I-GİRİŞ
Kamuoyunda “af yasası” olarak ifade edilen “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” TBMM’de görüşülmeye devam etmektedir. Tasarı muhatapları ve içeriği itibariyle çok geniş tutulduğu görülmektedir. Bu çalışmada Sosyal Güvenlik Mevzuatınca uygulanan idari para cezalarına neden olan fiillerin neler olduğuna dair bilgi verildikten sonra bu yazı kaleme alındığında TBMM’de görüşülmekte olan Torba yasa ile getirilecek olan ödeme kolaylıkları incelenmiştir.
II-İDARİ PARA CEZASINA NEDEN OLAN FİİLLER
1- İşyeri Bildirgesinin Yasal Süresinde Verilmemesi
5510 sayılı SS ve GSS Kanun’unun “İşyeri, işyerinin bildirilmesi, devri, intikali ve nakli” başlıklı 11. Maddesi bu konuyu düzenlemiştir. Mezkûr maddeye göre anılan kanunun 4/1-a maddesine tabi sigortalıları (SSK’lı) çalıştıran işverenler, işyerini bildirme yükümlüdür. Bildirimin Kurum’ca belirlenmiş olan matbu bir form ( bahsi geçen matbu formun örneği Sosyal Sigortalar İşlemleri Yönetmeliği’nin[1]ekinde mevcuttur) ile yapılması (e-Sigorta sistemine geçene kadar), ve en geç sigortalı çalıştırmaya başlanılan tarihte yapılması gerekmektedir. Ayrıca bildirimin elden ya da iadeli taahhütlü posta yolu ile yapılabilmesi de mümkündür.
2- İşe Giriş Bildirgesinin Yasal Süresinde Verilmemesi
5510 sayılı SS ve GSS Kanun’unun “Sigortalı Bildirimi ve Tescili” başlıklı 8. Maddesi bu konuyu düzenlemiştir. Mezkûr maddeye göre işverenler, 4/1-a (SSK’lı) kapsamında sigortalı sayılan kişileri, 7. maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıç tarihinden önce, sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Bu bağlamda bildirimin en geç sigortalının işe başladığı günden bir gün önce yapılması gerekir.
Ancak, konuyla ilgili istisnalar da bulunmaktadır. Şöyle ki; yine mezkur maddeye göre işveren tarafından sigortalı işe giriş bildirgesi;
– İnşaat, balıkçılık ve tarım işyerlerinde işe başlatılacak sigortalılar için, en geç çalışmaya başlatıldığı gün
– Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilecek işyerlerinde; ilk defa sigortalı çalıştırmaya başlanılan tarihten itibaren bir ay içinde çalışmaya başlayan sigortalılar için, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç söz konusu bir aylık sürenin dolduğu tarihe kadar Kuruma verilmesi halinde, sigortalılık başlangıcından önce bildirilmiş sayılır.
Öte yandan Sosyal Sigortalar İşlemleri Yönetmeliğinin 11. Maddesine göre İlk işyerindeki çalışmasına ait sigortalı işe giriş bildirgesi Kuruma verilerek, tescil işlemi yapılmış olan sigortalının, naklen ve hizmet akdi sona ermeden aynı işverenin aynı ya da başka ünitede tescil edilmiş diğer işyerinde çalışmaya başlaması veya işyerinin aynı il içinde başka bir ünitenin görev bölgesine nakledilmesi hâlinde yeni işyeri numarası üzerinden yapılan sigortalı işe giriş bildirgesinin yasal süresi dışında Kuruma yapılan bildirimlerde yasal süresinde yapılmış sayılır.
3-İşten Çıkış Bildirgesinin Yasal Süresinde Verilmemesi
5510 sayılı SS ve GSS Kanunu ile işten ayrılış bildirgesi ile sigortalılığın sona ermesinin Kuruma bildirilmesi zorunluluğu getirilmiştir. 5510 sayılı SS ve GSS Kanun’unun “Sigortalı Bildirimi ve Tescili” başlıklı 9. Maddesi bu konuyu düzenlemiştir.
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı yasada sadece 4/b (Bağ-Kur) sigortalılıkları sona erenlere ait, işten ayrılış bildirgesini 10 gün içinde Kuruma (SGK’ya) vermeyen Kurum ve Kuruluşlar ile tüzel kişilere idari para cezası uygulanmakta iken, 5838 sayılı yasa ile 5510 sayılı yasanın 102. maddesine (j) fıkrası eklenmiş ve 4/a (SSK) sigortalılarının ve 506 sayılı yasanın geçici 20. maddesi kapsamında kurulan sandık iştirakçilerinin de, sigortalılığının sona ermesinin işten ayrılış bildirgesi ile Kuruma bildirilmemesi halinde idari para cezası uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
İşten ayrılış bildirgesinin, sigortalılığın sona erdiği tarihten itibaren 10 günlük yasal süre içinde Kuruma verilmemesi halinde, belgenin Kuruma son verilme gününde yürürlükte bulunan aylık asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanmaktadır.
4- Aylık Prim ve Hizmet Belgesiyle İlgili Fiiller
İşveren bir ay içinde 4. ve 5. Maddeye tabi çalıştırdığı sigortalılar ile sosyal güvenlik destek primine tabi sigortalıların ad ve soyadlarını, T.C. Kimlik numaralarını; prime esas kazançlarını, prim ödeme gün sayıları ile prim tutarlarını gösteren ve örneği Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenen asıl veya ek aylık prim hizmet belgesini, 4. Maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındakiler için en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar, diğer sigortalılar içinse ait olduğu takip eden ayda Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma vermekle yükümlüdür.[2]
Konuyla ilgili olarak yayımlanan Aylık Prim Ve Hizmet Belgesinin Sosyal Güvenlik Kurumuna Verilmesine Ve Primlerin Ödenme Sürelerine Dair Usul Ve Esaslar Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğde[3]Aylık Prim Hizmet Belgesinin Kuruma verilme süresi, özel nitelikli işyeri işverenleri için en geç belgenin ilişkin olduğu ayı izleyen ayın 23’ü, resmi nitelikteki işyeri işverenleri için ise en geç belgenin ilişkim olduğu dönemi izleyen takvim ayının 7’si olarak belirlenmiştir.
Aylık Prim Ve Hizmet Belgesinin yasal süre dışında ya da e-sigorta yoluyla değil de kağıt ortamında verilmesi fiilleri için uygulanacak idari para cezaları, düzenleme nedenlerine bağlı olarak ayrı ayrı belirlenmiştir. Bunların ilki, verilen belgenin asıl ya da ek olması, diğeri ek belgenin Kurum tarafından resen düzenlenmesi, sonuncusu ise ister asıl ister ek belge olsun, Aylık Prim Ve Hizmet Belgesinin süresinde Kuruma verilmediğinin Kanun’da sayılan hallerden birisi ile saptanması ve akabinde belgelerin düzenlenmesi halidir.
Aylık prim ve hizmet belgesini belirlenen süre içinde vermeyenlere her bir fiil için;
– Belgenin asıl olması halinde aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin beşte biri tutarında,
– Belgenin ek olması halinde, aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla her bir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin sekizde biri tutarında,
– Ek belgenin 86. maddenin beşinci fıkrasına istinaden Kurum’ca re’sen düzenlenmesi durumunda, (Ek-10 Bilgi formunun verilmemesi ya da eki belgelerin geçersiz sayılması hali) aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla her bir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin yarısı tutarında,
– Belgenin mahkeme kararı, Kurum’un denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde ya da bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden, hizmetleri veya kazançları Kurum’a bildirilmediği veya eksik bildirildiği anlaşılan sigortalılarla ilgili olması halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın, aylık asgari ücretin iki katı tutarında, idari para cezası uygulanmaktadır.
5510 sayılı Kanun’un 102. maddesinde düzenlenen idari para cezası hükümleri temelde yürürlükten kalkan 506 sayılı Kanun’un 140. maddesi hükümleri ile paralellik göstermekle birlikte ceza miktarları her ay için toplamda 3 asgari ücretten 2 asgari ücrete düşmüş, ek prim ve hizmet belgesinin süresinde verilmesi hali için asgari ücretin sekizde biri oranında uygulanan ceza miktarı, sigortalı sayısının asgari ücretin sekizde biri ile çarpılması sonucunda bulunan rakama yükselmiştir.
Fiillere uygulanacak idari para cezalarında değişiklik meydana geldiği için işverenin lehine olan idari para cezasının uygulanması gerekir. O halde fiilin işlendiği tarih 01.10.2008 öncesi olan 2008/Ağustos ayı ve öncesindeki dönemler için ek APHB verilmesine dayalı ceza miktarı asgari ücretin sekizde biridir. Aylık Prim Ve Hizmet Belgesinin res’en düzenlenmesi ya da süresi dışında işverence kendiliğinden verilmesi halinde de fiilin işlendiği tarihin üzerinde durulmaksızın uygulanabilecek ceza miktarı en fazla 2 asgari ücretle sınırlıdır.[4]
İşverenler, aylık prim ve hizmet belgesinin bir örneğini, sigortalının çalıştığı işyerinde, belgenin Kurum’a verilmesi gereken günden başlanarak müteakip belgenin verilmesi gereken sürenin sonuna kadar, sigortalıların görebileceği bir yere asmakla yükümlüdür. Günümüzde çalışanlar sigortalı gösterildiklerini veya prime esas kazanç miktarlarını elektronik ortamda sorgulayabildiklerine göre aylık prim belgesinin asılmaması fiiline ceza uygulanması ya da en azından asgari ücretin iki katı tutarı gibi yüksek bir ceza uygulanmasının sorgulanması gerektiği açıktır[5].
5- Kayıt ve Belgelerle İlgili Fiiller
5510 sayılı SS ve GSS Kanun’unun “Prim Belgeleri ve İşyeri Kayıtları” başlıklı 86. Maddesine göre İşveren, işyeri sahipleri; işyeri defter, kayıt ve belgelerini ilgili olduğu yılı takip eden yıl başından başlamak üzere on yıl süreyle, kamu idareleri otuz yıl süreyle, tasfiye ve iflâs idaresi memurları ise görevleri süresince, saklamak ve Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilen memurlarınca istenilmesi halinde on beş gün içinde ibraz etmek zorundadır.
Bu yükümlülüğü yerine getirmeyen işverenlere uygulanacak para cezaları tutmakla yükümlü oldukları defterlere göre değişkenlik gösterir. Buna göre;
– Bilânço esasına göre defter tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretin oniki katı tutarında,
– Diğer defterleri tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretin altı katı tutarında,
– Defter tutmakla yükümlü değil iseler, asgari ücretin üç katı tutarında
idari para cezası uygulanır.
İşverene ait yasal kayıt ve belgelerin Kurum’un denetim ve kontrolle görevli memurlarınca incelenmesi sonucunda;
– Kullanılmaya başlanmadan önce tasdik ettirilmesi zorunlu olduğu hâlde tasdiksiz tutulmuş olan defterlerde sigorta primine esas kazanç ödemeleri bulunan ilgili aylara,
– Kanunî tasdik süresi geçtikten sonra tasdik ettirilmiş olan defterlerin tasdik tarihinden önceki sigorta primine esas kazanç ödemeleri bulunan ilgili aylara,
– İşçilikle ilgili giderlerin işlenmemiş, eksik veya fazla işlenmiş olduğu tespit edilen defterlere ilişkin aylara,
– Gerçek ve fiilî çalışmaya dayanmadığı hâlde, kayıt ve belgelerde ücret tahakkuk veya ödemesi bulunan aylara,
– Sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançların kesin olarak tespitine imkân vermeyecek şekilde usulsüz, karışık veya noksan tutulmuş defterlere ait aylara,
– Herhangi bir ay için sigorta primleri hesabına esas tutulması gereken kazançların ve kazançlarla ilgili ödemelerin o ayın dâhil bulunduğu hesap dönemine ait defterlere işlenmemiş olması hâlinde o aylara,
– Vergi Usul Kanunu gereğince bilanço esasına göre defter tutulması gerekirken işletme hesabı esasına göre tutulmuş defterlerde, sigorta primine esas kazanç ödemelerinin ilgili olduğu aylara,
– Kanun’un 85. maddesinin (1) fıkrasında getirilen hükümler doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda, işin yürütümü için gerekli olan sigorta primine esas kazanç tutarının Kurum’a noksan bildirilmesi dolayısıyla re’sen tahakkuk yapılan ay veya aylara,
– Durum tespiti, kamu kurum ve kuruluşları ile 5411 sayılı Kanun kapsamındaki kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden çalıştığı tespit edilen sigortalıların kaydedilmemiş ücret tediye bordrolarının ait olduğu ay veya aylara,
– Kamu idareleri ile 5411 sayılı Kanun kapsamındaki kuruluşlardan alınan kayıtlardan tespit edilen ücretin altında ücret tahakkuklarının bulunduğu aylara,
– Tasdikli sayfalarının dolması üzerine, yeni defter tasdiki yerine, belgeli bilgilerin yazım sayfaları kalmayan defterin tasdiksiz sayfalarına kaydedilen ay veya aylara, ilişkin defter kayıtları geçerli sayılmaz ve her bir geçersizlik hali için (kayıt ibraz edilmemesi haline uygulanacak cezayı geçmemek üzere) yarım asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanır.
Ayrıca, işyerinin sicil numarası, bordronun ilişkin olduğu ay, sigortalının adı, soyadı, sigortalının sosyal güvenlik sicil numarası, ücret ödenen gün sayısı, sigortalının ücreti (aylık, haftalık, gündelik, saat veya parça başı ücreti), ödenen ücret tutarı ve ücretin alındığına dair sigortalının imzasını ihtiva etmeyen ücret tediye bordroları da geçersiz sayılacağından her bir geçersiz ücret tediye bordrosu için aylık asgari ücretin yarısı tutarında ceza uygulanır.
Kayıtların ibraz edilmemesi ya da eksik ibraz edilmesi halinde kayıt ibraz tebligatının alındığı tarihi takip eden 15. gündeki, kayıt geçersizliği halinde ise geçersizliğe ait ayda yürürlükte bulunan asgari ücret dikkate alınarak cezalar belirlenir.
III-TORBA YASADA İDARİ PARA CEZASI İLE İLGİLİ MADDELER VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Söz konusu tasarının 12. maddesinin 4. fıkrasına göre;
– 31.12.2010 tarihine[6](bu tarih dâhil) kadar işlenen fiillere ilişkin,
– Tasarının yasalaşıp yayınlandığı tarihten önce dava açma süresi sona ermiş ve
– Dava açma süresi sona erdiği halde tasarının yasalaşıp yayınlandığı tarih itibariyle ödenmemiş olan idari para cezalarının
borç aslılarının % 50’si affedilmektedir. Kalan % 50’sinin ise ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden tasarının yasalaşıp yayınlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi gerekmektedir. Bu ödemenin yapılması halinde idari para cezası borç asıllarının kalan % 50’si ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Söz konusu tasarının 13. Maddesinin 1. Fıkrasına göre;
– 31.12.2010 tarihine kadar (bu tarih dâhil) kadar işlenen fiillere ilişkin olan ve
– Tasarının yasalaşıp yayınlandığı tarihi takip eden ikinci ayın sonuna kadar tahakkuk ettiği halde dava açılmış veya dava açma süresi sona ermemiş olan idari para cezalarının
Borç asıllarının % 25’i ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden tasarının yasalaşıp yayınlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi durumunda, idari para cezası asıllarının % 75’i ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi Fer’i alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Ayrıca yine mezkûr maddenin ikinci fıkrasına göre bu madde kapsamına giren alacakların tahakkuk ettiği tarih itibarıyla bu madde için öngörülen başvuru süresinin on beş günden az kaldığı hallerde, bu alacaklar için bu maddeye göre yapılacak başvuru süresi tahakkuk tarihinden itibaren on beş gün olarak uygulanacaktır. Yani 31.12.2010 tarihi ve öncesinde işlenen bir fiile ilişkin idari para cezasının, başvuru için öngörülen tasarının yasalaşıp yayınlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna 15 gün az kaldığı hallerde başvuru süresi tahakkuk tarihinden itibaren 15 gün uygulanacaktır.
Örneğin tasarının 28.02.2011 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yasalaştığını düşünelim. Fiil tarihi 30.10.2010 olan bir idari para cezasının da 25.04.2011 tarihinde tahakkuk ettiğini düşünelim. Bu varsayımlara göre söz konusu idari para cezası için kanundan yararlanmak için başvuru süresinin son günü 10.05.2011 tarihidir. Zira normal şartlarda başvuru süresinin son günü 30.04.2011 tarihidir. Çünkü yasanın yayınlandığı tarih olan 28.02.2011 tarihini takip eden ikinci ayın sonuncu günü bu tarihtir. Ancak olayımızda idari para cezasının tahakkuk tarihi olan 25.04.2011 tarihine göre başvurunun son tarihine 15 günden az kaldığı için söz konusu madde gereği başvuru tarihi idari para cezasının tahakkuk tarihinden itibaren 15 gün olarak uygulanacak ve 10.05.2011 tarihi olacaktır.
IV- SONUÇ
Görüldüğü üzere yapılandırma kapsamına fiil tarihi 31.12.2010 tarihine kadar (bu tarih dâhil) olan idari para cezaları alınmıştır. Bununla birlikte idari para cezalarının yapılandırılması için iki farklı düzenleme esas alınmıştır. Buna göre dava açma süresi geçirilmiş idari para cezalarının borç asıllarının % 50’si affedilirken, dava konusu olabilecek olanların dava edilmemesi dava konusu edilmiş idari para cezalarının da davadan vazgeçilmesi halinde borç asıllarının % 75’i affedilmektedir.
[1]12.05.2010 tarih ve 27579 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[2]Ali GÜZEL – Ali Rıza OKUR – Nurşen CANİKLİOĞLU, Sosyal Güvenlik Hukuku, Beta Yayınevi, 12. Baskı, İstanbul 2009, s.247
[3]28.09.2008 tarih 27011 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır.
[4]GÜZEL – OKUR – CANİKOĞULU, age, s. 259
[5]Mustafa KURUCA, “Sosyal Güvenlik Hukukunda İdari Para Cezaları”, Mali Çözüm , Sayı: 93, Mayıs-Haziran 2009, s. 234
[6]Tasarıda 31.07.2010 olarak belirtilen tarih Plan Ve bütçe Komisyonunda 31.12.2010 olarak değiştirilmiştir.