Şirket Ortaklarının 4/b Sigortalılığına Esas İşe Giriş-İşten Çıkış Bildiriminde Şirketlere İPC Uygulanabilir Mi?

1. Giriş:

6111 sayılı Torba Kanunla[1] getirilen önemli değişikliklerden biri de 4/a (SSK) sigortalılığı ve 4/b (Bağ-Kur) sigortalılığı çakışmalarına getirdiği çözüm olmuştur. Değişiklik binlerce sigortalıya nefes aldırmış, emeklilik konusunda çıkabilecek birçok ihtilaf ve dolayısıyla davanın da önünü kesmiş bulunmaktadır. Değişiklik sonucu artık hem 4/a sigortalılığı ile 4/b sigortalılığı olacak biçimde çalışması olanların emekliliği bakımından 4/a sigortalılığın geçerli olması kural haline gelmiştir. Yazımızın konusu halen 4/b sigortalılarının işe giriş-işten çıkış halleri için uygulanmakta olan İPC’lerin yasal zeminde sorgulanması ve 6111 sayılı Torba Kanunla meydana gelen değişikliğin bildirim yükümlülüğü bakımından ne gibi değişiklikler oluşturduğunun irdelenmesi olacaktır.

 

2. 4/b Sigortalılığında Bildirim Zorunluluğu:

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa[2] göre 4/b sigortalılığı kapsamında sigortalı sayılanlardan gelir vergisi mükellefi olanlar ile şahıs şirketlerinden kolektif, adi komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortakları ve donatma iştiraki ortaklarının bildiriminin vergi mükellefiyetlerinin başladıkları tarihten; sermaye şirketlerinden limitet şirket ortakları ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortaklarının bildiriminin, şirketin ticaret sicil memurluklarınca tescil edildikleri tarihten; anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının bildiriminin yönetim kuruluna seçildikleri tarihten; gelir vergisinden muaf olanların bildiriminin ise esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı oldukları tarihten; tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için bildiriminin tarımsal faaliyetlerinin kanunla kurulu ilgili meslek kuruluşlarınca veya kendilerince, bir yıl içinde yapılması halinde kaydedildikleri tarihten, bu süre içinde bildirilmemesi halinde ise bildirimin SGK’ya yapıldığı tarihten; köy ve mahalle muhtarları için bildirimin seçildikleri tarihten itibaren yapılması gerekmektedir.[3]

 

Tarımsal faaliyetleri nedeniyle 4/b sigortalısı sayılanlar hariç diğer 4/b sigortalılarından, köy ve mahalle muhtarları için seçildiklerine ilişkin mazbatalarını ilgili seçim kurulundan aldıkları tarihten, sigortalılıkları vergi mükellefiyetlerinin başladığı tarihten başlayan sigortalılar için vergi mükellefiyeti işleminin tesis tarihinden itibaren iki ayı geçmemek üzere ilgili vergi dairesince vergi mükellefinin işe başlama işlemlerinin tekemmül ettirildiği tarihten ve diğerleri için yukarıdaki paragrafta belirtilen sigortalılık başlangıcından; tarımsal faaliyetleri nedeniyle 4/b sigortalısı sayılanlar için ise kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıt tarihinden itibaren kendi mevzuatına göre kayıt veya tescili yapan ilgili kurum, kuruluş ve birlikler, vergi daireleri ve Esnaf ve Sanatkâr Sicil Müdürlüğü tarafından sigortalı işe giriş bildirgesi düzenlenerek SGK’ya verilmesi yükümlülüğü bulunmaktadır.[4]

 

Bu kapsamda köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan;

1) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanların,

2) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanların,

3) Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortaklarının, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortaklarının,

sigortalılık bildirimlerinin en geç 15 gün, tarımsal faaliyetleri nedeniyle 4/b sigortalısı sayılanların bildirimleri ise en geç bir ay içinde yapılması gerekmektedir. Ayrıca yine tarımsal faaliyetleri nedeniyle 4/b sigortalısı sayılanların kendileri tarafından da sigortalılık bildirimleri yapılabilmektedir.

 

3. 4/b Sigortalılarının İşe Giriş-İşten Çıkış Bildirgesi Verme Yükümlülüğünde İPC

Halen ortağa ait sigortalı işe giriş bildirgesi ve ortağın hissesini devretmesi halinde işten çıkış bildirgesini vermeyen limitet şirketlere; yönetim kurulu üyesi olan ortağa ait sigortalı işe giriş bildirgesi ve ortağın hissesini devretmesi veya yönetim kurulu üyeliğinden ayrılması halinde işten çıkış bildirgesini vermeyen anonim şirketlere SGK tarafından İPC (İdari para cezası) uygulanmaktadır.

 

Oysa 5510 sayılı Kanuna nazaran, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyeliğine bilahare seçilen ortakların sigortalılığı için anonim şirket tüzel kişiliğini, sonradan limitet şirkete ortak olan kişilerin sigortalılığı için limitet şirket tüzel kişiliğini bildirim yükümlüsü saymamaktadır. Bu durumda SGK İl Müdürlükleri/Merkez Müdürlükleri tarafından, sonradan anonim şirketlerin yönetim kurulu üyeliğine seçilen ortaklar adına işe giriş bildirgesi vermeyen anonim şirket tüzel kişilikleri ile sonradan limitet şirkete ortak olanlar adına işe giriş bildirgesi vermeyen limitet şirket tüzel kişiliklerine SGK’nın 27.09.2011 tarih ve 2011-86 sayılı e-posta yazıları gereği idari para cezası uygulanması yasal açıdan mesnetsiz bulunmaktadır.

 

5510 sayılı Kanuna göre 4/b kapsamında sigortalı sayılanların işten ayrılış bildirimlerinin sigortalıların kendileri tarafından ve/veya faaliyetin sona erdirilmesini bildirmekle yükümlü tutulan kuruluşlar veya vergi daireleri tarafından yerine getirilmesi gerekmektedir.

 

Yasal düzenleme doğrultusunda, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyeliğinden ayrılan ortakları ile limitet şirketteki hissesini devreden ortakların işten ayrılış bildirgesi bizzat sigortalı ve ilgili şirket tüzel kişiliği tarafından bildirilmelidir. Burada dikkat edilirse hem sigortalının kendisi hem de bizatihi şirket tüzel kişiliği sigortalılığın sona ermesini bildirmekle diğer bir ifade ile sigortalı işten çıkış bildirgesi vermekle yükümlü tutulmuştur.

 

Sigortalı işe giriş bildirgesi vermekle yükümlü tutulduğu halde işe giriş bildirgesini vermeyen ya da yasada belirtilen süre dışında veren işverenin yanında, ilgili vergi dairelerine de, esnaf ve sanatkârlar müdürlüklerine de, ticaret sicil memurluklarına da, il veya ilçe mülki amirliklerine de, ziraat odalarına, tarım il/ilçe müdürlüklerine de bir asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanmaktadır.

 

Kendisi bildirim yükümlüsü olmayan ticaret şirketlerine ve sigortalının kendisine bu manada bir idari para ceza uygulanması yasal açıdan mümkün bulunmamaktadır.

 

Üstelik uygulanan İPC’nin ilgili olduğu madde de işten çıkış yapan 4/b sigortalıları ile alakadar değildir. Zira 5510 sayılı Kanun’un sigortalı işten çıkış bildirgelerine bağlı olarak tatbik edilecek idari para cezalarını tanımlayan 102’nci maddesi birinci fıkrası (j) bendindeki  “9’uncu maddenin birinci fıkrasının (a) bendine göre sigortalılığı sona erenlere ilişkin bildirim ile 506 sayılı Kanun’un geçici 20’nci maddesinde yer alan sandıklara, sandık iştirakçiliğinin başlama veya sona ermesine ilişkin bildirimi yerine getirmeyenlere” ilişkin hüküm 4/a sigortalılarına ait işten çıkış bildirimi ile ilgili olup 4/b sigortalılarını ilgilendiren bir yön taşımamaktadır. 

 

Yani 5510 sayılı Kanunun 9 uncu ve 102/j bendi işten ayrılış bildirgesi verme yükümlülüğünü yerine getirmeyen 4/b sigortalıları ve şirket tüzel kişiliği için bir idari para cezası öngörülmemiştir.

 

Gelinen noktada SGK’nın 27.09.2011 tarih ve 2011-86 sayılı e-posta ile getirdiği ancak yasal mesnedi olmayan hatalı İPC uygulamasından bir an evvel rücu etmesi gerekmektedir.

 

4. Çakışan 4/a ve 4/b Sigortalılığında 4/b Sigortalılığına İlişkin Bildirimin Niteliği 

6111 sayılı Kanunun 27 nci maddesiyle değiştirilmeden önce “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendinde bulunanlar hariç olmak üzere diğer alt bentleri kapsamında sigortalı sayılan kişiler için 7 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından;”

 

şeklinde yer alan ibare söz konusu düzenleme ile:

“4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendinde bulunanlar hariç olmak üzere diğer alt bentleri kapsamında sigortalı sayılan kişilerden köy ve mahalle muhtarları için seçildiklerine ilişkin mazbatalarını ilgili seçim kurulundan aldıkları tarihten, sigortalılıkları vergi mükellefiyetlerinin başladığı tarihten başlayan sigortalılar için vergi mükellefiyeti işleminin tesis tarihinden itibaren iki ayı geçmemek üzere ilgili vergi dairesince vergi mükellefinin işe başlama işlemlerinin tekemmül ettirildiği tarihten ve diğerleri için 7 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından;” şeklinde değiştirilmiştir.

 

İşte bu değişikliğin nedeni de 5510 sayılı Kanunun sigortalılık hallerindeki çakışma durumundaki uygulamayı öngören 53 üncü maddesinde 6111 sayılı Kanunun 33 üncü maddesiyle yapılan değişiklik olmaktadır. Zira bu değişiklikle 01.03.2011 tarihinden sonra da çalışma yaşamında hem şirket ortaklığı hem de başka bir işyerinde hizmet akdine dayalı çalışma durumunda üstünlük sağlanan 4/a sigortalılığı devam ederken şirket ortağı olanların bu geçersiz sigortalılık haline ilişkin bildirim zorunluluğunu ortadan kaldırmak amaçlanmaktadır. 

 

Örneğin 4/a sigortalısı olarak 01.01.2007 tarihinden beri A şirketinde çalışmakta olan Ahmet Bey, kurulan B şirketine ortak olduğunda 4/b sigortalısı olmak zorunda bulunmamaktadır. Mecburiyet olmadığına göre bildirim yükümlülüğünün de olmaması gerekmektedir. İşte yasa bu nedenle bildirim zorunluluğunu sigortalılıkları vergi mükellefiyetlerinin başladığı tarihten başlayan sigortalılar için ayrı tadat etmektedir. Örnekteki kişinin vergi mükellefiyeti başladı diye bildirim yükümlülüğü bulunmamaktadır. Zira bu kişinin sigortalılığı vergi mükellefiyeti ile başlamamakta olduğundan yasadaki tahdide tabi bulunmamaktadır.

 

Dolayısıyla 4/a sigortalısı iken aynı zamanda şirket ortağı olan Ahmet Bey için 4/b sigortalılığı zorunluluğu ancak 4/a sigortalılığının inkıtaa uğradığı zaman dilimlerinde söz konusu olacak, 4/a sigortalılığının devam ettiği günler için 4/b sigortalılığı zorunlu olmayacak, ayrıyeten bu süreler için de 4/b sigortalılığının başladığı, bittiği şeklinde bir bildirim mükellefiyeti söz konusu olmayacaktır. Ahmet Bey 31.07.2012 tarihinde 4/a sigortalısı olduğu işyerinden çıktığından itibaren 4/b sigortalısı sayılacak, şayet 15.08.2012 tarihinde yeniden 4/a sigortalısı olarak işe başladığında sadece 01.08.2012-14.08.2012 tarihleri arası için 4/b sigortalısı sayılacaktır.

 

Zira bilindiği üzere 5510 sayılı Kanunun 6111 sayılı Kanunla yapılan değişik 53 üncü maddesi gereği 01.03.2011 tarihinden itibaren sigortalıların 4/a (SSK) veya 4/b (Bağ-Kur) sigortalılığı ile 4/c (Emekli Sandığı) sigortalılığına tabi olacak biçimde çalışmaları halinde öncelikle 4/c sigortalılığı geçerli sayılacak, yine 4/a (SSK) ve 4/b (Bağ-Kur) sigortalılığının ikisine birden tabi olacak biçimde çalışmaları halinde için ise 4/a sigortalılığı geçerli sayılacaktır.  Aynı dönemde 4/b sigortalısı olacak biçimde çalışırken başka bir işyerinde 4/a sigortalısı olarak çalışmaya başlayan kişi için 4/b sigortalılığı, bu kişinin 4/a sigortalısı olarak çalışmaya başladığı tarihten bir gün önce sona ermiş sayılacaktır.

 

Bu meyanda 4/b sigortalısı olarak çalışan sigortalıların 01.03.2011 tarihinden itibaren 4/a sigortalısı olarak çalışmaya başlamaları halinde e-Sigortalı yoluyla SGK’ya verilen sigortalı işe giriş bildirgelerinde “5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine tabi sigortalılığınız sona erdirilmiştir. 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine tabi ayrıca prim ödemeye devam etmek istiyor iseniz sosyal güvenlik il müdürlüğüne/sosyal güvenlik merkezine müracaat etmeniz gerekmektedir” uyarısı verilmesi,

bu kayıtların otomatik olarak “(4/b) Tescil Programının” terk işlemleri menüsünden (01) terk kodu sigorta türünde “53 üncü maddeye göre sonlandırma” ile sona erdirilmesi gerekmektedir.[5]

 

Şayet sigortalının devam eden vergi mükellefiyetiyle birlikte 4/a sigortalısı olarak çalışma halinin vukuunda vergi mükellefiyeti 4/b sigortalılığına yol açmayacak olup, hizmet akdine tabi boşluklu işe girip çıkmalar halinde 4/a sigortalılığında meydana gelecek kesintilere bağlı olarak dönem dönem 4/b sigortalılığı söz konusu olacak olup bu gibi durumların sigortalılıkları vergi mükellefiyetinin başladığı tarihten başlama şartının dışında olduğu izahtan varestedir. İşte bu nedenle de bildirim şartı farz edilip yokluğu halinde de İPC uygulanması yersiz olacaktır. Keza bildirim yükümlüsü kurumların vergi mükellefinin aynı zamanda başka bir işyerinde hizmet akdine dayalı çalışmalarının bulunduğunu, giderek bu sigortalılıklarının hayatın olağan akışı içinde göstereceği inkıtaları takip etmesi de mümkün değildir. Bu nedenle de vergi mükellefi olduğunda 4/b sigortalısı vasfı kazanacaklar için var olması gereken bildirimin her 4/b sigortalısı olduğunda da aranması hayatın olağan akışına aykırı olacaktır. Nitekim Yasa Koyucu da bu durumun farkında olarak gerekli düzenlemeyi çakışma halinin yeniden düzenlemesine ilişkin madde ile aynı kanunda ve aynı zamanda yürürlüğe koymuş bulunmaktadır.

 

5. Sonuç:

Sigortalılık çakışmalarında 6111 sayılı Torba Kanunla getirilen düzenleme gereği 4/a sigortalılığı ve 4/b sigortalılığı çakışmalarında 4/a sigortalılığının geçerli sayılması olumlu bir değişiklik olarak birçok sorunun peşinen çözümlenmesine katkı sağlayıcı niteliktedir. Bununla beraber dileyenin iki sigortalılık kolundan da prim ödeyebilmesi sistemi daha kullanışlı hale getirmektedir. Bu çözümün bildirim yükümlülüğü bakımından da iyi anlaşılması gerekmektedir. Zira 4/a sigortalılığı inkıtalarında mütemadiyen devam etme özelliği daha belirgin olan 4/b sigortalılığının devreye giriş ve çıkışlarının çok sayıda işleme yol açacağını öngörerek Kanun koyucu 6111 sayılı Kanunda yaptığı bir başka değişiklikle bu sık işleme neden olucu hallerin her birinde ayrı bildirim yapma yükümlülüğünü de ortadan kaldırmakta, bildirim yükümlülüğünü sigortalılıkları vergi mükellefiyetlerinin başladığı tarihten başlayan sigortalılar ile sınırlandırmaktadır. Elektronik ortamda bu tür sigortalılık hallerine özgü biçimde yapılacak giriş ve çıkış işlemleri ile bu sorununun halledilmesi mümkün bulunmaktadır. 5510 sayılı Kanuna göre sigortalılık halleri vergi mükellefiyetlerinin başladığı tarihten başlamayan 4/b sigortalıları için bildirim yükümlülüğü ve dolayısıyla İPC uygulanmasının yasal olmayacağını değerlendirmekteyiz. Zaten 4/b sigortalılarının bildirim yükümlülüğüne ilişkin şirket tüzel kişiliklerine yasal bir cezai müeyyide de bulunmamaktadır. Fakat durum bu merkezde olmasına rağmen 4/b sigortalılarının işten çıkış bildirimi yokluğu halinde şirket tüzel kişiliklerine İPC uygulaması ile sonradan anonim şirketlerin yönetim kurulu üyeliğine seçilen ortaklar adına işe giriş bildirgesi vermeyen anonim şirket tüzel kişilikleri ve sonradan limitet şirkete ortak olanlar adına işe giriş bildirgesi vermeyen limitet şirket tüzel kişiliklerine İPC uygulamakta olan SGK’nın bu yasal açıdan mesnetsiz uygulamasından bir az önce dönmesi gerekmektedir.

 


[1]              25.02.2011 tarihli ve 27857 sayılı mükerrer RG’de yayımlanmıştır.

[2]              16.06.2006 tarihli ve 26200 sayılı RG’de yayımlanmıştır.

[3]              5510 sK. m.7

[4]              5510 sK. m.8

[5]              2011/36 sayılı SGK Genelgesi

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*