SSK ve Bağ-Kur Ölüm Aylıklarında Zamanaşımı Uygulaması

1. Giriş: 

SSK ve Bağ-Kur aylıklarında hak düşürücü süre, yasa ile belirlenen süre içinde kullanılmayan bir hakkın bir daha kullanılmayacak duruma gelmesini, zamanaşımı ise yasanın belirlediği şartlarda bir müddetin geçmesi ile bir hakkın kazanılmasını, yitirilmesini veya bir yükümlülükten kurtulmayı sağlayan süreyi belirtmektedir.

 

2. Gelir ve Aylık Bağlama İşlemlerinde Zamanaşımı Uygulaması

5510 sayılı Kanunla[1] hak düşürücü süre ve zamanaşımı uygulamasında mülga 506, 1479, 2925 ve 2926 sayılı kanun uygulamalarına göre değişiklikler yapılmış ve Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 118 inci maddesi (SSİY) ile de bu uygulamanın detayları ortaya konmuş bulunmaktadır.[2]

 

            5510 sayılı Kanun gereği bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazası, meslek hastalığı ve ölüm hallerinde bağlanması gereken gelir ve aylıkların, hakkın kazanıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde istenmeyen kısmı zamanaşımına uğramaktadır. Zamanaşımına uğrayan sürenin tespitinde; sigortalı ve hak sahiplerinin talep tarihlerinden geriye doğru gidilerek beş yıla kadarki bölümünün hak sahiplerine ödenmesi gerekmekte, geriye kalan kısım ise zamanaşımına uğradığından ödenmemektedir. Bu durumun istisnası SGK’ya ölüm aylığı veya geliri için başvurmamanın ağır hastalık hali veya kısıtlılık v.b. haklı bir nedene dayandığını kanıtlayanlardır ki bu durumda zamanaşımı uygulanmadan hak edilen gelir ve aylıkların ödenmesi gerekecektir.

 

Yani 5510 sayılı Kanun gereği iş kazası, meslek hastalığı ve ölüm hallerinde bağlanması gereken gelir ve aylıkların, hakkın kazanıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde istenmeyen kısmı zamanaşımına uğramakta, diğer kısmının ise ödenmesi gerekmektedir.

 

Oysa 506 sayılı Kanunun mülga 99 uncu maddesinde, iş kazalarıyla meslek hastalıkları ve ölüm sigortalarından hak kazanılan fakat hakkı doğuran olay tarihinden itibaren beş yıl içinde istenmeyen gelir ve aylıkların ödenmeyerek zamanaşımına uğramakta ve yazılı istek tarihinden itibaren bağlanmaktaydı.

 

Keza 1479 sayılı Kanunun mülga 43 üncü maddesi gereği ile de hakkı doğuran olay tarihinden 5 yıl geçtikten sonra talepte bulunanların ölüm aylıkları, talep tarihini izleyen eden aybaşından itibaren ödenmekteydi.

 

İşte bu ayrık durumda kaynaklanarak 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden önceki dönemde hak kazanılan gelir ve aylıklarda öncelikle mülga kanun hükümlerine bakılarak değerlendirme yapılması, yani bahse konu beş yıllık sürenin dolup dolmadığına öncelikle 01.10.2008 tarihi itibariyle bakılması gerekmektedir.

 

Örneğin sigortalının ölüm tarihi 25.09.2002 ve hak sahibinin tahsis talep başvuru tarihi 05.12.2008 ise ölüm aylığının başlangıcının ölüm tarihini izleyen aybaşı olan 01.10.2002 olması gerekmektedir.

 

   01     10        2008

– 01      07       2002

    0        3              6   

 

Bu durumda beş yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan 01.10.2008 tarihine kadar geçen sürelere ilişkin aylıkların ödenmesi gerekmemektedir. Zira 01.10.2008’deki mülga kanun düzenlemesine göre beş yıllık sürenin dolum tarihinden sonraki başvurularda aylık başvuru tarihinden itibaren bağlanması gerekmektedir.

 

Bu örnekteki gibi aylığa hak kazanılan tarih 01.10.2008 tarihinden önce ise zamanaşımı için hak sahibinin talep tarihine değil,  5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihine göre beş yıllık sürenin dolup dolmadığına bakılması gerekmektedir.

 

Gelir ve aylığa hak kazanılan tarih ile 01.10.2008 tarihi arasında beş yıldan fazla sürenin geçmiş olması halinde yapılacak ikinci işlem, Kanunun yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihi ile hak sahiplerinin yazılı istemi arasında 5 yıllık sürenin geçip geçmediğinin saptanmasıdır.[3] Bu tespitin dayanağı yeni Kanun olup,  sigortalı ve hak sahiplerinin talep tarihlerinden geriye doğru gidilerek 5 yıla kadar olan bölümünün ödenmesi, 5 yılı aşan sürenin ise zamanaşımına uğramasından dolayı ödenmemesi gerekmektedir.

 

            Örneğin 20.07.2000 tarihinde vefat eden sigortalıdan dolayı hak sahibi çocuğunun başvurusu 10.11.2010 tarihinde yapılmış ise 01.10.2008 tarihinden önceki kısmı zamanaşımına uğramış olan aylık talebinin 01.10.2008’den sonraki kısmının zamanaşımına uğrayıp uğramadığının hesabında 01.10.2008 tarihi ile başvuru tarihinin mukayesesi gerekmektedir.

 

 10     11     2010

– 01     10     2008

  09     01         02    

 

            Görüldüğü gibi bu süre de beş yıldan az olduğundan 01.10.2008 tarihinden itibaren tüm aylıklarının hak sahibine ödenmesi gerekmektedir. Bu hak sahibi eğer başvurusunu 10.11.2014 tarihinde yapmış olsaydı;

 

10   11    2014

–                      5

 10   11    2009      

 

            01.12.2009 tarihinden itibaren ölüm aylıkları ödenmesi gerekecekti.

 

            Gelir veya aylık başlangıç tarihi 01.10.2008 tarihinden önce olan ve gerek bu tarih itibariyle ve gerekse  sigortalı  veya  hak  sahiplerinin  tahsis  talebinde bulunduğu tarihte beş yıllık sürenin geçmediği durumlarda hakkın kazanıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde istenmeyen kısmının zamanaşımına uğraması gerekmektedir.

 

            Örneğin sigortalının ölüm tarihi 23.03.2006 olup, hak sahibi 13.01.2010 tarihinde tahsis talebinde bulunmuştur. Ölüm aylığının başlangıcı ölüm tarihini izleyen aybaşı olan 01.04.2006 olup bu durumda da öncelikle 01.10.2008 tarihi itibariyle beş yıllık sürenin geçip geçmediğine bakılması gerekmektedir.

 

                  01   10   2008

            –     01   04   2006

                         06         2

 

          Görüldüğü üzere, 01.10.2008 tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmadığından, hak sahibinin istemi 5510 sayılı Kanuna göre değerlendirilecek, yani 01.04.2006 tarihinden itibaren aylık veya gelir bağlanacaktır.

 

            Gelir ve aylık başlangıç tarihi 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden önce olan ve bu tarih itibariyle beş yıllık sürenin dolmadığı ancak, hak sahiplerinin tahsis talebinde bulunduğu tarihte beş yıllık sürenin dolduğu durumlarda, 5510 sayılı Kanunun 97 nci maddesi hükmünün uygulanması gerekmektedir.

 

            Örneğin sigortalının vefat tarihi 10.05.2004 olup, hak sahibi 09.09.2009 tarihinde tahsis talebinde bulunmuştur. Ölüm aylığının başlangıcı, ölüm tarihini izleyen aybaşı olan 01.06.2004 tür. Bu durumda öncelikle 01.10.2008 tarihi itibariyle 5 yıllık sürenin geçip geçmediğine bakılması gerekmektedir.

 

               01     10       2008

            – 10       05       2004

               21      04             4    

 

            Görüldüğü 01.10.2008 tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmadığından, hak sahibinin isteminin 5510 sayılı Kanuna göre değerlendirilmesi gerekmektedir.

 

                01    10      2009

              -10     05      2004

                21    04           5

 

            Hak  sahibinin talebi ile ölüm aylığı başlangıç tarihi arasında 5 yıldan fazla sürenin geçmiş olması nedeniyle, Kanunun 97 nci maddesi hükmüne göre değerlendirme yapılarak talep tarihinden geriye doğru 5 yıllık süreye ilişkin ölüm aylıkları ödenecektir.

 

                        09   09   2009

                        –                   5

                        09   09   2004 

 

            Öyleyse bu ölüm aylığı bu tarihi takip eden aybaşı olan 01.10.2009 tarihinden itibaren ödenmesi gerekmektedir.

 

            5561 sayılı Kanunla[4] 506 sayılı Kanuna[5] eklenen geçici 93 üncü madde ile 18.10.2006 tarihinden önce ölen ve 1800 gün veya 5 yıllık sigortalılık süresi ile ortalama 180 gün prim ödeme koşulunu yerine getirmediği için aylık bağlanmayan sigortalıların hak sahiplerine 5 yıllık sigortalılık süresi ve en az 900 gün prim ödeme gün koşullarının yerine gelmesi ve talepleri halinde, 17-26.11.2006 tarihlerinden itibaren başlatılmak üzere ölüm aylığı bağlanmasına imkân sağlanmıştı.

 

            Buna göre, 506 sayılı Kanunun geçici 93 üncü maddesine göre ölüm aylığına hak kazanan sigortalıların ölüm aylığı başlangıcı 2006/Kasım ödeme dönemi olacağından bu sigortalılar için zamanaşımı süresi en erken 2006/Kasım ödeme dönemine göre tespit edileceğinden, daha önceki bir tarihten başlatılması mümkün bulunmamaktadır.  Bu bakımdan ölüm aylıklarında zamanaşımı hesabı yapılırken ölüm aylığına kaç günle kazanıldığına da dikkat etmek gerekmektedir.

 

3. İş Kazası ve Meslek Hastalığı Sigortasında Zamanaşımı Uygulaması

İş kazaları ve meslek hastalıkları sigortası yönünden zamanaşımı uygulamasında, 01.10.2008 tarihinden önceki uygulamada “Hakkı doğuran olay tarihi”, 01.10.208 tarihinden sonraki uygulamada ise “Hakkın kazanıldığı tarihten itibaren” 5 yıllık süre için belirleme yapılmış olup her iki uygulamaya göre yapılacak zamanaşımı tespitlerinde sürekli iş göremezlik gelirinin başlangıç tarihi esas alınması gerekmektedir.

 

Sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanabilmesi için sigortalının geçirdiği kazanın SGK’ca iş kazası olduğunun saptanmış olmasının yanında iş kazası nedeniyle kaybedilmiş meslekte kazanma gücünün en az % 10 oranında olduğunun tespit edilmesi ve sigortalının sürekli iş göremezlik geliri bağlanması için yazılı talepte bulunması gerekmektedir.  Bu itibarla, gelir bağlanmasında sigortalıların mutlaka tahsis talebi alınması ve zamanaşımı tespitinde gelir başlangıç tarihi ile tahsis talep tarihinin esas alınması gerekmektedir. Yazılı talep şart olmakla beraber SGK’ya zamanında başvuru yapamamasının haklı bir nedene dayandığını kanıtlayanlar hakkında zamanaşımı uygulanmadan hak edilen gelirlerin ödenmesi mümkün bulunmaktadır.

 

Sürekli iş göremezlik gelirinin;

01.10.2008 tarihinden önceki uygulamaya göre bağlanan gelirlerde, geçici iş göremezlik halinin sona erdiği tarihten sonra diğer bir ifadeyle, sigortalının çalışır veya çalışamaz kararına ait sağlık kurulu raporunda belirtilen ilk istirahatın bitim tarihini izleyen günden,[6]

01.10.2008 tarihinden sonraki uygulamaya göre ise geçici iş göremezlik ödeneğinin sona erdiği tarihi veya sigortalı geçici iş göremezlik hali tespit edilemeden sürekli iş göremezlik durumuna girmişse buna ait sağlık kurulu raporu tarihini takip eden aybaşından,[7]

itibaren başlaması gerekmektedir.

 

Sigortalıların geçirdikleri kazanın SGK tarafından iş kazası sayılmayıp, zararlandırıcı olayın mahkeme kararı ile iş kazası sayılması veya sürekli iş göremezlik derecelerinin mahkeme kararlarıyla belirlenmesi halleri ile de karşılaşılmaktadır. Bu durumlarda, başvuru yapılıp yapılmadığı, beş yıllık zamanaşımı süresi, sürekli iş göremezlik derecesinin tespit edilip edilmediği mahkemeyi kesin sonuçlanma tarihinin de önemi bulunmaktadır.

 

 

4. Sonuç:

Yaşamın değişmez gerçeği olan ölümün de çalışma hayatı da insanımız açısından önemlidir. Keza iş kazaları ve meslek hastalıkları da tıpkı ani ve istenmeyen bir durum olan ölüm gibi arzu edilmeyen sonuçları itibariyle önemlidir. Her şey insan için ise bu şeylerden olumsuzlarının mali ve sosyal absorpsiyonunu sağlayacak, amortisör görevi sağlayacak düzenlemeler de sosyal devletin görevi sayıla gelmiştir. Sosyal devletin en önemli işlevsel organı olarak bizim sosyal güvenlik sistemimizde de iş kazası veya meslek hastalığı sonucu çalışma güçlerinde en az %10 oranında kayıp olan sigortalılara ödenen sürekli işgöremezlik geliri ile en az (Her türlü borçlanma süreleri hariç 900 günle 4/a sigortalılığından, en az 1800 günle 4/b sigortalılığından hak sahiplerine bağlanan ölüm aylıkları ölen sigortalıları için önemli bir kazanım olmaktadır. Bizim sosyal güvenlik sistemimiz de bu konuda 5510 sayılı Kanunla değişikliğe gitmiş ve özellikle ölüm durumunda bağlanacak aylık ve gelir uygulamalarında zamanaşımı uygulamasını olumlu şekilde birey lehine geliştirmiş bulunmaktadır. 01.10.2008 tarihinden önce uygulanan önceki sistemden farklı olarak bu tarihten sonraki uygulamada ölüm durumunda bağlanacak aylık ve gelir uygulamasında hak sahiplerince yapılması gerekli başvuruların beş yıl içinde yapılmaması durumunda aylık talep tarihinden değil de o tarihin öncesindeki beş yılın aylıkların tamamının alınmasını öngörmektedir. 01.10.2008 tarihi de bu noktada önemli bir mihenk taşı teşkil etmektedir.

 


[1]              5510 sK. m.97

[2]              12.05.2010 tarihli ve 27579 sayılı RG’de yayımlanmıştır.

[3]              5510 sK. m.97

[4]              16.12.2006 tarihli ve 26378 sayılı RG’de yayımlanmıştır.

[5]              29, 30, 31/7/1964-1/8/1964 tarihlerde ve 11766-11779 arası sayılı RG’lerde yayımlanmıştır.

[6]              506 sK. m.19-20

[7]              5510 sK. m.19

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*