1.GİRİŞ :
Kamu alacaklarının tahsili, başarılı bir ekonomi yönetimi için hükümetler açısından vazgeçilmez unsurlardan biridir. Kamu alacaklarının tahsilinde devlet, egemen kamu tüzel kişisi olarak cebren tahsil hakkına sahip bulunmaktadır. Ancak bazı durumlarda kamu alacaklarının cebren (zorla) tahsili, telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilmektedir ki bu gibi durumlarda borçluyu korumak için bazı yasal düzenlemelere gidilmektedir. Çalışmanın hareket noktasını oluşturan, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulu Hakkındaki Kanun’da yer alan Tecil Müessesesi de bahse konu düzenlemelerden biridir.
Ödenecek safhaya gelen kamu alacaklarının belli bir süre ertelenmesi demek olan tecil müessesesi; borçlunun, çok zor durumda bulunmasından ötürü kamu idarelerine olan borçlarını zamanında ödeyemeyecek durumunda olanlara ödeme kolaylığı getirmektedir. Tecil müessesesi ile kamu idarelerine iyiniyet sahibi fakat zor durumda olan borçluların, borçlarını ileriki tarihlere erteleme yetkisi tanınmış bulunmaktadır.
5766 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle değiştirilerek 01.07.2008 tarihinde yürürlülüğe giren 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulu Hakkındaki Kanunun 48.maddesi; “Amme borcunun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi amme borçlusunu çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş olmak şartıyla alacaklı amme idaresince veya yetkili kılacağı makamlarca; amme alacağı 36 ayı geçmemek üzere ve faiz alınarak tecil olunabilir” hükmünü içermektedir.
Bu çalışmanın amacı 6183 sayılı Kanun’un 48.maddesi ile genel çerçevesi ortaya konan tecil müessesesini mevzuatta vaki olan son değişiklikler ışığında değerlendirerek, işleyiş ve sonuçlarını ortaya koymaktadır. Bunun için çalışmanın ilerleyen bölümlerinde önce tecil müessesesinden yararlanabilmenin şartları ortaya konacak ardından bu şartlara uyulmaması durumu incelendikten sonra son yasal düzenlemeler kapsamında tecil müessesesesinin kapsadığı alacaklar açıklanacaktır. Son bölümde pozitif durum ışığında tecil müessesesinin genel bir değerlendirmesine yer verilecektir.
2.TECİLİN ŞARTLARI :
2.1-Çok Zor Durum Halinin Oluşması :
Amme borçlusunun borcunu ödemesi halinde işini devam ettiremeyecek ve işini tasfiye edecek duruma geleceği anlaşılabiliyorsa çok zor durum hali oluşmuş demektir. Tecil ve taksitlendirme talebinde bulunan borçluların çok zor durumda olup olmadıklarının tespitinde; aşağıda belirtilen likidite oranları kullanılacak ve bu oranlar sonucunda tespit edilen çok zor durum derecesine uygun olarak tecil süreleri belirlenecektir.
-Bilanço esasına göre defter tutan borçluların çok zor durum halinin tespitinde kullanılacak formül ;
Likidite Oranı = Dönen Varlıklar – Stoklar
Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
-İşletme hesabı esasına göre defter tutan borçluların çok zor durum halinin tespitinde kullanılacak formül ise;
Likidite Oranı = Kasa + Banka + Kısa Vadeli Alacaklar
Kısa Vadeli Borçlar
şeklindedir.Buna göre;
1- Likidite oranının 1’den büyük olması durumunda borç tecil edilmeyecektir.
2- Likidite oranının 1 veya 1’den küçük ve 0,5’den büyük olması durumunda 12 aya kadar tecil yapılabilecektir.
3- Likidite oranının 0,5 veya 0,5’den küçük olması durumunda ise borçlar 24 aya kadar tecil edilebilecektir.
Borçlunun vergi dairesine olan borçları kısa vadeli borç olarak değerlendirileceğinden, işletme hesabı esasına göre defter tutan borçluların tecil talepleri değerlendirilirken, borçlu tarafından vergi dairesine olan borcunun kısa vadeli borçlara dahil edilip edilmediğine dikkat edilecektir.
2.2-Tecil Telebinin Yazılı Başvuru İle İstenmesi :
Tecil için yazılı başvuruda bulunulmalıdır. Başvuruda bakanlığın hazırladığı “Erteleme ve taksitlendirme talep ve değerlendirme formu” kullanılacaktır. Buna göre tecili istenen borcun tecili, miktarına göre yetki sınırları dahilinde Vergi Dairesi Başkanlıkları, Defterdarlıklar, Vergi Dairesi Müdürlükleri tarafından karara bağlanmak suretiyl. Tecil yetkisini devredecek veya kullanacak olanlar devlete ait amme alacaklarında bakanlar, il özel idarelerine ait alacaklarda valiler, belediyeye ait alacaklarda ise belediye başkanlarıdır.
Tutar itibariyle Vergi Dairesi Başkanlıkları, Defterdarlıklar, Vergi Dairesi Müdürlüklerine tanınan tecil ve taksitlendirme yetkisi aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.
İlgili Birim Miktar İtibariyle Tecil Yetkisi
a) Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı için, 2.000.000 YTL
b) Ankara, İstanbul ve İzmir Vergi Dairesi Başkanlıkları için, 1.500.000 YTL
c) Adana, Antalya, Bursa, Kocaeli, Mersin ve Konya Vergi Dairesi Başkanlıkları için, 1.000.000 YTL
d) Diğer Vergi Dairesi Başkanlıkları için, 750.000 YTL
e) Defterdarlıklar için, 400.000 YTL
f) Bağımsız Vergi Daireleri için, 60.000 YTL
g) Bağlı Vergi Daireleri için, 30.000 YTL
Bağımsız vergi daireleri için belirlenen tecil yetkisi tutarı; (b) bendinde belirtilen Vergi Dairesi Başkanlıklarına bağlı vergi daireleri için 180.000-YTL, (c) bendinde belirtilen Vergi Dairesi Başkanlıklarına bağlı vergi daireleri için 120.000-YTL olarak uygulanır.
Miktar itibariyle 2.000.000-YTL yi aşan talepler mükellefin eksiksiz olarak doldurması gereken “erteleme ve taksitlendirme talep ve değerlendirme formu” ile birlikte tecili talep edilen borcun ayrı ayrı nev’i, vadeleri, miktarı ve gerekli görülen diğer bilgilerede yer verilmek üzere en geç beş gün içinde Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilecektir.
2.3-Teminat Gösterilmesi :
Amme alacağı teminat gösterilmek şartıyla tecil olunabilir. Şu kadar ki, amme borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçlarının toplamı ellibin Yeni Türk Lirasını (bu tutar dahil) aşmadığı takdirde teminat şartı aranılmaz. Bu tutarın üzerindeki amme alacaklarının tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutarı ellibin Yeni Türk Lirasını aşan kısmın yarısıdır. Bakanlar Kurulu; bu tutarı on katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, yeniden kanuni tutarına getirmeye ve alacaklı amme idareleri itibarıyla bu hadler arasında farklı tutar belirlemeye yetkilidir. Haciz yapılmışsa mahcuz mal, değeri tutarınca teminat yerine geçer. Tecil edilen amme alacakları ile ilgili olarak daha önce tatbik edilen ve borcun tamamını karşılayacak değerde olan hacizler, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminat iade edilir. Ancak, mahcuz malların değeri tecil edilen borç tutarından az, zorunlu teminat tutarından fazla olması halinde, tatbik edilen hacizler, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarı mahcuz mal değerinin altına inmediği müddetçe kaldırılmaz. Tecilli borca karşılık alınan teminat ise, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarının zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır.
2.4-Faiz Hesaplanması :
Kamu alacağının tecil edildiği tarihten itibaren ödenecek taksit miktarına ödeme günü itibariyle faiz hesaplanmak zorundadır. Faiz oranı 28.04.2006 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 438 nolu Tahsilat Genel Tebliği uyarınca yıllık $ (aylık 0,02 – günlük-0,0006666) olarak belirlenmiştir.
Tecil Faizinin hesaplanmaya başlanacağı tarih, mükellefin idareye tecil talebiyle başvurduğu tarihtir. Tecil faizi, başvuru tarihi ile taksitlerin ödenme tarihleri arasında uygulanır. Başvuru tarihi dikkate alınmayarak bir sonraki gün hesaplanmaya başlanır, ancak ödeme tarihi hesaplamaya dahil edilir.
Örneğin; 25.04.2008 tarihinde idareye başvurarak tecil talebinde bulunan bir mükellefin başvurusu 10.05.2008 tarihinde kabul edilmiş ve taksitlerinin de 30.05.2008 ve 30.06.2008 tarihlerinde ödeneceği kabul edilmiştir. Bu durumda mükellefin;
1. taksit için hesaplamada dikkate alınacak gün sayısı; 35 gün,
2. taksit için hesaplamada dikkate alınacak gün sayısı; 66 gündür.
– Tecil talebiyle idareye başvurulduğunda ilgili kamu alacağının vadesi geçmiş ise, kamu alacağının normal vade tarihinden tecil için başvuru tarihine kadar gecikme zammı hesaplanmalıdır.
– Tecil talebiyle idareye başvurulduğunda ilgili kamu alacağının vadesi geçmemiş ise, vadesinden önce tecil talebinde bulunulduğundan tecil faizi kamu alacağının normal vade tarihinden itibaren uygulanacaktır.
Örnek :
Uyar Makine San. Ltd. Şti. 30.04.2007 vadeli Kurumlar Vergisi’nden doğan 500.000,00-YTL’lik ( vergi + gecikme zammı ) borcunu 10 ay taksitte ödemek üzere, 21.06.2007 tarihinde idareye başvurarak tecil edilmesini talep etmiştir.
Başvurunun vergi dairesince incelenmesi sonucunda; bu borçların Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım 2007 aylarında olmak üzere 5 ayda ve 5 eşit taksitte ödenmesine karar verilmiştir.
Tecil edilen bu borcun taksitleri şöyledir;
Taksit Tarihleri; 31.07.2007 – 31.08.2007 – 30.09.2007 – 31.10.2007 – 30.11.2007
Tecil faizi oranı ; % 24
Aylık Ana Para Ödemesi 500.000,00-YTL / 5 ay = 100.000,00-YTL.
TECİL FAİZİ= TAKSİT TUTARI x GÜN SAYISI x FAİZ ORANI
36.000
Tecilin kabul edildiği gün – 21.06.2007
VADE GÜN ÖDENECEK TAKSİT
31.07.2007 40 102.666,66-YTL
31.08.2007 71 104.733,33-YTL
30.09.2007 101 106.733,33-YTL
31.10.2007 132 108.800,00-YTL
30.11.2007 162 110.800,00-YTL
1. TAKSİT = 100.000,00-YTL x 40 x 24 = 2.666,66-YTL
36.000
2. TAKSİT = 100.000,00-YTL x 71 x 24 = 4.733,33-YTL
36.000
3. TAKSİT = 100.000,00-YTL x 101 x 24 = 6.733,33-YTL
36.000
4. TAKSİT = 100.000,00-YTL x 132 x 24 = 8.800,00-YTL
36.000
5. TAKSİT = 100.000,00-YTL x 162 x 24 = 10.800,00-YTL
36.000
2.5-Süre :
6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulu Hakkındaki Kanunun 48.maddesine istinaden amme alacağı 36 ayı geçmemek üzere tecil olunabilir. 01.07.2008 tarih ve 2008/3 nolu Tahsilat İç Genelgesi gereği; Vergi Dairesi Başkanlıkları ve Defterdarlıklar, yapılacak tecil ve taksitlendirmelerde, tecil müracaat tarihinden itibaren azami 24 aylık süre aşılmayacak şekilde tecile yetkilidir. Vergi Dairesi Başkanlıkları ve Defterdarlıklar; 24 ayı aşmamak koşuluyla kendilerine bağlı her bir vergi dairesi için farklı tecil yetkisi belirleyebileceklerdir.Tecil ve taksitlendirme işlemlerinde, tecil süreleri tespit edilirken öncelikle borçluların taleplerinin dikkate alınması, ancak bu genelgenin ” Çok Zor Durum Halinin Tespiti” başlıklı bölümünde yer alan oranlar ile tespit edilmiş azami tecil sürelerinin aşılmaması gerekir.
2.6-Borçlunun İyi Niyetli Olması :
Amme idaresi tecil talebinde bulunan borçluların durumunu değerlendirirken iyiniyet esasını gözönünde bulundurarak değerlendirme yapar.
Borçlu yukarıda belirtilen tecil şartlarının tamamını taşısa dahi aşağıdaki hallerde tecil yapılması mümkün değildir;
• Pişmanlıkla beyanda bulunmak ( VUK mad. 371 )
• Ceza indiriminde ödeme yapmak ( VUK mad. 376 )
3.TECİL ŞARTLARINA UYULMAMASININ SONUÇLARI :
Tecilin şartlarına uyulmaması iki şekilde ortaya çıkabilir. Bunlar;
– Tecilde belirtilen ödeme planına uygun ödemede bulunulmaması, başka bir ifade ile, borç taksitlerinden birinin vadesinde ödenmemesi,
– Tecil sırasında gösterilen teminat veya teminat hükmünde olan haczedilmiş malların değer kaybetmelerine rağmen bunların tamamlanmaması veya yerlerine başkalarının gösterilmemesi halleridir.
Tecilin şartlarına uyulmaması hallerinde tecil edilmiş olan kamu alacağı muaccel olur, tecil hiç yapılmamış sayılır ve tecil edilen borçların normal vade tarihinden ödeme tarihine kadar gecikme zammı hesaplanır. Bu borçlar için daha önce ödenmiş olan tecil faizleri, hesaplanan borçlarına mahsup edilir. Ancak tecil edilen alacağın gecikme zammı uygulanamayan bir alacak olması halinde, bu alacaklar için ödenmiş olan tecil faizi iade veya mahsup edilmez, hazineye irat olarak kaydedilir.
Tecil edilen alacağın bir kısmının gecikme zammı uygulanabilen, bir kısmının ise gecikme zammı uygulanamayan alacaklardan oluşması halinde, ödenen tecil faizlerinden, gecikme zammı uygulanabilecek alacağa isabet eden kısmı, ödenmesi gereken borçlarına mahsup edilmektedir.
4. SÜRELİ RED :
6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında; “Borcunun tecilini talep eden ancak, talepleri uygun görülmeyerek reddedilen borçlular söz konusu borçlarını reddin tebliği tarihinden itibaren idarece 30 güne kadar verilebilecek ödeme süresi içinde ödedikleri takdirde bu amme alacağı ödendiği tarihe kadar faiz alınmak suretiyle tecil olunur.” hükmü yer almaktadır.
Tecil talebi reddedilen borçlulara tecile yetkili makamca 30 güne kadar verilecek sürenin azami süre olduğu da dikkate alındığında bu sürenin; 01.07.2008 tarih ve 2008/3 nolu Tahsilat İç Genelgesi gereği ;
-Vergi Dairesi Başkanlıkları ve Defterdarlıklar yetkisinde bulunan tecil taleplerinden uygun görülmeyerek süreli reddedilenler için azami 15 gün,
-Bağımsız ve bağlı vergi daireleri yetkisinde bulunan tecil taleplerinden uygun görülmeyerek süreli reddedilenler için azami 7 gün olarak tatbiki uygun görülmüştür.
Amme alacağının verilen sürede ödenmesi durumunda anılan tebliğde belirtilen esaslar çerçevesinde tecil faizi hesaplanacaktır.
Borçlunun tecil talebinin süre verilerek reddedilmesi ve borcun verilen süre içerisinde ödenmemesi durumunda, borç 6183 sayılı kanun hükümlerine göre cebren takip ve tahsil edilecektir.
5- TECİL EDİLMEYECEK ALACAKLAR :
Aşağıdaki listede belirtilen alacaklar tecil edilemez. Bunlar ;
– Katma Değer Vergisi,
– Geçici Vergi,
– Özel Tüketim Vergisi,
– Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi,
– Özel İletişim Vergisi, Harçlar (İkmalen tarhiyata dayanan tapu harçları hariç),
– Fonlar,
– Ecrimisil,
– Eğitime Katkı Payı ve Eğitime Katkı Payına ait gecikme zammı,
– Sınırlı uygulama süresine sahip ek vergiler.
Bir önceki uygulamada tecil edilemeyecek alacak kapsamında olan Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin son düzenlemeler ile tecil edilebilecek alacaklar sınıfına dahil edildiği gözden kaçırılmamalıdır.
6- SONUÇ :
6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulu Hakkındaki Kanunun 48.maddesiyle getirilen tecil müessesesi ile amme borçlusunun ekonomik durumu gözönüne alınarak, çok zor durumlara düşmesini engeleme amacı güdüldüğü görülmektedir. Fakat bazı amme alacakları için tecil yolunun kapatılmış olması bu amaca ulaşmanın önündeki engellerden biri olarak görülmektedir.
5766 sayılı Kanunun 6’ncı maddesiyle değiştirilerek 01.07.2008 tarihinde yürürlülüğe giren 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulu Hakkındaki Kanunun 48.maddesiyle getirilen;
“ Teminat istemede Amme alacağı teminat gösterilmek şartıyla tecil olunabilir. Şu kadar ki, amme borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçlarının toplamı ellibin Yeni Türk Lirasını (bu tutar dahil) aşmadığı takdirde teminat şartı aranılmaz. Bu tutarın üzerindeki amme alacaklarının tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutarı ellibin Yeni Türk Lirasını aşan kısmın yarısıdır. Bakanlar Kurulu; bu tutarı on katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, yeniden kanuni tutarına getirmeye ve alacaklı amme idareleri itibarıyla bu hadler arasında farklı tutar belirlemeye yetkilidir. Haciz yapılmışsa mahcuz mal, değeri tutarınca teminat yerine geçer. Tecil edilen amme alacakları ile ilgili olarak daha önce tatbik edilen ve borcun tamamını karşılayacak değerde olan hacizler, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminat iade edilir. Ancak, mahcuz malların değeri tecil edilen borç tutarından az, zorunlu teminat tutarından fazla olması halinde, tatbik edilen hacizler, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarı mahcuz mal değerinin altına inmediği müddetçe kaldırılmaz. Tecilli borca karşılık alınan teminat ise, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarının zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır.” hükmü yukarıda ifade edilen engelleri aşmak yönünde atılmış adımlardan biri olarak yorumlanabilse de tam anlamıyla yeterli bir açılım olmaktan uzaktır. Çok zor durumda olan ve ödeme güçlüğü çeken iyi niyetli borçluların korunması amacına tam ulaşılmak isteniyorsa, tecil kapsamının genişletilerek uygulanması kanımızca daha uygun bir yol olacaktır.