SGK’Da Ödeme Kolaylığı;Prim Borçlarının Taksitle Ödenmesi – I

1- GİRİŞ:

 

 

 

31/5/2006 tarihinde kabul edilen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun[1], 2008/Ekim ayı itibariyle yürürlüğe girmesi ile birlikte, süresi içerisinde ödenmeyen Sosyal Güvenlik Kurumuna ait prim ve diğer alacakların takip ve tahsilatında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun[2] hükümlerinin uygulanmasına başlanılmıştır.

 

 

 

5510 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce SSK (4/a) ve Emekli Sandığı (4/c) kapsamındaki sigortalılara ait prim borçları 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsilatı yapılırken, Bağ-Kur (4/b) kapsamındaki sigortalılara ait zamanında ödenmeyen prim ve diğer alacakların takip ve tahsilatında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre işlem yapılıyordu.

 

 

 

5510 sayılı Kanun ile birlikte 4/b kapsamındaki sigortalılardan, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce borcu bulunmasına karşın henüz 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre takip işlemlerine başlanılmamış borçlar ile Kanun yürürlüğe girdikten sonraki borçların takip ve tahsilinde de 6183 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaktadır. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu hükümlerine göre takip işlemlerine başlanılan borçlar hakkında ise İcra İflas Kanun hükümleri çerçevesinde işlem yapılmaktadır.

 

 

 

6183 sayılı Kanun, borçluların borçlarını taksitle ödemesine imkan sağlamaktadır. Bu nedenle belirli şartların sağlanması halinde sigorta primi, işsizlik sigortası primi ve idari para cezaları ile bunlara ait gecikme zammı ve gecikme cezaları taksitle ödenebilmektedir. Bu yazımızda sosyal güvenlik alacaklarında tecil ve taksitlendirme usul ve esasları hakkında geniş bilgi vermeye çalışacağız.

 

 

 

 

 

 

 

2- SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ALACAKLARIN TECİL VE TAKSİTLENDİRİLMESİ

 

 

 

 

 

 

 

2.1 Tecil ve Taksitlendirmenin Yasal Dayanağı ve �zartı ;

 

 

 

5510 sayılı yasanın 88 inci maddesine 16 ncı fıkrasındaKurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır.” denilmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

Kanun metninden de anlaşılacağı üzere süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacakların takip ve tahsilatında 6183 sayılı Kanun hükümlerine (51,102 ve 106 ıncı maddeleri hariç) göre işlem yapılacağı açık olarak belirtilmiştir.

 

 

 

 

 

 

 

Anılan maddenin birinci fıkrasında “Amme borcunun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi amme borçlusunun çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş olmak şartıyla, alacaklı amme idaresince veya yetkili kılacağı makamlarca; amme alacağı 36 ayı geçmemek üzere ve faiz alınarak tecil olunabilir” hükmü yer almaktadır. Süresi içerisinde ödenmeyen amme alacaklarının, tecil ve taksitlendirme işlemi 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi hükümlerine göre yapılmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

5510 sayılı yasanın 88 inci maddesi dayanak olmak üzere düzenlenen “Sosyal Güvenlik Kurumunca 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna Göre Kullanılacak Yetkilere İlişkin Yönetmeliğin[3] 13 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kurum alacağının vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi, Kurum borçlusunu çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş olmak şartıyla, Kurum Yönetim Kurulunca veya Kurum Yönetim Kurulunun yetkisini devrettiği makamlarca, Kurum alacağı 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre tecil faizi alınarak tecil olunabilir.” hükmü ile borçlunun zor durumda kalması halinde süresi içerisinde ödenmeyen borçların tecil ve taksitlendirme işleminin yapılabileceği açıkça belirtilmiştir.

 

 

 

 

 

 

 

Süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacakların vadesinde ödenmesi veya haczedilen mallarının paraya çevrilmesi Kuruma borcu olan gerçek ve tüzel kişileri çok zor duruma düşürecekse bu alacaklar 6183 sayılı yasanın 48 inci maddesinde belirtilen şartların sağlanması halinde tecil ve taksitlendirme işlemi yapılabilmektedir. Prim ve diğer alacakların tecil ve taksitlendirme işleminin yapılabilmesi için;

 

 

 

 

 

 

 

v Borçlunun yazılı talepte bulunması

 

 

 

 

 

 

 

v Borçlunun çok zor halinin bulunması

 

 

 

 

 

 

 

v Teminat göstermesi (50.000TL ye kadar teminat şartı bulunmamaktadır.)

 

 

 

 

 

 

 

Gerekmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

Prim ve diğer alacakların tecil ve taksitlendirme işlemi bu şartların gerçekleşmesi halinde yapılabilmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

Bu maddelerin açıklanmasından önce tecil ve taksitlendirme yetkileri hakkında kısaca bilgi verelim.

 

 

 

 

 

 

 

Tecil ve taksitlendirme yetkisi, merkez müdürlüklerine, il müdürlüklerine, daire başkanlığına, genel müdürlüğe, başkanlık makamına ve yönetim kuruluna belirli tutarlar göz önünde bulundurularak verilmiştir. Tecil ve taksitlendirmeye yetkili makamlar ve taksitlendirme yapabilme sınırları aşağıda belirtilmiştir.

 

 

 

 

 

 

 

a)Sosyal Güvenlik Merkez Müdürlerinin 1.000.000 TL’ye kadar,

 

 

 

 

 

 

 

b)Sosyal Güvenlik İl Müdürlerinin 1.000.001 – 2.000.000TL arası

 

 

 

 

 

 

 

c)İhtilaflı Prim İşleri ve İcra Daire Başkanının 2.000.001- 3.000.000TL arası,

 

 

 

 

 

 

 

d) Sosyal Sigortalar Genel Müdürünün 3.000.001 – 4.000.000TL arası,

 

 

 

 

 

 

 

e) Kurum Başkanının 4.000.001- 5.000.000TL arası,

 

 

 

 

 

 

 

Borç tutarlarını tecil ve taksitlendirmesinde yetkilidirler.

 

 

 

 

 

 

 

5.000.001 YTL ve üzerindeki Kurum alacakları da Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu tarafından değerlendirilmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

2.1.1 Borçlunun Yazılı Talepte Bulunması;

 

 

 

 

 

 

 

Sosyal Güvenlik Kurumuna borcu bulunan borçlunun, borçlarını taksitlendirilebilmesi için bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne/Sosyal Güvenlik Merkezine yazılı olarak müracaat etmesi gerekmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından düzenlenen ve her Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü/Sosyal Güvenlik Merkezinde bulabilecekleri “Tecil ve Taksitlendirme Talep Formu” ile talepte bulunmaları gerekmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

Bahse konu talep formu ile birlikte borçluların “çok zor durum” halinin tespitinin yapılabilmesi için durumlarına uygun “Mali Durum Bildirim Formu” veya “Serbest Muhasebeci Mali Müşavir veya Yeminli Mali Müşavirlerce Düzenlenen Çok Zor Durum Halinin Tespitine İlişkin Rapor” yahutta halka açık olan şirketlerin Sermaye Piyasası Kuruluna verdikleri en son bilançoyu vermeleri gerekmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

Tecil ve taksitlendirme yapılabilme şartlarından bir diğeri aşağıda açıklanacağı üzere borçlunun zor durumda olması halidir. Çok zor durum halinin belirlenebilmesi için borçluların, talep formu ve yukarıda belirtilen durumlarına uygun belgeleri tereddüde mahal vermeyecek şekilde eksiksiz ve tam olarak doldurarak talep belgesi ile birlikte ilgili Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü/Sosyal Güvenlik Merkezine vermesi gerekmektedir. Verilen bu belgelerin eksik olması veya içerdiği bilgilerin yetersiz olması halinde borçluların taksitlendirme talepler kabul edilmemektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

2.1.2 Çok Zor Durum Hali ve Tespiti;

 

 

 

 

 

 

 

SGK’na[4] borcu bulunan borçlunun, borçlarını 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendirilebilmesi için olmazsa olmaz şart borçlunun çok zor durumda olması halidir. Borçlunun zor durum hali yok ise borçlu, borçlarını taksitlendirmek amacıyla talepte bulunup teminat dahi göstermiş olsa taksitlendirme talebi kabul görmemektedir. Taksitlendirmenin olabilmesi için ana kaide borçlunun zor durumda olmasıdır.

 

 

 

 

 

 

 

SGK’na, borcun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi, borçluyu çok zor duruma düşürecekse tecil ve taksitlendirme işlemi yapılabilmektedir. 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi hükmü gereği tecil ve taksitlendirme işleminde, 506 sayılı Kanunun mülga 80 inci maddesi ve bu maddeye dayanak olmak üzere çıkarılan yönetmelik hükümleri çerçevesinde uygulanmaya başlandığı 1994 yılından 2006 yılına kadar borçlunun çok zor durum halinin tespitinde, Sosyal Güvenlik Kurumuna, Devredilen Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından bastırılan “Tecil ve Taksitlendirme Talep ve Değerlendirme Formu”’nun arka sayfasında yer alan işverenin mali durumuna ilişkin bilgiler ışığında değerlendirilme yapılmakta olup, objektif kriterler öngörülmemişti. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu SSK Sigorta Primleri Daire Başkanlığı (Devredilen) tarafından 21.08.2006 tarih 16-381 sayılı genelge ile ilk defa objektif bir kriter getirilerek “çok zor durum hali” tespitinde likidite oranı kullanılmaya başlanılmış olup 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinin ardından da “çok zor durum halinin” tespitinde likidite oranı kullanılmaya devam edilmiştir.

 

 

 

Likidite oranı;

 

 

 

 

 

 

 

Kasa +Banka+Kısa Vadeli Alacaklar

 

 

Kısa Vadeli Borçlar

 

 

 

 

 

 

 

formülü kullanılarak hesaplanmaktadır. Bu formül sonucu bulunacak oran “2,00” ve altında olması halinde borçlunun çok zor durumda olduğu kabul edilmektedir. Rasyonun “2,01” ve üzerinde çıkması halinde ise çok zor durum halinin gerçekleşmediği ve borçlunun taksit yapmadan defaten ödeme gücüne sahip olduğu kabul edilerek borçlar tecil ve taksitlendirme işlemi yapılmamaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

Mülga 506 sayılı Kanun hükümlerine göre daha önceden tecil ve taksitlendirme işlemi yapılırken çok zor durumu hali tespitinde ilk önce rasyonun “1,50” ve altında, daha sonra “1,00” ve altında olması hali çok zor durum hali olarak değerlendirilmekte idi.

 

 

 

 

 

 

 

Örnek :HİAK Ltd. �zti.’nin 16/2/2009 tarihi itibariyle 60.000TL sigorta primi ve gecikme zammı ile 20.000TL idari para cezası, gecikme cezası ve gecikme zammından oluşan toplam 80.000,00TL tutarındaki borcu için, 16/2/2009 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurduğu ve başvuru tarihi itibariyle Kuruma ibraz ettiği Mali Durum Bildirim Formundaki; kasa, banka, kısa vadeli alacaklar ve kısa vadeli borçlara ilişkin verilerin de,

 

 

 

 

 

 

 

Kasa

 

 

 

=

 

 

 

30.000,00

 

 

 

TL

 

 

 

Banka

 

 

 

=

 

 

 

4,500,00

 

 

 

TL

 

 

 

Kısa Vadeli Alacaklar

 

 

 

=

 

 

 

15.000,00

 

 

 

TL

 

 

 

Kısa Vadeli Borçlar

 

 

 

=

 

 

 

100.000,00

 

 

 

TL

 

 

 

 

 

 

 

Olduğu varsayıldığında;

 

 

 

Kasa+Banka+Kısa Vadeli Alacaklar

 

 

 

Kısa Vadeli Borçlar

 

 

 

 

 

 

 

Formülüne göre aşağıdaki hesaplama yapılarak,

 

 

 

 

 

 

 

30.000 + 4.500 +15.000 = 0,49

 

 

 

100.000

 

 

 

 

 

 

 

Likidite oranı “0,49” bulunacak ve söz konusu oran “2,00”nin altında olduğu için borçlunun çok zor durumda olduğu kabul edilecektir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çok zor durum halinin tespitinde istenilecek belgeler;

 

 

 

Borçlunun çok zor durumda olduğunun belgelendirilmesi gerekmektedir. Anılan belge, borçluların özel sektör işvereni yada kamu sektör işvereni olması ile toplam borç miktarına göre değişiklik arz etmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

2.1.2.1 Kamu Kurumu ile 100.000 TL ve Altında Borcu Bulunanlar;

 

 

 

 

 

 

 

Tecil ve taksitlendirilecek borç toplamı borç türü (sigorta primi, idari para cezası, işsizlik sigortası primi kendi içinde ayrı ayrı değerlendirilecektir.) bazında 100.000TL ve altında ise bu borçluların zor durum halinin tespitinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından matbu olarak düzenlenmiş olan “Mali Durum Bildirim Formu” ile beyan edecekleri bilgiler esas alınarak işlem yapılacaktır. Yine kamu kurum ve kuruluşları ile belediyeler’in[5] zor durum hali tespitinde de anılan form kullanılacak ve formda belirtilen bilgiler esas alınmak suretiyle işlem yapılmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

Burada izah edilmesi gerekli en önemli husus, borcun, belediyeye bağlı bir şirkete ait olması durumunda nasıl bir işlem yapılacağıdır. Belediyeye bağlı herhangi bir şirket var ise değerlendirmede 100.000TL borç sınırı dikkate alınarak işlem yapılacaktır.

 

 

 

 

 

 

 

NASA Ltd. �zti’ne ait sigorta primi, gecikme cezası ve gecikme zammından oluşan borcu 80.000 TL, işsizlik sigortası primi, gecikme cezası ve gecikme zammından oluşan borcunun ise 40.000TL olduğu varsayıldığında, her ne kadar borç toplamı 100.000TL’nin üzerinde olsa da borç türü bazında her bir borcun 100.000TL’nin altında olması nedeniyle işverenin zor durum halinin tespiti “Mali Durum Bildirim Formu” ile beyan edeceği bilgiler esas alınarak işlem yapılması gerekmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

2.1.2.2 100.000TL Üzerinde Borcu Bulunanlar;

 

 

 

 

 

 

 

100.000TL üzerinde borcu bulunan borçlulardan halka açık olan şirketler ile bu şirketler dışından kalanlardan ayrı ayrı belge istenmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

Halka açık şirketler, üçer aylık dönemler itibariyle mali tablolar oluşturarak bu mali tabloları yayınlamak zorundadırlar. Bu nedenle, bu borçluların zor durum halinin tespitinde tecil ve taksitlendirme talebinde bulundukları tarihten önceki en son mali tablodaki veriler esas alınarak rasyo değeri tespit edilmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

Halka açık şirketler haricinde kalan diğer borçlulardan borç türü bazında 100.000TL üzerinde olanların çok zor durum halinin; 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa göre ruhsat almış ve faaliyet belgesine sahip Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerce, “Kasa+Banka+Kısa Vadeli Alacaklar / Kısa Vadeli Borçlar” formülüne göre tespit edilmesi gerekmektedir. Anılan meslek mensuplarınca düzenlenen çok zor durum hali tespitine ilişkin raporun, talep tarihinden en çok 3 ay öncesine ait olması ve bu rapora ruhsat belgeleri ile bağlı bulundukları meslek odalarından alınmış faaliyet belgesini ve yaptıkları hesaplamalara esas olan belgelerin fotokopilerini de eklemeleri gerekmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

Meslek mensubunca düzenlenen raporlarda belirtilen, borçluların “çok zor durum” halinin belirlenmesine ilişkin oranlarının, gerçeği yansıtmadığı ile ilgili ihbar, şikayet veya bariz bir şüphe olması durumunda; SGK Müfettişi veya Sosyal Güvenlik kontrol memurları vasıtasıyla formda/raporda yer alan bilgilerin doğru olup olmadığı yönünde gerekli inceleme yaptırılmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

Meslek mensubunun, oranların hesaplanmasına esas olan bilgiler ile ilgili yanıltıcı rapor düzenlendiği tespit edilirse, Sosyal Güvenlik Kurumunca sözkonusu meslek mensubunun düzenleyeceği başka raporlar kabul edilmemektedir. Ayrıca, konu hakkında ilgili meslek odasına ihbarda bulunulmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

2.1.3 Teminat Alınması

 

 

 

 

 

 

 

2.1.3.1 Teminat Gösterilme �zartı

 

 

 

 

 

 

 

6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin birinci fıkrasında “…..ve teminat gösterilmiş olmak şartıyla, alacaklı amme idaresince veya yetkili kılacağı makamlarca; amme alacağı 36 ayı geçmemek üzere ve faiz alınarak tecil olunabilir” hükmü gereği taksitlendirme yapılabilmesi için teminat gösterilme şartı aranmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

Ancak, 5766 sayılıAmme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun[6]6 ncı maddesi ile 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine birinci fıkradan sonra gelmek üzere fıkra eklenmiş ve teminat şartı ile ilgili borçlu lehine kolaylık sağlanmıştır. Eklenen fıkra metninde “�zu kadar ki, amme borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçlarının toplamı elli bin Yeni Türk Lirasını (bu tutar dahil) aşmadığı takdirde teminat şartı aranılmaz. Bu tutarın üzerindeki amme alacaklarının tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutarı elli bin Yeni Türk Lirasını aşan kısmın yarısıdır. Bakanlar Kurulu; bu tutarı on katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, yeniden kanuni tutarına getirmeye ve alacaklı amme idareleri itibarıyla bu hadler arasında farklı tutar belirlemeye yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

Buna göre, tecil edilecek borçların toplamı 50.000TL ve altında ise borcu bulunan borçlulardan taksitlendirme yapılabilmesi için teminat şartı aranmamaktadır. 50.000TL sınırı, işyeri ve borç türüne bakılmaksızın borçlunun veya işverenin alacaklı Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü/Sosyal Güvenlik Merkezine olan borç toplamı esas alınarak belirlenmektedir. 50.000 TL ve üzerindeki borcu bulunan borçlunun taksitlendirme talebinde ise gösterilmesi zorunlu teminat tutarı 50.000TL’nı aşan kısmın yarısı kadardır. Örneğin; 100.000 TL borcu bulunan borçlunun zorunlu göstereceği teminat tutarı 25.000TL ‘dir.

 

 

 

 

 

 

 

Teminat aranılmaksızın yapılacak tecil ve taksitlendirmelere ilişkin olarak belirlenen 50.000TL tutarındaki sınır, tecil ve taksitlendirilen borçların toplamı esas alınarak uygulanmaktadır. Borçlunun tecil ve taksitlendirilen ve tecil şartlarına uygun olarak ödeme yaptığı borçları için bu sınır dikkate alınmış ise, yeni tecil ve taksitlendirme taleplerinde daha önce tecil edilmiş borç tutarı ile talepte bulunulan borç tutarının toplamı dikkate alınarak teminat şartı aranıp aranmayacağına karar verilmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

Teminat alınmadan tecil ve taksitlendirilmiş olmakla birlikte, tecil ve taksitlendirme şartlarına uygun ödeme yapılmaması nedeniyle tecil ve taksitlendirme işlemi bozulmuş ise, borçlunun teminatsız tecil ve taksitlendirme uygulamasından yararlanmadığı, başka bir tecil ve taksitlendirilmiş borcu bulunmadığı takdirde, borçlu 50.000 TL tutarındaki teminatsız tecil ve taksitlendirme uygulamasından tekrar yararlanabilmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

2.1.3.2 Teminat Olarak Gösterilen Menkul ve Gayrimenkullerin Kabulu ve Değer Tespiti;

 

 

 

 

 

 

 

Taksitlendirme işleminde teminat gösterilmesinin zorunlu olduğu durumlarda teminat gösterilen menkul ve/veya gayrimenkullerin değer tespitlerin yapılması gerekmektedir.

 

 

 

Teminat olarak gayrimenkul gösterilmiş ise Sosyal Güvenlik Kurumu aşağıda belirtilen raporlara itibar ederek işlemlerinde bu raporları esas almaktadır

 

 

 

 

 

 

 

Þ Ekspertiz Raporu Yönergesi hükümleri çerçevesinde SGK teknik elemanlarınca düzenlenen raporlar,

 

 

 

 

 

 

 

Þ Sermaye Piyasası mevzuatı çerçevesinde yetkilendirilmiş değerleme uzmanları veya değerleme şirketleri tarafından düzenlenen raporlar,

 

 

 

 

 

 

 

Þ Ticaret, Sanayi ve Deniz Ticaret Odaları ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları veya bunların bağlı olduğu Birlik yönetimlerince bilirkişilik, eksperlik ve hakemlik yapma yetkisi verilenler tarafından düzenlenen raporlar,

 

 

 

 

 

 

 

Þ Bankalar ve Sigorta şirketleri tarafından yaptırılan değer tespitine ilişkin raporlar,

 

 

 

 

 

 

 

Þ Hukuk mahkemelerince tayin edilmiş bilirkişilerce düzenlenen raporlar.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sermaye Piyasası mevzuatı çerçevesinde yetkilendirilmiş değerleme uzmanları veya değerleme şirketleri tarafından düzenlenen raporun, Ticaret, Sanayi ve Deniz Ticaret Odaları ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları veya bunların bağlı olduğu birlik yönetimlerince bilirkişilik, eksperlik ve hakemlik yapma yetkisi verilenler tarafından düzenlenen raporun ve Bankalar ve Sigorta şirketleri tarafından yaptırılan değer tespitine ilişkin raporun SGK tarafından kabul görmesi için, rapor düzenleyen ekspertiz veya bilirkişilerin, yetki ve ruhsat belgelerini düzenledikleri rapora eklemeleri gerekmektir.

 

 

 

 

 

 

 

Teminat olarak menkul mal gösterilmiş ise, öncelikle Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü/Sosyal Güvenlik Merkezinde icra takip, haciz ve satış/icra haciz servislerinde görev yapan icra memurunca değer tespiti yapılır. Taşınır malın niteliğine göre bilirkişilere değer biçtirilerek ya da ilgili meslek ve esnaf odalarından görüş alınarak veya emsal malların piyasa araştırması yaptırılarak menkul malın değer tespiti yapılmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazımızın ikinci bölümünde, teminat olarak şahsi kefalet gösterilmesi, teminat alınırken dikkat edilecek hususlar, taksitlendirme sonrası teminat harici hacizlerin kaldırılması, teminat değişikliği ve teminat iadesi, taksitlendirme süresi ve kademeli taksitlendirme, taksitlendirme işleminin bozulmaması için dikkat edilecek hususlar hakkında bilgi vereceğiz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


[1] 16/6/2006 tarih 26200 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

[2] 28/7/1953 tarih 8469 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır

[3]27.09.2008 tarih ve 27010 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

[4] Sosyal Güvenlik Kurumu

[5] Bu ifadeden; 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen kamu idareleri ve kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı idare, ortaklık, müessese ve işletmeleri ile yukarıda belirtilenlerin ödenmiş sermayesinin P’sinden fazlasına sahip oldukları ortaklık ve işletmelerden, Türk Ticaret Kanununa tabi olmayanlarla özel kanunlarına göre personel çalıştıran diğer kamu kurumları ile il özel idaresi, belediyeler, bağlı kuruluşlar anlaşılması gerekmektedir.

 

 

 

[6] 6/6/2008 tarih 26898 (mükerrer) sayılı RG de yayımlanmıştır. 

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*