturayı düzenlemek için pişmanlık talepli beyanname verilse bile özel usulsüzlük cezası kesilecektir.

VUK’un Kaçakçılık Suçları ve Cezalarını düzenleyen 359’uncu maddesinde; “371’inci maddedeki pişmanlık şartlarına uygun olarak durumu ilgili makamlara bildirenler hakkında bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla, VUK’un 371’inci maddesinde belirtilen şartlara uyulması koşuluyla, kaçakçılık suçlarını işleyenler de pişmanlık ve ıslah hükümlerinden yararlanabilmektedirler.

Beyana çağrı mektubunun gönderilmiş olmasının (olayın takdire sevk edilmemiş veya vergi incelemesine yetkili olanlar tarafından vergi incelemesine başlanılmamış olması şartıyla) beyannamenin pişmanlık ve ıslah hükümlerine göre kabul edilmesine engel olmadığı, vergi daireleri işlem yönergesinin 52’inci maddesinde açıkça belirtilmiştir.

Pişmanlık talebiyle verilen beyannamelerde zarar beyan eden edilmesi veya mahsuplar gibi nedenlerle ödenecek verginin bulunmaması veya matraha ait bilgilerin olmaması ya da pişmanlık ve ıslah hükümlerinin uygulanmasına engel bir durumun mevcut olması halinde mükellefin pişmanlık talebi kabul edilmeyecektir.

III. Pİ�zMANLIK VE ISLAH HÜKÜMLERİNE GÖRE VERİLEN BEYANNAMELER ÜZERİNE YAPILACAK İ�zLEMLER

Pişmanlık ve ıslah hükümlerine göre alınan beyannamelerin, VUK’un 371’inci maddesinde yazılı koşulları taşıyıp taşımadığı vergi dairesince araştırılır. Eğer, pişmanlık ve ıslah hükümlerinin uygulanmasına engel bir durum yoksa gerekli tahakkuk ve ceza işlemleri uygulanır. Haber verme tarihinden itibaren (bu tarih hariç) 15 günlük ödeme müddetinin son günü vade tarihi olarak tahakkuk fişinde yer alır. Ayrıca düzenlenecek tahakkuk fişinde ödenecek vergi ve pişmanlık zammı hesaplanır. İhbarname ile usulsüzlük cezaları kesilir.

Buna göre pişmanlık talepli verilen beyannameler üzerine yapılacak işlemleri şu şekilde açıklayabiliriz:

Pişmanlık istemi kabul edilen beyannamelere birinci derece bir kat usulsüzlük cezası kesilir. Beyannamenin süresinde verilmemesi re’sen takdir nedeni sayılmakla birlikte, pişmanlık talebiyle verilen beyannameler için iki kat usulsüzlük cezası kesilmez. Zira pişmanlık talebiyle verilen beyanname üzerinden tahakkuk eden vergi, beyan üzerine tahakkuk etmektedir.

Pişmanlık istemi kabul edilmeyen beyannameler, kanuni süresinden sonra verilen beyannameler gibi kabul edilerek buna göre işlem yapılır. Bu durumda örneğin, beyannamenin kanuni süresinden sonra ancak vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk işlemi yapılmasından önce verilmesi halinde, birinci derece iki kat usulsüzlük cezası ile vergi ziyaı cezasının yüzde ellisi kıyaslanarak miktar itibariyle en ağırı kesilir. Beyannamenin vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk işlemi yapılmasından sonra verilmesi halinde, daha önce kesilen usulsüzlük cezası varsa, vergi ziyaı cezası ile usulsüzlük cezası kıyaslanır, vergi ziyaı cezası fazla ise daha önce kesilen usulsüzlük cezası düzeltme fişi ile terkin edilerek vergi ziyaı cezası için ihbarname düzenlenir. Yine, verilen beyannamede zarar beyanı veya mahsuplar gibi nedenlerle ödenecek verginin bulunmaması halinde birinci derece iki kat usulsüzlük cezası kesilir. Verilen beyannamede matraha ilişkin bilgilerin gösterilmemesi veya re’sen takdiri gerektiren diğer sebeplerin de mevcut olması halinde birinci derece iki kat usulsüzlük cezası kesilir.

Pişmanlık talebi ile verilen beyanname ek beyanname niteliğinde ise usulsüzlük cezası kesilmez.

Vergisi kanuni süresinde ödenmiş olmakla birlikte, beyannamenin kanuni süresinden sonra pişmanlıkla verilmesi halinde, birinci derece bir kat usulsüzlük cezası kesilir.

IV. SONUÇ

Vergi kanunlarımıza göre, beyannamelerin kanuni süresinde verilmesi esas olmakla birlikte mükelleflerin; kanuni süresinden önce, kanuni süresinden sonra, pişmanlık ve ıslah hükümlerine göre, kanuni süresinde verilen beyannamelere ek olarak matrah ve/veya vergiyi artırıcı/azaltıcı nitelikte yada kanuni süresi içinde verilen beyannameye ek olarak pişmanlık ve ıslah hükümlerine göre beyanname verdikleri görülmektedir. Bu yazımızda pişmanlık ve ıslah hükümleri genel olarak anlatılmış, pişmanlık ve ıslah hükümlerine göre verilen beyannameler üzerine yapılacak işlemlere kısaca değinilmiştir.


[1]Mehmet Ali ÖZYER: Açıklama ve Örneklerle Vergi Usul Kanunu Uygulaması, HUD Yayınları, (Ankara 2003), s.782.

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*