Yeni TTK Da Tartışma Yaratan Konular Yeniden Düzenlendi

Kamuoyunun yakından bildiği üzere 6102 sayılı yeni “Türk Ticaret Kanunu” 14 Şubat 2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Bu kanunla birlikte iş ve ticari hayatı ilgilendiren birçok yeni düzenleme yapılmıştır. Kanunun birçok maddesi 1 Temmuz 2012 de yürürlüğe girdi. Bazı maddeleri ise daha sonra yürürlüğe girecek. Fakat bu kanun yürürlüğe girmeden önce bazı maddeleri kamuoyunun ve iş dünyasının büyük tepkisine yol açtı. Bu durumu değerlendiren başta Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve TOB, gelen eleştirileri dikkate alarak 55 ‘ e yakın maddede değişiklik yapan yasa teklifini hazırlayıp TBMM ‘ye sundu . Yapılan değişikliklerin tamamına yakınını kabul edildi ve böylelikle kamuoyunda büyük tartışma oluşturan maddeler “ 6335 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla ”değiştirilmiş oldu.

6335 Sayılı Kanunla 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret kanununda değiştirilen önemli konuları sizlerle paylaşmak istiyoruz

  • Kağıt ve Belgeler

Yeni TTK’ da değişiklik yapılmadan önce her türlü kağıt ve belgede tacirin sicil numarası, ticaret unvanı, işletmesinin merkezi, yönetim kurulu başkan ve üyelerinin, müdür ve yöneticilerinin ad ve soyadları, internet sitesinin adresi ve numarasının olması zorunlu tutulmuştu.

Son değişiklikle ticari mektup ve ticari defterlerde bulunması gereken kayıtlar ticaret unvanı, işletmenin merkezi, ticaret sicili numarası ve eğer tacir internet sitesi oluşturma yükümlülüğüne tabi ise internet sitesi adresi olarak belirlenmiştir. Kanundaki ifadeden yönetim kurulu başkan ve üyelerinin, müdür ve yöneticilerinin ad ve soyadları çıkarılmıştır. Ayrıca Ticari evrak ve kâğıtlarda bulunması zorunlu olan yönetim kurulu başkan ve üyelerinin, müdür ve yöneticilerinin ad ve soyadları ifadeleri çıkarılmıştır

  • Pay sahiplerinin şirkete borçlanma yasağı

Kanunun ilk halinde “iştirak taahhüdünden doğan borç hariç, pay sahipleri şirkete borçlanamaz” hükmü yer almaktaydı. Bu madde çok fazla eleştiri almıştı. Çünkü maddenin bu haliyle kalması durumunda hiçbir şirket ortağı şirketinden tek kuruş bile alamayacaktı.

Yeniden yapılan düzenlemeyle bu madde biraz yumuşatıldı ve “Pay sahipleri sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçlarını ifa etmedikçe ve şirketin serbest yedek akçelerle birlikte karı geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olmadıkça şirkete borçlanamazlar” olarak değiştirildi. Yani şirket ortağı bu maddenin gereğine uygun hareket eder ve şirkete borçlanırsa bir sorun yok maddeye aykırı davranılması halinde ise adli para cezasıyla karşılaşılması söz konusu. Şirket ortakları şirketlerine borçlanmadan önce mutlaka şirketin muhasebe sorumluları ve mali müşavirleriyle istişare etmelerinde fayda görüyoruz.

  • Defter tutma yükümlülüğü

Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun değişmeden önceki 64 maddesine her tacir ticari defterlerini Türkiye Muhasebe Standartları’na göre tutması gerekmekteydi. Bu konu ciddi bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Türkiye Muhasebe Standartları özü itibariyle “Uluslararası Muhasebe Standartları’”nın bire bir özdeşi durumundadır. Bu standartların çoğunun temel prensibi piyasaya değerleriyle değerleme ve mali raporlamayı içeriyor. Özü itibariyle finansal durumu mali tablolar aracılığıyla gösteren bir uygulama. Bunun genel muhasebe kayıtlarıyla günlük bir şekilde tüm standartları içererek uygulanması zaten çok güçtü bu uygulama yeni düzenlemeyle kaldırıldı.

Son değişiklikle Türkiye Muhasebe Standartlarına göre (TMS/UMS) defter tutma yükümlülüğü kaldırılmıştır. Yine eskisi gibi defterler 1961 tarihli 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK) hükümlerine göre tutulacak. Fakat VUK konusunda Maliye Bakanlığı güncel şartlara göre uluslararası standartlara paralel düzenlemeler yapabilir.

  • Ticari defterlerde kapanış onayı

Kanunun ilk halinde ticari defterlerde kapanış onayı tüm defterler için geçerliydi. Son değişiklikle yalnız yevmiye defteri ve yönetim kurulu karar defteri için kapanış onayı yaptırılması zorunluluğu getirilmiştir. Kapanış onayının süresi izleyen faaliyet döneminin 3. ayının sonuna kadar yapılır şeklinde değiştirilmiştir.

  • Yönetim kurulu üyeleriyle ilgili düzenleme

Yine kamuoyunda tartışma yaratan konulardan biride yönetim kurulu üyeleriyle ilgili düzenlemeydi Yeni TTK’ da değişiklik yapılmadan önceki şeklinde A.Ş’ lerde yönetim kurulu üyelerinin; En az ¼’ünün yüksek öğrenim görmüş olması ve Türkiye’de ikamet etmesi zorunluluğu getirilmişti. Yeni değişiklikle bu düzenleme tamamen ortadan kaldırıldı.

  • Bağımsız Denetim

Kanunun ilk halinde tüm sermaye şirketleri bağımsız denetime tabi oluyordu. Bu hüküm değiştirildi. Yeni değişikliğe göre bağımsız denetime tabi olacak şirketler Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek. Bize göre bu noktada sektör, ciro , şirket aktif toplamı gibi kriterler baz alınarak bir belirleme yapılacak ve buna göre hangi şirketlerin bağımsız denetime tabi olacağı belirlenecek. Şunu özellikle vurgulamak isteriz. Bağımsız denetime tabi olacak şirketlerin alt yapılarının kurumsal ve şirketlerin etkili bir iç kontrol sistemine sahip olmaları bağımsız denetim açısından çok önemli.

Bağımsız denetimin kimler tarafından nasıl yapılacağına dair kapsamlı düzenleme Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yapılacak ve daha sonra tebliğ yada yönetmelikle ilan edilecek.

  • İşlem Denetçisi

Yeni TTK’ da İşlem Denetçisi adında bir müessese getiriliyordu. İşlem denetçisi şirketlerde kuruluş, sermaye artırımı, birleşme, bölünme, tür değiştirme gibi uygulamalarda rapor hazırlayıp uygunluk denetimi yapacaktı. Değişiklikle bu düzenlemede yürürlüğe girmeden kaldırıldı.

  • İnternet Sitesi Kurma Yükümlülüğü

Yeni TTK uyarınca, her sermaye şirketinin ( A.Ş, Ltd .Şti, payları bölünmüş komandit şirket) bir internet sitesi açması ve bu sitenin belli bir bölümünü kanunda sayılan bilgilerin açıklanmasına özgülemesi gerekmekteydi.

Yeni değişiklikle bağımsız denetime tabi olacak sermaye şirketleri kuruluşlarının ticaret siciline tescili tarihinden itibaren, üç ay içinde bir internet sitesi açmak ve bu sitenin belirli bir bölümünü şirketçe kanunen yapılması gereken ilanların yayımlanmasına özgülemek zorunda olacaklar. Küçük ölçekli şirketler için bir anlamda bu uygulama kalkmış oluyor.

  • Cezai Hükümler

Kanunun ilk şeklinde bir çok konuda adli para cezaları ve hapis cezaları söz konusu idi. Bu konular ciddi anlamda yumuşatıldı ve değişikliğe gidildi. Adli para cezalarının büyük bir bölümü idari para cezasına çevrildi, hapis cezalarının bir bölümü de adli para cezası olarak yeniden düzenlendi

Sonuç : İş ve ticaret dünyamızın en kısa zamanda Yeni Türk Ticaret Kanunu’na uyum sağlaması gerekiyor. Özelliklede kanunun tatbik edilmesiyle ilgili başta uygulamanın içerisinde olan hukukçularla ve mali müşavirlerle her aşamada istişare edilmesini ve kanunun uygulama takvimine riayet edilmesini tavsiye ediyoruz.