Vergi Yargısında Dava Açma Süreleri

1- GİRİŞ

Vergilendirmede iktidar kuralı esastır. Diğer bir ifade ile devlet hiçbir zaman vatandaşlarına kaldıramayacağı yükü yüklemez. Bu ana temel ilke Anayasamızın 73.maddesinde hüküm altına alınmıştır. Buna göre; herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle mükelleftir.

Bu temel anayasal yaklaşıma karşılık vergilemede belirlilik ilkesinin olmaması, yapısal dönüşüme uygun olmayan düzenlemeler, istisna ve muafiyet uygulamasının çokluğu mükellef ile idareyi karşı karşıya getirmektedir.

e-devlet yaklaşımı içerisinde Vergi Dairelerinin Reorganizasyonu Kapsamında VEDOP, VEDOP-2 ve VEDOP- 3 Kapsamında E-VDO Projelerine geçilmiş olması, elektronik ortamda alınan beyannamelerin, otomasyon kapsamındaki vergi dairelerinden alınan beyannamelerin % 99’unu kapsamasına rağmen vergi toplamadaki maliyeti azaltmamıştır. 100 TL vergi toplamak için yapılan harcama 2002 yılında 0,72 TL iken bu tutar 2008 yılında 0,75 TL olmuştur. [1]

Yapılan bir araştırmada[2]2000- 2006 yıllarında 67.112 mükellefler veya kanuni temsilci hakkında kamu davası açılmış olup 27.045 kişi sanık olarak mahkumiyet cezasına çarptırılmıştır. Vergi inceleme elemanları tarafından 213 Sayılı vergi usul kanunu’nun 359.maddesinde yazılı kaçakçılık fiilleri işleyenler hakkında aynı kanunun 367.maddesine göre kamu davası açılabilmektedir. Bu veriler ışığında da görüleceği üzere açılan kamu davalarının % 50’si idare aleyhine sonuçlanmaktadır.

Bu bağlamda hernakadar mükellef ile vergi idaresinin ihtilafa meydan vermeden uzlaşması istense de anlatılan gerekçelerle bu pek de mümkün olmamaktadır.

Yargı, kendisine gelen dosyaları esastan incelemeye almadan önce konuyu usul-den (şekli ve sürelere müteallik konularla) değerlendirmektedir. Bu noktada mükelleflerin dava açacağı konuda dava açma sürelerini geçirmesi bazen çok önemli davaların baştan kaybedilmesine sebep olmaktadır.

İşte bu noktada makalemizde vergi hukukunda dava açma esasları ve dava açma süreleri ele alınmaya çalışılmıştır.

2. DAVA AÇMA SÜRELERİ

a- Vergi/Ceza İhbarnamesine Karşı Dava Açma

Beyan üzerinden tahakkuk fişi ile yapılan vergi tarh ve tahakkuku dışında kalan her türlü vergi tarhiyatı ihbarname ile mükellefe tebliğ olunur.

“Vergi/Ceza İhbarnamesi”, İkmalen, re’sen ve idarece tarh edilecek vergiler ile kesilecek cezalar için düzenlenen belgedir.

İkmalen ve re’sen tarh edilen vergiler “ihbarname” ile ilgililere tebliğ olunur. Nev’i ve doğuşu ayrı olan vergiler için ayrı ihbarname kullanılır. (VUK Madde 34)

İhbarnamede” ihbarnamenin sıra numarası, ihbarnamenin tanzim tarihi, verginin nev’i, mükellefin soyadı, adı (tüzelkişilerde unvanı), mükellefin açık adresi, vergilendirme dönemi, verginin matrahı, verginin hesabı, verginin miktarı, kısa ve açık bir ifade ile ikmalen veya re’sen vergi tarhını icabettiren sebepler, vergi mahkemesinde dava açma süresi, vergi mahkemesinde dava açma şekli” mutlaka yer almalıdır.

İhbarnamenin mükellefe tebliğ edilecek nüshasına, tarhiyatın dayanağı olan vergi inceleme raporu, takdir komisyonu kararı, tutanak, yoklama fişi, düzeltme fişi gibi belgelerin birer örneğinin eklenmesi zorunludur.

2576 Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 6.maddesine göre;

Vergi Mahkemeleri:

a) Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri malî yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları,

b) (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Âmme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları,

c) Diğer kanunlarla verilen işleri Çözümler.

2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7.maddesine göre; Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış (60) ve vergi mahkemelerinde otuz (30) gündür.

Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararları, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştay’da temyiz edilebilir.

Özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün (30) içinde Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabilir. (İYUK Madde 46)

Danıştay dava daireleri ve İdarî veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verdikleri kararlar ile bölge idare mahkemelerinin itiraz üzerine verdikleri kararlar hakkında, bir defaya mahsus olmak üzere kararın tebliğ tarihini izleyen on beş (15) gün içinde taraflarca kararın düzeltilmesi istenebilir. (İYUK Madde 54)

Vergi/Ceza ihbarnamesi, Vergi Usul Kanunu’nun 101. maddesinde sayılan ve bu kanuna göre bilinen adreslere yapılması gerekir.

Tebliğ mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılır. Tüzelkişilere yapılacak tebliğ, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzelkişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılır. Tüzelkişilerin müteaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılması kafidir.

Tebliğ, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müstahdemlerinden birine yapılır. (Muhatap yerine bu şekilde kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerekir).

Tüm bu bilgiler ve açıklamalar ışığında mükelleflerin ihbarnameye karşı dava açabilmeleri için tarhiyata konu vergi ve kesilen cezanın hukuka ve yasal mevzuata aykırılığını iddia etmeden önce tebliğ koşullarının yani tebliğatın bilinen adreslerde ve asıl muhataba yapılıp yapılmadığının araştırılması gerekir. Örneğin, apartman kapıcısına yapılan tebliğ, eski kanuni temsilciye veya şirket ortağına yapılan tebliğler yasal dayanaktan mahrumdur.

Vergi/Ceza İhbarnamesi

İhbarnamenin tebliğinden itibaren 30 gün içinde

Vergi Mahkemesi

b- İhtiyati Hacze Dava Açma

Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki kanunda İhtiyati hacze ilişkin net bir tanım mevcut değildir. İhtiyati haczin tanımı Otomosyonlu Vergi Daireleri İşlem Yönergesinin 126.maddesinde yapılmıştır. Buna göre; ileride tahakkuk edecek olan tahakkuk etmiş henüz vadesi geçmemiş bulunan ya da geçtiği halde ödeme emri tebliğ edilmemiş olan amme alacağının tahsil güvenliğini sağlamak amacıyla yapılan hacze ihtiyati haciz” denir.

İhtiyati haciz, 6183 Sayılı A.A.T.U.H.K’nun 13.maddesinde düzenlenmiştir. 13.madde de (7) bent halinde sayılan durumların herhangi birinin mevcudiyeti takdirinde ihtiyati haciz tatbik edilmesi gerekmektedir.

Vergi davalarında ihtilafların görüm ve çözümünde uygulanacak hükümleri düzenleyen ve 213 sayılı Kanunda yer alan hükümler de 2577 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılması nedeniyle, ihtiyati hacze karşı dava açılması halinde, bu davaların görüm ve çözüm usulleri 2577 sayılı Kanunda yapılan düzenlemelere tabi kılınmıştır.

Bu itibarla, ihtiyati haciz sebeplerine karşı açılacak davaların;

– Haczin tatbik edildiği tarihten,

– Gıyapta yapılan hacizlerde ise haczin tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde ilgili vergi mahkemesinde açılması gerekmektedir.

Buna karşılık borçlu, 10’uncu maddenin 5’inci bendinde yazılı menkul mallar hariç olmak üzere, mezkur maddeye göre teminat gösterdiği takdirde ihtiyati haciz dava edilmeden haczi koyan merci tarafından kaldırılması gerekir.

Buna göre haklarında ihtiyati haciz tatbik edilenler şu hususlara dikkat etmek suretiyle dava açabilirler:

§ Ödeme emri tebliği ihtiyati haczin kaldırılmasını gerektir,

§ Menkul mallar hariç bu kanunun 10.maddesine göre teminat gösterilmesi haczi kaldırır,

§ İhtiyati hacze yetkili tek makam mahalli en büyük memur/Vergi Dairesi Başkanıdır. Bu yetki başkalarına devredilemez. Vergi inceleme elemanları ve vergi dairesi müdürlüğünün imzası ile bu müessese uygulanamaz,

§ İhtiyati hacizde itiraz münhasıran sebebine karşı açılabilir. Miktarına karşı dava açılamaz,

§ İhtiyati haciz uygulaması icrai bir haciz müessesesi değildir. Tedbir amaçlı uygulanır. Bu nedenle haciz uygulaması nedeni ile haczedilen mallar satılamaz ve paraya çevrilemez.

§ Tahsil dairesinin bulunduğu mahalde ikametgah sahibi bir şahsı müteselsil kefil göstermesi halinde haczin kaldırılması konusunda amme idaresi muhtardır.

§ 62.maddenin son paragrafında tahsil dairesi alacaklı amme idaresi ile borçlunun menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir” denilmektedir. Bu hükme göre amme borcu aşan miktarda ihtiyati haciz tatbik edilemez.

§ Tarhiyattan kaynaklı olan ihtiyati hacze karşı dava açıldığı hallerde ise, yargı organlarınca tarhiyatın terkinine karar verilmesi ve terkin kararının kesinleşmesi şartıyla ihtiyati hacze ilişkin davanın sonucu beklenilmeksizin ihtiyati haczin kaldırılması gerekmektedir.

İhtiyati Haciz

Haczin tatbikinden itibaren 7 gün içinde

Vergi Mahkemesi

c- İhtiyati Tahakkuka Karşı Dava Açma

İhtiyati tahakkuk müessesesi, amme alacaklarını koruyan bir sistem olarak 6183 Sayılı A.A.T.U.H.K’nun 17 ve müteakip maddelerinde düzenlenmiştir.

Buna göre;

§ İhtiyati tahakkuk vergi dairesi müdürünün ve/veya grup müdürünün yazılı talebi defterdar/vergi dairesi başkanının kararı ile tatbik edilir,

§ Mükellefin henüz tahakkuk etmemiş vergi ve resimlerinden Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilecek olanlarla bunların zam ve cezaları hakkında uygulanabileceği hükme bağlanmıştır. Buna göre, harç, stopaj gelir vergisi ve bunların gecikme faizleri ile aslına bağlı cezalara bu işlem uygulanamaz,

§ İhtiyati tahakkuk tutarı, mükellefin maddede sayılan vergi, resim ve cezalarından matrahı belli olanlar üzerinden, geçmiş yıllara ve cari yılın geçen aylarına ait olup, matrahı henüz belli olmayan alacaklar açısından ise geçici olarak harici karinelere göre takdir yoluyla tespit ettirilen matrahlar üzerinden hesaplanacaktır,

§ Bu esasa göre tahakkuk eden vergi ve resimler ve bunların zam ve cezaları kanunlarına göre ödeme zamanları gelmeden tahsil olunmaz. Ancak bunlar için derhal ihtiyati haciz tatbik olunur,

§ Haklarında ihtiyati tahakkuk üzerine ihtiyati haciz tatbik olunanlar ihtiyati tahakkuk sebeplerine ve miktarına 15’inci madde gereğince itirazda bulunabilirler

İhtiyati Tahakkuk

İhtiyati tahakkuk sebeplerine ve miktarlarına karşı, bildirim tarihinden itibaren 7 gün içinde

Vergi Mahkemesi

d- Ödeme Emrine Karşı Dava Açma

Vadesinde borcunu ödemeyenlere bir ödeme emri tebliğ edilerek cebri icra işlemlerine başlanılması gerekmektedir. Ödeme emri tebliğ edilmeden cebri takibe başlanılamaz.

6183 sayılı Kanunun “Ödeme emrine itiraz” başlıklı 58 inci maddesinde “Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi mahkemesi nezdinde itirazda bulunabilir.

6183 sayılı Kanun 55 inci maddesine göre ödeme süresi içinde ödenmeyen bir amme alacağının takibi için düzenlenerek muhatabına tebliğ edilmiş olan ödeme emirlerine karşı borçlu tarafından 7 gün içinde ilgili idari yargı merciinde (mahkemesinde) Kanunun 58 inci maddesine göre ancak;

§ Böyle bir borcun olmadığı,

§ Borcun kısmen ödendiği,

§ Borcun zamanaşımına uğradığı, gerekçeleriyle dava açılması mümkün bulunmaktadır.

Bu bilgiler ışığında ödeme emri ile ilgili hususlarda amme borçlusunun dava açma yoluna gitmesi halinde aşağıdaki hususlara dikkat etmek gerekir;

§ Ödeme emrine karşı açılan davalarda, yargı mercilerince yürütmenin durdurulması kararı verilmediği müddetçe amme alacağı için tahsil dairesine teminat gösterilse dahi, takibatın devam ettirilmesi gerekmektedir.

§ İtirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağı % 10 zamla tahsil edilir hükmü yer aldığından gelişi güzel dava açılmaması gerekir,

Ödeme Emri

Tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde

Vergi Mahkemesi

d- Kesin/Kat’i Hacze Karşı Dava Açma

6183 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasında “Borçlunun mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarı tahsil dairesince haczolunur.” hükmü yer almaktadır.

Haciz muameleleri, tahsil dairelerince düzenlenen ve alacaklı amme idaresinin mahallî en büyük memuru veya tevkil edeceği memur tarafından tasdik edilen haciz varakalarına dayanılarak yapılır.

Borçlu tarafından başkasının olduğu beyan veya üçüncü şahıs tarafından ihtiyaten haciz veya istihkak iddia edilmiş bulunan malların haczi en sonraya bırakılır.

Tahsil dairesi alacaklı amme idaresi ile borçlunun menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir.

Kesin hacze karşı süre belli edilmediğinden dava açma süresi 7 gün değil 30 gündür.

Buna göre haklarında kesin hacze karşı aşağıdaki hususlara dikkat etmek suretiyle dava açabilirler:

§ Ödeme emri tebliğ edilmeden ve 7 günlük dava açma süresi dolmadan haciz işlemine girişilemez,

§ Bunun yanında haciz, haciz varakasına istinaden tatbik edilir,

§ Hacze dava açılması tahsil işlemini durdurmaz. Haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında bu kararların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edilir,

§ Hacze karşı, haczin tatbikinden itibaren 30 gün içinde vergi mahkemesi nezdinde dava açılması gerekir.

Kesin/Kat’i Haciz

Haczin tatbikinden itibaren 30 gün içinde

Vergi Mahkemesi

e- İstihkak İddialarına Karşı Dava Açma

Hacze karşı istihkak iddiaları; 6183 sayılı Kanunun “Borçlu elinde haczedilen mallara karşı istihkak iddiaları” başlıklı 66 ncı ve “Üçüncü şahıs elinde haczedilen mallara karşı istihkak iddiaları” başlıklı 67 nci maddesinde istihkak iddiaları ile ilgili diğer hükümler ise 68 inci maddesinde düzenlenmiştir.

Bir şahsın, bir şeyin mülkiyetini iddia etmesi, davasını isbat etmesi, hâkimin bu malın mülkiyetinin ona ait olduğuna karar vermesi ve maldan başkasının elini çektirmesi anlamında bir hukuk terimidir.[3]

İstihkak, borçlu elinde haczedilen malların hacze maruz kalan kişi tarafından üçüncü şahsın mülkü veya rehni olarak gösterdiği veyahut üçüncü şahıs tarafından o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia edilmesi istihkak iddiası olarak ifade edilir. Daha net bir ifade ile; istihkak iddiası, borçlu elinde bulunan malın kendisine ait olmayıp üçüncü şahsa aidiyetini ileri sürmesi, üçüncü şahsın da borçlu elindeki mal üzerinde hak iddia etmesidir.

Borçlu, üçüncü şahıs ya da alacaklı amme idarelerince anılan maddelere göre açılacak davalara bakmaya, haczi yapan tahsil dairesinin bulunduğu yer sulh hukuk/asliye hukuk mahkemeleri görevlidir.

İstihkak iddiası tahsil dairesince kabul edilmez veya borçlu tarafından istihkak iddiasına itiraz edilirse 7 gün içinde mahkemeye müracaat etmesi lüzumu tahsil dairesince üçüncü şahsa bildirilir.

İstihkak İddiası

Tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde

Asliye Hukuk Mahkemesi

f) Gayrimenkul İhalesinin Feshi Davası

Her türlü gayrimenkul malların, gemilerin haczi sicillerine işlenmek üzere haciz keyfiyetinin tapuya veya gemi sicillerinin tutulduğu daireye tebliğ edilmesi suretiyle yapılır.

Gayrimenkul malların haczi haciz bildirisinin tebliği suretiyle yapılır. Gayrimenkuller, satış komisyonlarınca açık artırma ile satılır. Satışa çıkarılacak gayrimenkullere bilirkişinin mütalaası alınmak suretiyle satış komisyonu tarafından rayiç değer biçilir.

Alacaklı tahsil dairesi gayrimenkul satışını, artırma tarihinden en az 15 gün önce başlamak şartıyla ilan eder.

Gayrimenkul artırma sonunda, üç defa bağırıldıktan sonra en çok artırana ihale olunur. �zu kadar ki, artırma bedeli gayrimenkul için biçilmiş olan değerin % 75’ini bulmak lazımdır. �zayet amme alacağına rüçhanı olan diğer alacaklar bu gayrimenkul ile temin edilmiş ise, artırma bedelinin, bu suretle rüçhanı olan alacakların tutarından fazlaya çıkması ve yapılmış ve yapılacak masrafları da karşılaması şarttır.

Artırmada yukarıdaki maddede yazılı miktar elde edilmemiş ise, en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla artırma 7 gün daha uzatılır. 7’nci günü aynı saatte gayrimenkul en çok artırana ihale edilir. Evvelce yapılan ilanda bu hususlar belirtilir. �zu kadar ki, rüçhanlı alacaklı bulunduğu takdirde ihale bedelinin rüçhanlı alacakla birlikte masrafları da aşması şarttır, aşmazsa satış yapılmaz.

Bu bilgiler ışığında özetle ifade etmek gerekir ki 1.İhalede gayrimenkul için biçilmiş olan değerin % 75’ini bulması şart iken 2. ihalede en çok artırana ihale edilir. İkinci ihalede asgari bir koruyucu tutar bulunmamaktadır. Bu da amme borçlusunu çoğu zaman mağdur eden bir uygulamanın ortaya çıkmasına sebep olabilir.

Örneğin;

100.000 TL’lik değer biçilen gayrimenkule birinci ihalede alıcı çıkmaması üzerine 7 gün içinde ikinci ihale yapılmış olup, alıcı Bay (A) ihaleye iştirak ederek 10.000 TL bedel vererek ihaleyi kazanmıştır. Bu da göstermektedir ki muhammen değerinin % 10’u tutarına gayrimenkul satılmıştır. Satış komisyonu tarafından gayrimenkul kendisine ihale edilen alıcı o gayrimenkulün mülkiyetini iktisap etmiş olur.

İşte böyle durumlarda gayrimenkulü haczedilerek düşük değere satılan ve mağdur olan amme borçlusu ne yapabilir?

6183 Sayılı Kanunun 99.maddesi “İhalenin Neticesi Fesih ve Tescil” başlığını taşımaktadır. İhalenin feshi gayrimenkulün bulunduğu yerin icra tetkik merciinden şikayet yoluyla istenebilir.

İhalenin ilgililere tebliği tarihi şikayet için muayyen olan 7 günlük müddete başlangıç sayılır. Tetkik merciinin vereceği karar 10 gün içinde temyiz olunabilir. Temyiz talebini Temyiz İcra ve İflas Dairesi tetkik eder. İhale edilen malın değeri 50.000 Yeni Türk Lirasını aştığı takdirde murafaa istenebilir.

Gayrimenkul İhalesinin Feshi Talebi

İhalenin ilgililere tebliğinden itibaren 7 gün içinde

İcra Tetkik Mercii

g) Üçüncü �zahıslardaki Menkul Malların, Alacak ve Hakların Haczi

Haciz her zaman borçlu elindeki mal ve haklar için yapılmaz. Borçluya ait mal, alacak ve hakların çeşitli nedenlerle üçüncü kişiler elinde bulunması da mümkündür. Amme borçlusunun banka nezdinde açılmış hesabının bulunması, tasarruf amaçlı biriktirdiği altınların yakınlarında olması, çalıştığı iş yerinden olan alacağı, meskenini kiraya vermesinden doğan kira gelirleri bu kapsamda değerlendirilir.

Hamiline yazılı olmayan veya cirosu kabil senede dayanmayan alacaklar ile maaş, ücret, kira vesaire gibi her türlü hakların ve fiilen tutanak düzenlemek suretiyle haczi kabil olmayan üçüncü şahıslardaki menkul malların haczi, borçlu veya zilyed olan veyahut alacak ve hakları ödemesi gereken gerçek ve tüzel kişilere, kurumlara haciz bildirisinin tebliği suretiyle yapılır.

Tahsil dairesi tarafından tebliğ edilecek haciz bildirisi ile; bundan böyle borcunu ancak tahsil dairesine ödeyebileceği ve amme borçlusuna yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı veya elinde bulundurduğu menkul malı ancak tahsil dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna verilmemesi gerektiği, aksi takdirde amme borçlusuna yapılan ödemeler ile malın bedelini tahsil dairesine ödemek zorunda kalacağı üçüncü şahsa bildirilir.

Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs ileri sürebileceği sınırlı saiklerle malın kendisinde olmadığını haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır. Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur.

Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs, ileri sürebileceği savları ispatlaması ve 7 gün içerinde tahsil dairesine bildirmesi gerekir. Bunlar sırası ile;

§ Borcu olmadığı,

§ Malın yedinde bulunmadığı,

§ Haczin tebliğinden önce borcun ödendiği,

§ Malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu,

§ Alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu,

Üçüncü �zahıslardaki Menkul Malların, Alacak ve Hakların Haczi

Haciz Bildirisinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde

Tahsil Dairesi

3- SONUÇ

Anayasamıza göre idarenin her türlü eylem ve işlemleri yargı yoluna açıktır. İktisadi ve teknik konuların teknoloji ile birlikte sürekli gelişme göstermesi buna mukabil yasal mevzuatın bu gelişmelere geç intibak etmesi yanında vergisel konularda uygulayıcılar tarafından yaratılan yorum farklılıkları mükellef ile idareyi çoğu zaman karşı karşıya getirmektedir.

Tesis edilen işlemin özelliğine göre dava açma süreleri farklılık arz etmektedir. Bu noktada vergi hukukumuzda ödeme emri, ihtiyati haciz, ihtiyati tahakkuk, istihkak İddiası, gayrimenkul ihalesinin feshi talebi gibi konular için özel dava açma süresi öngörülmüş ve 7 günlük süre ile sınırlandırılmıştır.

Bununla beraber 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7.maddesine göre ilk derece vergi mahkemesinde dava açma süresi otuz (30) gündür. Bu da göstermektedir ki kanun koyucu bir konuda süre öngörümü yapmamışsa dava açma süresini 30 gün olarak algılamak gerekmektedir.

Bu bilgiler ışığında vergi hukukumuzda düzenlenen konulara göre dava açma süreleri tablo halinde aşağıda olduğu gibi tek tek gösterilmiştir.

İhtilafın Konusu

Dava Açma Süresi

İtiraz Makamı

Vergi/Ceza İhbarnamesi

İhbarnamenin tebliğinden itibaren 30 gün içinde

Vergi Mahkemesi

Üst Mahkemeye Temyiz

Kararın tebliğinden itibaren 30 Gün içinde

Danıştay

Kesin/Kat’i Haciz

Haczin tatbikinden itibaren 30 gün içinde

Vergi Mahkemesi

İhtiyati Haciz

Haczin tatbikinden itibaren 7 gün içinde

Vergi Mahkemesi

İhtiyati Tahakkuk

İhtiyati tahakkuk sebeplerine ve miktarlarına karşı bildirim tarihinden itibaren 7 gün içinde

Vergi Mahkemesi

Ödeme Emri

Tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde

Vergi Mahkemesi

İstihkak İddiası

Tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde

Asliye Hukuk Mahkemesi

Üçüncü �zahıslardaki Menkul Malların, Alacak ve Hakların Haczi

Haciz Bildirisinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde

Tahsil Dairesi

Gayrimenkul İhalesinin Feshi Talebi

İhalenin ilgililere tebliğinden itibaren 7 gün içinde

İcra Tetkik Mercii


[1]GİB 2008 yılı Faaliyet Raporu. Genel Bütçe Vergi Gelirlerinin Tahsilatı ile Gelir İdaresi Başkanlığı Harcamalarının Karşılaştırılması. Bknz. www.gib.gov.tr.

[2]Bumin DO�zRUSÖZ. Vergi Cezalarında Af Gereği Referans Gazetesi 16.06.2008

[3]www.sevde.de.Doç.Dr.Hamdi Döndüren.

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*