Sosyal Güvenliğe İlişkin Prim Ve Para Cezalarında İndirim Hangi Hallerde Mümkündür?

1. GİRİŞ

5510 sayılı Kanun ile sosyal güvenlik sistemimizde daha önceden uygulama alanı bulmamış yeni düzenlemeler yürürlüğe girmiş ve uygulanmaya başlamıştır. Sosyal güvenlik uygulamalarına genel bir çerçevede bakıldığında bazı hükümlerinin doğrudan veya dolaylı olarak vergi kanunlarında yer alan düzenlemelerle ilişkilendirildiği göze çarpmaktadır. Özellikle 216 Sayılı Vergi Usul Kanunu ve 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun doğrudan veya dolaylı olarak sosyal güvenlik uygulamalarına yön vermektedir. 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren olan 5510 Sayılı Kanun’da bu yönde birçok yenilik yapılmış ve sosyal güvenlik sistemimizde yerini almıştır. Bu düzenlemelerden birisi de 6183 Sayılı Kanun’da yer alan erken ödeme indirimi uygulamasının sosyal güvenlik sistemine uyarlanmaya çalışılmasıdır. Ayrıca Amacı sosyal güvenliği yaygınlaştırmak ve bir düzen dahilinde yürütümünü sağlamak olan sosyal güvenlik uygulamalarına yönelik müeyyideler, 5510 Sayılı Kanun’un 102. maddesinde idari para cezaları başlığı altında vücut bulmuştur. Bununla birlikte söz konusu maddede idari para cezalarına yönelik indirim müessesine de değinilmiş olup iki değişik indirim uygulaması getirilmiştir.

Bu çalışmamızda sosyal güvenlik hukukumuzda uygulanan prim ve para cezalarına ilişkin indirim hallerine ve şartlarına değinilecek olup değerlendirmelerde bulunulacaktır.

2. PRİMLERDE İNDİRİM HALİ

Sosyal güvenlik sistemimizde primlere yönelik olarak uygulanan indirim hali primlerin Kanunda öngörülen sürelerden önce ödenmesi yani erken ödeme halinde söz konusu olabilmektedir. Sosyal güvelik reformu olarak da adlandırılan 5510 Sayılı Kanun ile birlikte getirilen yeni kavramlardan bir tanesi de “prim ödeme yükümlüsü” kavramıdır. Kanunun 87. maddesinde kimlerin prim ödeme yükümlüsü olduğu altı madde halinde sıralanmış olup bunlardan sadece (b) bendinde sayılan prim ödeme yükümlülerine erken ödeme indirimi hakkı tanınmıştır. Buna göre erken ödeme indiriminden yararlanabilecek olanları aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz.

a)5510 Sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine tabi olanlarerken ödeme indiriminden yararlanabilecektir. Söz konusu madde hükmüne göre aşağıda sıralananlar 4/b kapsamında sigortalı sayılmaktadırlar;

a) Köy ve mahalle muhtarları

b) Hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ise;

– Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar,

– Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar,

– Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları,

– Tarımsal faaliyette bulunanlar.

b) 5510 Sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılan kişilerden sosyal güvenlik destek primine tabi olanlar erken ödeme indiriminden yararlanabilecektir.

c) İsteğe bağlı sigortalı olanlar erken ödeme indiriminden yararlanabilecektir. 5510 Sayılı Kanun’un 50. maddesinin 2. fıkrasında isteğe bağlı sigortalı olabilmenin şartlarına yer verilmiştir.

d) Genel Sağlık Sigortası uygulaması açısından mütekabiliyet esası da dikkate alınmak şartıyla, oturma izni almış yabancı ülke vatandaşlarından yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında sigortalı olmayan kişilerin kendileri erken ödeme indiriminden yararlanabilecektir.

e) 5510 Sayılı Kanun’da genel sağlık sigortalısı olanların sayıldığı 60. maddenin (a) ila (f) bentleri haricinde kalan ve başka bir ülkede sağlık sigortasından yararlanma hakkı bulunmayan vatandaşların kendilerierken ödeme indiriminden yararlanabilecektir.

Yukarıda sayılmış olan prim ödeme yükümlüleri, normal şartlarda her aya ait primlerini takip eden ayda Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma öderler. Ancak bu kişiler primlerini en fazla 360 günle sınırlı olmak üzerepeşin olarak erken ödeyebilirler. Dolayısıyla erken ödeme indirimi uygulamasında 360 günlük bir sınırlama getirilmiş olup daha uzun süreli bir erken ödeme öngörülmemiştir.

Erken ödeme halinde erken ödenen her gün için 6183 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesine göre erken ödeme indirimi hükümleri uygulanır. Buna göre, erken ödemelerde indirim, ödeme tarihinden kanuni ödeme süresinin son gününe kadar, her gün için aylık% 4 oranındauygulanır. Kanuni ödeme süresinin sonunda artakalan tutarlar, erken ödeme sayılır. İndirim uygulanacak sürelerin hesabında bir ay 30 gün olarak kabul edilir ve ödemenin yapıldığı gün dikkate alınmaz. Ayrıca yapılan erken ödeme indirimi, prime esas kazançtan indirilmez.

Erken ödeme indirimi uygulamasında önem arzeden bir başka husus ise erken ödemenin söz konusu olduğu dönemin ve sigortalılık süresinin tespitidir. Buna göre, erken ödemede sigortalılık süresi, sigorta priminin ait olduğu her ayın ilk gününden itibaren, prim ödeme gün sayısına dahil edilir. Erken ödeme yapılan ve prim ödeme gün sayısına dahil edilmeyen sürede isteğe bağlı sigortalılığın sona ermesi halinde, sigortalılık süresinden sayılmayan günlere ait primler ilgililere iade edilecektir.

3. İDARİ PARA CEZALARINDA İNDİRİM HALİ

a) Pişmanlık İndirimi

5510 Sayılı Kanun’un 102. maddesinin ikinci fıkrasına göre; mahkeme kararına, Kurum veya diğer kamu idarelerinin denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitlere ya da kamu idarelerinden alınan belgelere istinaden düzenlenenler hariç olmak üzere, bildirgenin yasal süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliklerinden verilmesi halinde, 5510 Sayılı Kanun’un 102. maddesinin birinci fıkrasının (b) bentlerinde öngörülen cezalar “2/3” oranında uygulanacaktır.

5510 Sayılı Kanun’un 102. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre işyeri bildirgesinin süresinde verilmemesi halinde uygulanacak idari para cezasını düzenlemektedir. Buna göre; 11. maddede belirtilen bildirgeyi, Kurumca belirlenen şekle ve usûle uygun vermeyenler veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde, anılan ortamda göndermeyenler veya bu Kanunda belirtilen süre içinde Kuruma vermeyenlere;

1) Kamu idareleri ile bilanço esasına göre defter tutmak zorunda olanlar için asgarî ücretin üç katı tutarında,

2) Diğer defterleri tutmak zorunda olanlar için asgarî ücretin iki katı tutarında,

3) Defter tutmakla yükümlü olmayanlar için bir aylık asgarî ücret tutarında idarî para cezası uygulanır.

Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda süresi içinde verilmeyen işyeri bildirgelerinin süresi dışında verilmesi halinde belirli koşullar altında uygulanacak idari para cezaları için “1/3” oranında indirim öngörülmüştür. Buna göre idari para cezalarındaki “1/3” oranındaki indirimden yararlanılamayacak haller şöyle sıralanabilir;

a) M ahkeme kararına istinaden düzenlenmeleri,

b) Kurum veya diğer kamu idarelerinin denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitlere istinaden düzenlenmeleri,

c) Kamu idarelerinden alınan belgelere istinaden düzenlenmeleri.

Yani kısaca Kurum tarafından söz konusu bildirgelerin resen düzenlenmesi halinde idari para cezalarındaki “1/3” oranındaki indirimden faydalanmak mümkün olmamaktadır. Yukarıda sayılan haller dışında ilgililerin yasal süresi geçmesine karşın kendiliklerinden bu belgeleri vermeleri halinde idari para cezaları “2/3” oranında uygulanacaktır.

b) Peşin Ödeme İndirimi

5510 Sayılı Kanun’un 102. maddesinin beşinci fıkrasına göre; idarî para cezalarının, Kuruma itiraz edilmeden veya yargı yoluna başvurulmadan önce tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde peşin ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme idarî para cezasına karşı yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak Kurumca veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan dörttebirlik ceza tutarının, 89 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir.

Bu madde hükmüne göre idari para cezasının hangi fiillerden kaynaklandığı hususu üzerinde durulmaksızın tümü için %’lik bir indirim öngörülmüştür. Bu indirimden yararlanmak için aşağıdaki koşulların tümünün gerçekleşmesi şarttır;

a) İdari para cezası Kuruma itiraz edilmeden ödenmelidir,

b) İdari para cezası yargı yoluna başvurulmadan ödenmelidir,

c) İdari para cezası tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde peşin ödenmelidir,

Bu şekilde ödenen idari para cezalarında % indirime gidilmekle beraber peşin ödeme sonradan Kuruma itiraz veya mahkemeye başvurma hakkını ortadan kaldırmaz. Ancak Kurumca veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan dörttebirlik ceza tutarının, 89. maddenin ikinci fıkrası hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir. Yani böyle bir durumda tahsil edilmemiş kısma gecikme zammı da uygulanması gerekmektedir.

4. SONUÇ

5510 Sayılı Kanun ile getirilen erken ödeme indirimi uygulaması ile birlikte gelecekte tahsil edilmesi öngörülen primlerin daha erken bir süre içerisinde Kurum kasasına dahil edilmesi amaçlanmış ve bu amaç doğrultusunda da primini kanuni süresinden önce ödeyenler için bir indirim öngörülmüştür. Erken ödeme uygulaması primlerin tahsilinin öne alınması ve teşviki açısından önemli bir düzenleme olup kapsam açısından yetersiz bulunmaktadır. Bunun yerine gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında yer alan geçici vergi müessesesine benzer, ancak isteğe bağlı olarak düzenlenecek, erken ödeme indirimini de bünyesinde barındıracak, 4/a ve 4/c kapsamındaki sigortalıları çalıştıran işverenleri de kapsar bir düzenleme hem işverenler hem de Kurum açısından faydalı olacaktır. Nitekim çoğu işyeri yaptıkları programlar çerçevesinde izleyen dönemlerde ne kadar prim ödeyeceklerini önceden kestirebilmektedirler. Şayet izleyen dönemler için fazladan peşin ödeme yapılmışsa erken ödeme indirimi mahsup edilerek fazla yapılan tahsiller önceden belirlenecek periyotlarla işverene iade edilebilmelidir.

İdari para cezalarına yönelik indirim uygulamalarının her ne kadar fiilin tekrarlanmaması ve cezanın tahsilini mümkün kılma amaçlarına hizmet edecek olsa da cezaların caydırıcılığını azaltma ve yükümlülüklerin yerine getirilmesinde gevşemeye de neden olabilecektir. Bu sebeple kademeli bir cezada indirim sisteminin getirilmesi daha uygun olacaktır. Yani, cezayı gerektiren fiil ilk defa işleniyorsa daha fazla indirim uygulanmalı ve fiil tekrarlandıkça indirim oranı azaltılmalı ve hatta belli bir düzeyden sonra kötü niyet karinesi doğrultusunda uygulanmamalıdır.

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*