SGK’Da Ödeme Kolaylığı; Prim Borçlarının Taksitle Ödenmesi – II

Makalemizin birinci bölümü 16/2/2009 tarihinde bu sitede yayımlanmıştı. Şimdi anılan makalenin devamı olan ikinci kısım aşağıdadır.

2.1.3.3 Teminat Olarak Şahsi Kefalet Gösterilmesi ;

Sosyal Güvenlik Kurumuna borcunu taksitle ödemek istemelerine karşın zorunlu teminat miktarını gösteremeyen borçluların durumu ne olacaktır? Bunlarla ilgili bir çıkış yolu var mıdır? Bu konuya açıklık getirelim. Borçlarını tecil ve taksitlendirmek suretiyle ödemek istemelerine rağmen, 6183 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde belirtilen teminatları sağlayamayan borçlular muteber bir şahsı müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu gösterebilmektedirler. �zahsi kefaletin tespit edilebilecek şartlara uygun olarak noterden tasdikli mukavele ile tesis olunmaktadır. Kefil olan kişinin borcun tamamını karşılayacak tutarda teminat göstermesi halinde kefil olan kişiden noterden tasdikli şahsi kefalet senedi alınmak suretiyle tecil ve taksitlendirme işlemi yapılabilmektedir.

2.1.3.4 Teminat Alınırken Dikkat Edilen Hususlar

Öncelikle üzerinde başka idareler ile gerçek veya tüzel kişilerin haciz, ipotek, rehin gibi kısıtlayıcı takyidatları bulunmayan ve satış kabiliyeti olan menkul ya da gayrimenkullar teminat olarak alınmaktadır.

Borçlunun yukarıda belirtilen nitelikte takyidatsız mallarının bulunmaması ve borçlu tarafından teminat olarak gösterilen mallar üzerinde ipotek, rehin, haciz gibi takyidatların bulunması halinde; tecil ve taksitlendirmeye konu alacağın güncel değeri ile birlikte diğer güncel takyidat değerleri toplamının, teminatın tespit edilen değerini aşmaması halinde teminat olarak kabul edilmektedir.

Tecil ve taksitlendirme işleminde borca karşılık teminat olarak gösterilen malların değer tespiti için düzenlenen bilirkişi raporlarındaki, değer tespiti yapılan malın niteliği, özellikleri, satış kabiliyeti, birim değeri, gayrimenkul ise, konumu, kullanım alanı, tapu bilgileri, üzerinde işgal veya tapuya şerh edilmemiş yapıların bulunup bulunmadığı gibi imar durumunu belirleyici hususların, piyasa analizleri, inşaat özellikleri, diğer faktörlerin yer alıp almadığına dikkat edilmekte, gayrimankul mal hakkında ayrıntılı olarak düzenlenmemiş yalnızca gayrimenkul malın değerini belirtir şekilde düzenlenen ve bilirkişinin uzmanlık alanına girmeyen raporlara itibar edilmemektedir.

Gayrimenkullerin değer tespitine ilişkin bilirkişi raporlarında önerilen hususlarda tereddüt veya şüpheye düşülmesi halinde, yeniden başka bir bilirkişi raporu düzenlenmekte yada değer tespiti yapılmış olan gayrimenkulleri yerinde görüp incelenmek suretiyle SGK Ekspertiz Yönergesine göre SGK teknik elemanlarınca değer tespiti yaptırılarak işlem yapılmaktadır.

Yapılacak tecil ve taksitlendirme işleminde borçlulardan teminat olarak öncelikle 6183 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde sayılan kıymetlerden, paraya çevrilmesi kolay olan nakit niteliğindeki kıymetler, banka teminat mektubu, hazine bonosu ve devlet tahvili gibi teminatların alınmasına gayret gösterilmektedir. Borçlularca bu nitelikteki kıymetlerin teminat olarak gösterilmesi çoğu zaman mümkün olamadığından, 6183 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde öngörüldüğü şekilde, haczedilmek suretiyle teminat olarak alınması mümkün olan menkul ve gayrimenkul niteliğindeki malların teminat olarak gösterilmesi halinde, bu nitelikteki malların durumu taksitlendirmeye konu borcun durumuna göre farklılık gösterebileceğinden, değer tespitine ilişkin raporlar da dikkate alınarak satış kabiliyeti yüksek olan, muhafazası kolay, zaman içinde değer yitirmeyen ve borcun tahsilini kolay kılan nitelikteki menkul ve gayrimenkul malların teminat olarak alınmasına öncelik tanınmaktadır.

Borçluların teminat olarak üzerinde ipotek, rehin ve haciz gibi takyidat bulunmayan bir kısım menkul ve gayrimenkul malının yanı sıra üzerinde ipotek, rehin ve haciz gibi takyidatlar bulunan mallarının da teminat olarak gösterilmesi durumunda, öncelikle takyidatsız mallar teminat olarak alınmaktadır

2.1.3.5 Taksitlendirme Sonrası Teminat Harici Hacizlerin Kaldırılması

Borçlunun, borcuna karşılık olarak gösterdiği mallar üzerine kaydi veya fiili haciz konulduktan sonra borçlularca talep edilmesi halinde teminat dışındaki diğer mallar üzerindeki hacizler kaldırılmaktadır.

Tecil ve taksitlendirme talebinde bulunan borçlu hakkında daha önceden 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre cebri icra işlemleri sonucunda üçüncü kişiler nezdinde tahakkuk etmiş alacakları ile banka hesabına konulan hacze istinaden bloke edilmiş bir paranın varlığı sözkonusu ise öncelikle bu tutarlar toplam borçtan düşülmekte ve kalan borç tutarı üzerinden tecil ve taksitlendirme işlemi yapılmaktadır.

Ayrıca, tecil ve taksitlendirmeye ilişkin ilk taksitin ödendiği tarih ile tecil ve taksitlendirme kararının alındığı tarih arasında her hangi bir nedenle tahakkuk etmiş veya bloke edilmiş bir para var ise, öncelikle bu paranın taksit tutarlarına mahsubu yapılmakta olup sonra borçlunun tecil ve taksitlendirme karar tarihi itibariyle üçüncü kişiler nezdindeki alacakları ile banka hesabına konulan hacizler kaldırılmaktadır.

Örneğin, 3/2/2009 tarihi itibariyle toplam 50.000TL sigorta primi, gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunan (X)’in, 5 ay taksitlendirme talebinde bulunduğu, 6/2/2009 tarihinde ilk taksit tutarını ödediği, tecil ve taksitlendirme talebinin 16/2/2009 tarihinde kabul edildiği, 2/2/2009 tarihinde borçlunun mevduat hesabında bloke edilen 10.000TL nin 4/2/2009 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu hesaplarına intikal ettiği, ayrıca 13/2/2009 tarihinde borçlunun hesabına 5.000TL yatırıldığı varsayıldığında;

Bu durumda öncelikle, borçlunu tecil ve taksitlendirme talebinde bulunmadan önce banka hesabında bulunan ve SGK adına bloke olan 10.000 TL’nın, toplam borç tutarı olan 50.000TL den mahsubu yapılmaktadır. Daha sonra kalan 40.000TL borç tutarı üzerinden peşinat alınarak tecil ve taksitlendirmeye konu aylık taksit tutarı belirlenir. Buna göre aylık taksit tutarı 8.000TL (50000/8=8000) olacaktır. 13/2/2009 tarihinde borçlunun hesabına intikal eden 5.000TL, ilk taksidin ödendiği tarih (6/2/2009) ile tecil ve taksitlendirme kararının alındığı tarih (16/2/2009) arasında yatırılması nedeniyle bu tutarın sözkonusu taksit tutarında mahsubu yapılarak bu tarihten sonra ödenecek ilk taksitte 3.000TL alınması gerekmektedir. Üçüncü kişiler nezdindeki alacaklar ile banka hacizlerinin ise taksitlendirme kararının alındığı 16/2/2009 tarihi itibariyle kaldırılması gerekmektedir.

2.1.3.6 Hacizlerin Kaldırılması, Teminat değişikliği ve Teminat İadesi

Borçlunun malları üzerine haciz şerhi işlendikten sonra borçlu tecil ve taksitlendirme talebinden bulunur ise daha önce haczedilmiş mallar, taksitlendirilen borçları için değerleri tutarınca teminat yerine geçmektedir. Bu nedenle borçların tecil ve taksitlendirilmesinde, teminatsız veya zorunlu teminat tutarı esas alınarak tecil ve taksitlendirme uygulaması söz konusu değildir. Yani borç tutarı 50.000TL nin altında olsa bile taksitlendirme talebinde bulunulan borçlunun hacizleri kaldırılmamaktadır.

Tecil ve taksitlendirme işleminden önce uygulanan ve tecil ve taksitlendirmeye konu alacağın tamamını karşılayacak değerde olan hacizler ile alınmış olan teminatlar üzerindeki hacizlerden bir kısmının borçlu tarafından daha sonraki bir tarihte kaldırılmasının veya iadesinin istenilmesi durumunda,talep tarihine kadar olan taksit tutarlarının ve cari ay borçlarının ödenmiş ve daha önce alınmış olan teminatın bölünebilir nitelikte olması halinde ödenen borç miktarı aşmamak kaydıyla tecil ve taksitlendirilen borçtan fazlaya ilişkin teminatlar üzerindeki hacizler kaldırılmakta veya iade edilmektedir.

Öte yandan, tecil ve taksitlendirme işleminden önce haczedilen malların değeri tecil ve taksitlendirmeye konu borç tutarından az, zorunlu teminat tutarından fazla ise, hacizler tecil ve taksitlendirme şartlarına uygun olarak ödenen taksitler sonucunda kalan borç tutarı, hacizli mal değerinin altına inmediği sürece kaldırılmamaktadır.Tecil ve taksitlendirme şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarı hacizli malın değerinin altına inmesi durumunda, mahcuz malın bölünebilir nitelikte olması şartıyla yapılan ödemeler nispetinde uygulanan hacizler kaldırılmaktadır.

Örneğin; (Y)’nin 200.000TL tutarındaki sigorta primi, gecikme cezası ve zammından oluşan borcundan dolayı Yozgat Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce her biri 20.000TL’sı değerindeki 5 araç ( toplam 100.000TL) üzerine haciz tatbik edilmiştir. Borçlu şirketçe tecil ve taksitlendirme talebinde bulunulmuş ve söz konusu borçlar 20 eşit taksitle ödenmek üzere taksitlendirilmiştir.

Haczedilen araçların değeri tecil ve taksitlendirmeye konu borç tutarından az, ancak 6183 sayılı Kanunun 48 inci madde hükmüne göre gösterilmesi gereken zorunlu teminat tutarından (200.000-50.000) /2 =75.000TL den fazladır. Bu durumda söz konusu borçların tecil ve taksitlendirilmesinde borçlu şirketten ayrıca teminat istenilmeyecektir. Ancak borçlunun zorunlu teminat tutarından fazla miktarda bulunan 25.000TL tutarındaki haczin kaldırılması talebinde bulunulması halinde bu talebi sözkonusu hacizlerin tecil taksitlendirme talebinden önce konulması nedeniyle borç miktarı hacze konu miktarın altına düşmediği sürece kabul edilmemektedir.

Borçlu şirketçe, 12 taksit tutarı olan 120.000TL ödendikten sonra tecil ve taksitlendirmeye konu kalan borç tutarı (200.000-120.000) 80.000TL olacaktır. Bu tutar hacizli araçların değerinden az olduğundan ve araçlar ayrı ayrı olup bölünebilir nitelikte olduğundan borçlunun talebi halinde sadece bir araç üzerindeki haciz kaldırılacaktır. Ödemeler nispetinde diğer hacizleri de borçlunun talebi halinde kısım kısım kaldırılmaktadır.

Taksitlendirme işlemi yapılmadan önce haczedilen malların değeri, toplam borç tutarından ve istenilmesi gereken zorunlu teminat tutarından az ise, haczedilen malların değeri ile gösterilmesi gereken zorunlu teminat tutarı arasındaki fark kadar teminat gösterilmesi gerekmektedir.

6183 sayılı Kanun uyarınca herhangi bir haciz uygulaması olmadan tecil ve taksitlendirilen borçlar için alınan teminatlar; tecil ve taksitlendirme şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler sonucunda, kalan taksitli borç tutarının zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda, yapılan ödemeler nispetinde (bölünebilir nitelikte olması şartıyla) iade edilmektedir. Hacizlerin kaldırılmasında ve teminatların iadesinde ödenmesi gereken tecil faizi de dikkate alınarak gerekli işlemler yapılmaktadır.

Diğer taraftan, tecil ve taksitlendirme talebi kabul edildikten sonra borçlunun gösterdiği teminatlarda değişiklik talepetmesi halinde, değişikliktalep edilen tarihe kadar olan taksitler ile cari ay primlerinin ödenmiş olması kaydıyla, borçlunun verdiği teminat, kısmen veya tamamen aynı değerde ve aynı nitelikte veya paraya çevrilmesi daha kolay başka teminatlarla değiştirilebilmektedir.

2.2 Taksitlendirme Süresi ve Kademeli Taksitlendirme ;

6183 sayılı Kanunun 48 inci madde hükmüne göre borçlar, azami 36 taksite bölünebilmektedir. 36 ay azami olup SGK borçlunun durumuna göre taksit sayısını belirlemektedir. Taksit sayısını belirlemede ise yine likidite oranı önemlilik arzetmektedir. �zöyle ki;

Kasa +Banka+Kısa Vadeli Alacaklar / Kısa Vadeli Borçlar formülü kullanılarak bulunan rasyo oranının “1,50” nin altında olması halinde tecil ve taksitlendirme işlemi azami 36 ay; “1,51”ila “2,00” aralığında olması halinde ise azami 30 ay yapılmaktadır. Bu taksitlendirme süreleri azami süreler olup, borç tutarına bakılarak, borçlunun zor durumuna ve borçlunun, borçlarını ödeme hususundaki iyi niyeti ve daha önce yapılan tecil ve taksitlendirmelerde borcun ödenip ödenmediği gibi hususlar dikkate alınarak azami taksitlendirme süreleri kadar borçların tecil ve taksitlendirilmesi yapılabilmektedir. Ancak, borcun azami taksitlendirme sürelerinden daha az bir sürede ödenebileceğine kanaati oluşmuş ise toplam borç tutarı bu sürelerden daha az süreli taksit sayısına bölünmektedir.

6183 sayılı Kanun taksit sayısını 36 ay ile sınırlaması nedeniyle borçluların 36 ayı aşan ya da borç türüne ilişkin borcun, sadece icraya intikal eden kısmının taksitlendirilmesi gibi talepleri kabul edilmemektedir.

Borçların tecil ve taksitlendirilmesinde borcun eşit taksitlerle ödenmesi esas olmak ile birlikte çok zor durumda olan işverenlerin borcunu rahatlıkla ödeyebilmesi için borçlarını kademeli olarak taksitlendirme imkanı bulunmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumunca, borçlunun taksitlerini eşit olarak ödeyemeyecek durumda olduğuna kanaat getirirse, en fazla ilk altı taksit, eşit taksitlere bölünmüş ödeme planındaki, taksit tutarının % 50 sinden az olmamak kaydıyla kademeli olarak tecil ve taksitlendirimektedir. Borçluların talep etmeleri halinde düşük taksit tutarları P nin üzerinde olabilmektedir. Borçlularca kademeli taksit talebinde bulunulması durumunda, en fazla başlangıçtaki altı aya ait taksit tutarları tecil ve taksitlendirmeye konu toplam borç tutarının, önceden belirlenen taksit sayısına bölünmesi suretiyle bulunacak tutarın P sinden az olmamak kaydıyla hesaplanmaktadır. Geri kalan aylara ait taksit tutarları ise kalan borç miktarının kalan taksit sayısına bölünmesi suretiyle bulunmaktadır.

Toplam 360.000 TL borcu bulunan borçlunun, 2009/Ocak ayında 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi hükmüne göre 36 ay taksitlendirme talebinde bulunduğu, likidite oranının “0,22” olduğu ve ilk 6 ay için, ödeme planındaki taksit tutarının P sini ödemek istediği ve Sosyal Güvenlik Kurumunun borçlunun talebini kabul ettiği varsayıldığında ödeme planı aşağıdaki gibi olacaktır.

Öncelikle 360.000 TL borç tutarı 36 eşit taksite bölünerek aylık ödemesi gereken taksit tutarı bulunur. İşveren ilk 6 ay için kademeli taksitlendirme talebinin bulunması nedeniyle ilk altı ay aylık taksit tutarı, aylık taksit tutarının P si olan 5000 TL olacaktır. Toplam borcun 30.000 TL’sı (6 ay*5000=30.000TL) ilk 6 ay içerisinde ödeneceğinden geriye kalan 330.000 TL tutar kalan 30 aya eşit şekilde (330.000/30=11.000TL) bölünecektir.Taksit tutarları hesaplanacak tecil faizi ile birlikte ödenecektir. Buna göre taksit tablosu (tecil faizi hariç) aşağıdaki şekilde olması gerekmektedir.

Taksit Sayısı

Yıl

Taksit Tarihi

Taksit Tutarı (TL)

Taksit Sayısı

Yıl

Taksit Tarihi

Taksit Tutarı (TL)

Taksit Sayısı

Yıl

Taksit Tarihi

Taksit Tutarı (TL)

1 2009 Ocak 5000 13 2009 Ocak 11000 25 2010 Ocak 11000
2 2009 Şubat 5000 14 2009 Şubat 11000 26 2010 Şubat 11000
3 2009 Mart 5000 15 2009 Mart 11000 27 2010 Mart 11000
4 2009 Nisan 5000 16 2010 Nisan 11000 28 2010 Nisan 11000
5 2009 Mayıs 5000 17 2010 Mayıs 11000 29 2010 Mayıs 11000
6 2009 Haziran 5000 18 2010 Haziran 11000 30 2010 Haziran 11000
7 2009 Temmuz 11000 19 2010 Temmuz 11000 31 2010 Temmuz 11000
8 2009 Ağustos 11000 20 2010 Ağustos 11000 32 2010 Ağustos 11000
9 2009 Eylül 11000 21 2010 Eylül 11000 33 2010 Eylül 11000
10 2009 Ekim 11000 22 2010 Ekim 11000 34 2010 Ekim 11000
11 2009 Kasım 11000 23 2010 Kasım 11000 35 2010 Kasım 11000
12 2009 Aralık 11000 24 2010 Aralık 11000 36 2010 Aralık 11000
TOPLAM : 360.000 TL

2.3 Taksitlendirme İşleminin Bozulmaması İçin Dikkat Edilecek Hususlar;

Tecil ve taksitlendirmeye konu taksitlerden bir veya birbirini izleyen iki taksitin ödenmemiş olması durumunda, bu taksit ya da taksitlerin, ödenmeyen ilk taksiti izleyen üçüncü taksitle birlikte tüm taksitlerin ödenmiş olması ve ödeme planındaki son taksit süresinin aşılmaması kaydıyla tecil ve taksitlendirme işlemi bozulmamaktadır. En fazla iki taksitini üçüncü taksitle ödenmesi halinde taksitlendirme işlemi bozulmayarak borçlulara kolaylık sağlanmaktadır. Bu durum taksitlendirme süresi içerisinde birden fazla tekrar edebilmektedir.

Son taksit miktarı zamanında ödenmez veya kısmen ödenirse, ödenmeyen veya kısmen ödenmeyen tutar, 6183 sayılı Kanunda belirtilen azami taksitlendirme süresinin aşılmaması kaydıyla, son taksiti izleyen ayın sonuna kadar ödenmeyen kısmın tecil faizi ile birlikte ödenmesi halinde de tecil ve taksitlendirme işlemi bozulmamaktadır. �zöyle ki 12 ay taksit talebi kabul edilen borçlu 12 nci taksitini, son taksitini izleyen ayın sonuna kadar (13 üncü ayda) ödemesi halinde taksitlendirmesi bozulmayacaktır. Çünkü, 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde belirtilen 36 aylık süre aşımı yapılmamıştır. Ancak, 36 ay taksitlendirme talebi kabul edilen borçlunun taksitlendirmesinin bozulmaması için son taksit miktarını 36 ncı ayda ödemesi zorunludur.

Diğer taraftan, borçluların tecil ve taksitlendirme işleminin bozulmaması için ayrıca cari aylara[1][1] ait ödeme yükümlülüklerini aksatmamaları gerekmektedir. Cari ay yükümlülüklerini bir takvim yılında dört defadan fazla yerine getirmemeleri halinde, borçlu taksitlerini yasal süresi içerisinde ödemiş olsa bile tecil ve taksitlendirme işlemi bozulmaktadır. Ancak, bir takvim yılında en fazla dört aya ait ödenmeyen ya da eksik ödenen cari ay borçlarının taksitlendirme süresi aşılmamak kaydıyla en geç izleyen takvim yılının sonuna kadar ödenmesi halinde borçlunun tecil ve taksitlendirme işlemi bozulmamaktadır.

Tecil ve taksitlendirme işlemi yapıldıktan sonra borçlunun talebinin olması halinde bir defaya mahsusu olmak üzere cari aylara ait borçlar, ilk tecil ve taksitlendirme süresinin aşılmaması şartıyla mevcut taksitlendirme işlemine dahil edilebilmektedir. Tecil ve taksitlendirme devam ederken borçlunun yeni bir tecil ve taksitlendirme talebi veya cari ayların taksitlendirilmeye dahil edilmesi için yapılan ikinci müracaatı kabul edilmemektedir.

Tecil ve taksitlendirme işlemi, yukarıda bahsettiğimiz hususlara uyulmaması nedeniyle bozulacak olursa, borç muaccel olacağından tahsili için cebri icra işlemlerine başlanılması gerekmektedir. Nitekim bu husus 6183 sayılı Kanunun 56 ncı maddesinde belirtilmiştir. Madde hükmünde “Karşılığında teminat gösterilmiş bulunan amme alacağı vadesinde ödenmediği takdirde, borcun 7 gün içinde ödenmesi, aksi halde teminatın paraya çevrileceği veya diğer şekillerle cebren tahsile devam olunacağı borçluya bildirilir. 7 gün içinde borç ödenmediği takdirde teminat bu kanun hükümlerine göre paraya çevrilerek amme alacağı tahsil edilir.” denilmektedir.

2.4 Diğer Önemli Hususlar;

2.4.1 Tecil ve taksitlendirme talebinin kabul edilebilmesi için borçluların tecil ve taksitlendirme talebinde bulunduğu tarihten önceki iki takvim yılı içinde, 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre üç defa tecil ve taksitlendirme işleminin bozulmamış olması gerekmektedir. Eğer iki takvim yılı içerisinde taksitlendirme işlemi üç defa bozulmuş ise taksitlendirmeye konu borç ödenmediği sürece borçluların tecil ve taksitlendirmetalepleri kabul edilmemektedir.

Ancak özel kanunlardan (5458 sayılı Kanun, 5510 sayılı kanunun geçici 23 ve 24 .maddeleri vb gibi yapılandırma kanunları) yararlanmak amacıyla bozulan tecil ve taksitlendirmeler de bu husus dikkate alınmamaktadır.

2.4.2 Borçlu tecil ve taksitlendirme talebinde bulunur ve bu talep Sosyal Güvenlik Kurumunca kabul edilmez ise, borçluya bu durum bir yazı ile bildirerek, muaccel borcun ödenmesi için 30 günü geçmemek üzere bir süre verilmektedir. Bu ödeme süresi içinde borç ödenir ise, borcun ödendiği tarihe kadar tecil faizi alınmak suretiyle borç tecil edilmiş olur.

2.4.3 Asıl işveren ile alt işveren ilişkisinin bulunduğu hallerde, asıl işverenin tecil ve taksitlendirme için başvuruda bulunması halinde, alt işverenin/alt işverenlerin de borcu varsa bu borçlar da dikkate alınarak tecil ve taksitlendirme işlemi yapılmaktadır. Ancak, alt işveren kendi borcu için talepte bulunmuş ise asıl işverenden bağımsız olarak sadece kendi borcunu tecil ve taksitlendirebilmektedir.

3-SONUÇ:

Sosyal Güvenlik Kurumu, alacaklarını 6183 sayılı Kanunu hükümlerine göre takip ve tahsil etmektedir. SGK alacaklarının tecil ve taksitlendirme işlemi de 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi hükümlerine göre yapılmaktadır. 5510 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce 48 inci madde hükmü sadece 506 sayılı kanuna tabi sigortalı çalıştıran borçlu işverenler hakkında uygulanıyordu. 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin 5766 sayılı Kanun ile düzenlenmesinden önce, borçların taksitlendirme süresi azami 24 ay olup borçlulardan her türlü borç miktarın taksitlendirilmesinde teminat gösterilmesi istenmekte idi.

5510 sayılı Kanunu yürürlüğe girmesi ile birlikte, eski tabirle Bağ-Kur(4/b) sigortalılarına ait süresi içerisinde ödenmeyen alacakların takip ve tahsilatında 6183 sayılı kanun hükümleri uygulanmaya başlandı.

5766 sayılı Kanun ile de, 6183 sayılı kanunun 48 nci maddesinde önemli değişiklikler yapıldı. Azami 24 ay olan taksit süresi 36 aya çıkarılırken, 50.000TL ye kadar borçlar için teminat istememe, 50.000TL kısmı aşan borçlar için ise bu tutarı aşan kısmın yarısı kadar teminat isteme hükmü getirildi. Görüldüğü üzere zor durumda olan borçluların taksitlendirme işleminde yararlanabilmesi ve rahat ödeyebilmesi için iki önemi değişiklik yapılmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu yine borçluların borcunu rahat ödeyebilmesi için kademeli taksit planı imkanı sunmaktadır.

 


[1][1] Cari ay : tecil ve taksitlendirmeye dahil edilen son ayı izleyen aylardır.

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*